Yerel seçimler geride kaldı. Uzun yıllar oy verdiği partisinden kopmuş, ya da sandığa gitmeyenlerin oranı 31 Mart yerel Seçimlerinde hayli dikkat çekiciydi. Oy verme oranı oldukça düşüktü. YSK Başkanı Ahmet Yener, katılım oranının yüzde 78,11 olarak gerçekleştiğini belirtti.
Geçen yıl 14 Mayıs’ta gerçekleşen cumhurbaşkanı seçimi ilk turunda katılım oranı yüzde 87,04 olurken 28 Mayıs’taki ikinci turda katılım oranı yüzde 85,71’de kaldı.
Yerel seçimlerde ‘Cam tavanı’ kıran CHP, kuşkusuz en büyük başarıyı elde etti. İktidarın büyük ortağı AK Parti oldukça büyük bir sarsıntı yaşadı. Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP, ortada bir yerde konumlanmasını bildi ve durumu idare etti.
Kurumsal anlamda kısa, ancak düşünsel anlamda uzun bir siyasi geçmişe sahip Yeniden Refah Partisi, şimdilik dikkat çekici bir sıçrama kaydetti.
En ağır hasarı alan partililerin başında, yerel seçimlere “Özü başına” giren, İYİ Parti geliyor.
İkinci sırada ise Zafer Partisi.
Diğer partilerin kayda değer bir başarılarının olmadığı ortaya çıkarken, Millet İttifakı çatısı altındayken CHP listelerinden geçen yılki mayıs seçimlerinde çok sayıda milletvekilini Meclis’e sokan Deva ve Gelecek partilerinin ise toplumda herhangi bir karşılıklarının olmadığı görüldü.
***
Yerel seçimlerin genel seçimlerin habercisi olduğunu ileri süren siyasi yorumcular çoğunluktadır.
Ancak asıl soru şudur: “İktidara tepki olarak muhalefete giden oylar kalıcı mıdır? Kalıcı hale getirilebilir mi?”
Bu konuda kesin bir yanıt vermek zor, çünkü siyasi tercihler ve oy verme davranışları birçok faktöre bağlı olarak değişebilir. Ancak bazı genel eğilimler ve faktörler vardır:
Oy Verme Alışkanlığı: Bir kişi bir kez bir muhalefet partisine oy vermişse, bu onların gelecekte de aynı partiye oy verecekleri anlamına gelmez. Ancak bu kişilerin muhalefet partilerine daha meyilli olabilecekleri düşünülebilir, özellikle de iktidar partisinin politikalarından memnun değillerse.
Siyasi Olaylar ve Durumlar: Siyasi olaylar ve koşullar da oy verme davranışlarını etkiler. İktidar partisinin performansı, ekonomik durum, toplumsal olaylar ve muhalefetin sunacağı alternatif politikalar gibi faktörler, seçmenin tercihlerini etkileyebilir.
Liderlik ve Kampanyalar: Muhalefet partilerinin liderleri ve yürüttükleri kampanyalar da önemlidir. Karizmatik liderler veya etkili kampanyalar, muhalefet partilerinin oylarını artırabilir.
Uzun Vadeli Değişimler: Bazı ülkelerde, iktidar partisine karşı muhalefetin oyları uzun vadeli olarak artabilir veya azalabilir. Bu durum, demografik değişiklikler, toplumsal eğilimler, siyasi kültür ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Seçim Sistemi ve Kuralları: Bazı seçim sistemleri ve kuralları, muhalefet partilerine daha fazla veya daha az şans tanıyabilir. Örneğin, bazı ülkelerde çoğunluk sistemi kullanılırken, diğerlerinde nispi temsil sistemi tercih edilir. Bu, muhalefet partilerinin seçim sonuçları üzerinde farklı etkilere sahip olabilir.
Muhalefete verilen oyların kalıcılığı bir dizi faktöre bağlıdır ve her ülke ve dönem için farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak, muhalefet partilerinin iktidar partisine göre daha fazla oylar alması, siyasi dengeyi ve rekabeti sürdürmek için önemlidir.
***
“Seçmen nasıl kalıcı olur”, sorusuna yakından bakılırsa, belediyelerin ve parti genel merkezlerinin uygulayacağı bazı stratejiler ve faktörler muhalefet partilerinin bu oyları kalıcı hale getirmesine yardımcı olabilir. Onlar da şunlar olabilir…
Politika ve Vaatler: Muhalefet partileri, seçmenlerin ihtiyaçlarını ve endişelerini dikkate alarak çekici politikalar ve vaatler sunabilirler. Bu, seçmenlerin iktidar partisinden memnun olmadıklarında muhalefet partilerine yönelmelerini teşvik edebilir.
