Muhterem dostlar…
İnsan hayatında, bizlerin mucize dediğimiz olağanüstü olaylar yaşanabiliyor. İşte bizler de buna mucize diyoruz.
12 Eylül 1980’den sonra hayatımı devam ettirmek, çocuklarımın rızkını kazanmak için bir minibüs alıp, pazarcılık yapmaya başladım. Afyon merkez ve köylerinde değil, Eskişehir’in Seyitgazi ilçesi ve köylerine gidiyordum.
O dönemde Gazlıgöl’de oturuyordum.
Salı günleri evden çıkıyor, cuma günü eve dönüyordum. Akşamları bir köyde kalıyordum.
Yine bir akşam, o günkü ismi Tonra (Gökçegüney) olan köydeki Koca Mehmet’in odasına geldim.
Sonradan rahmetli olan eşi, Hamide nine yemek hazırlamış.
Oda tepede bir yerdeydi. O köyde evlerin toprak damları yolla neredeyse eşittir.
Arabayı durdurdum odanın yanına, sonra yerini beğenmedim, “Hamide nine arabanın yönünü yola doğru çevireyim” dedim
Rahmetli nine de “Oğlum sabah çevirirsin” dedi. Ben de dinlemedim, motor sıcakken marş basıyor diye geri geri çıkmaya başladım.
Fakat arabayı kaçırdım. Araba geri geri kaçarken frenler de tutmuyor. Araba gittikçe hızlandı. Evlerin damından aşağı uçacağız. Tepede bir cami var.
Nasıl olsa burası Allah’ın evi, dedim, arabanın yönünü çevirdim, caminin bahçe duvarına vurarak durabildim.
Sonra köylülerin yardımıyla, arabayı öküzlerle düze çıkardık.
Çok şükür bir şey olmadı.
***
Anadolu’da bir söz vardır, “Sabahın şerri akşamın hayrından iyidir” diye…
Ben bu olayı yaşarken, şu anda Erzurum’da yaşayan kızım, annesine sarılarak, “Anne babam uçuyor” diye sarılıp ağlıyor.
İki gün sonra eve geldiğimde, rahmetli eşim, “Sen bir kaza geçirdin” dedi bana.
Demek ki çocuğa malum olmuş.
Sarıldık, ağladık.
***
Yine bir gün, gece Bursa’ya gittim. Sabah Bursa’da işimi görüp, Afyon’a dönüyorum. Gece yolculuk yaptığım için uykusuzum.
Kütahya’ya geldiğimde biraz yatayım dedim. Mümkün değil uyuyamadım.
Akşam olmuştu. Yavaş yavaş gideyim dedim.
Çayrbağ’ı geçtim, Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Kampüsü civarına geldiğimde biraz dalmışım.
O arada oğlum Murat, daha küçük.
“Baba baba” diye ağlayarak beni salladı. Kendime geldiğimde karşıda bir kamyon duruyordu.
O zamanlar yol tek şeritli.
Kamyon şoförü yanıma geldi, “Kardeşim uyuyordun, ben de durdum, geçmiş olsun” dedi. Ayrıldık.
Tabii uyku falan kalmadı.
Eve geldim. Kapıyı murat açtı, ağlıyordu sarıldık.
***
Anlatmak istediğim hayatımız boyunca belki böyle olayları yaşamışızdır.
İşte bizler buna mucize diyoruz.
Öldürmeyen Allah öldürmüyor.
Çocuklara da malum oluyor.
Yolda uykunuz geldiyse mutlaka bir yere çekin. Uyuyun veya dinlenin.
Trafikte hata affetmiyor.
Cümlemize sağlıklı huzurlu mutlu ve kazasız belasız günler diliyorum.
Selam ve saygılarımla…
YORUMLAR