Liderlik: Karizmatik ve güvenilir liderler, muhalefet partilerinin oylarını artırabilir ve kalıcı hale getirebilir. İyi bir lider, seçmenlerin güvenini kazanabilir ve onları partiye bağlı kılabilir.
Sosyal ve Ekonomik Değişimler: Toplumsal veya ekonomik değişimler, seçmenlerin tercihlerini etkileyebilir. Muhalefet partileri, bu değişimleri kendi lehlerine çevirebilecek politikalar geliştirebilirler.
Sürekli İletişim ve Organizasyon: Belediyelerde iktidara gelen parti, kazandığı belediyelerle sürekli iletişim kurarak, hizmetleri organize ederek oylarını kalıcı hale getirebilir. Halka açık etkinlikler, toplantılar, kampanyalar ve sosyal medya gibi araçlar kullanılabilir.
Yerel Politika: Muhalefet partileri, yerel düzeyde etkili politikalar ve hizmetler sunarak seçmenlerin desteğini kazanabilirler. Yerel hizmetler ve politikalar, seçmenlerin günlük yaşamlarını doğrudan etkilediği için muhalefet partilerine olan güveni artırabilir.
Ancak, muhalefet partilerinin oyları kalıcı hale getirmesi, iktidar partisinin mevcut durumu ve stratejileri, seçim sistemi ve diğer faktörler gibi birçok değişkene bağlıdır. Herhangi bir siyasi değişimin kalıcı olup olmayacağını belirlemek için uzun vadeli eğilimler ve faktörler dikkate alınmalıdır.
***
Muhalefet partilerinin yeni seçmenlerini elinde tutmasının en büyük yükü belediyelerin omuzlarına binecek gibi görünüyor.
Bu bağlamda, en iyi çıkış yapan parti olan CHP’nin Ankara’da oturup televizyon ya da sosyal medya siyaseti yapmak yerine partisine bağlı belediyeler arasında interaktif bir işbirliğini sağlaması gerekir.
Zira bir yerde herhangi bir nedenle (Geçen seçim döneminde çok konuşulduğu gibi iktidarın engellemeleri dahil) doğabilecek sorunların kısa sürede giderilmesi, gerekirse hizmet desteği alınması ya da sağlanması birinci şart olmuştur. Bu bağlamda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e olabildiğince çok iş düşmektedir.
Belediyelerin halka ulaşmaları, verecekleri hizmet, hizmeti oluştururken takınacakları tavır oldukça önemli hale gelmiştir.
***
Büyükşehir belediyelerinin kıdemli başkanları da Afyon gibi yeni nispeten küçük belediyelere danışmanlıktan tutun da her türlü hizmete destek vermeleri gerekir.
Aksi takdirde, ilk kez bir yerel seçimi kaybeden ve genel seçimi kaybet endişesini hisseden iktidar, başarısız olacak CHP’li belediyelerden yüksek anlamda oy devşireceği açıktır.
Belediyelerin başarısı veya başarısızlığı, o belediyenin yönetimiyle doğrudan ilişkilidir, ancak bu durumun partiye yansıması birkaç farklı faktöre bağlıdır.
Parti İmajı ve Algısı: Belediye başarısı veya başarısızlığı, o belediyenin hangi parti tarafından yönetildiğiyle ilişkilendirilebilir. Başarılı bir belediye yönetimi, o partiye olan güveni artırabilirken, başarısızlık partiye zarar verebilir.
Seçmenin Hafızası ve İlgisi: Seçmenlerin belediye yönetimine verdiği tepki, genellikle kısa vadeli değil, uzun vadeli olabilir. Başarılı bir belediye yönetimi, seçmenlerin o partiye olan güvenini artırabilir ve gelecek seçimlerde desteklerini sürdürebilir. Ancak, bir belediye başarısız olursa, seçmenlerin partiye olan güveni sarsılabilir.
Ulusal ve Bölgesel Politika: Belediye seçimleri genellikle ulusal veya bölgesel siyasi eğilimlerden etkilenebilir. Örneğin, bir ülkede iktidar partisinin ulusal düzeyde popülerliği, belediye seçimlerinde o partiye destek olarak yansıyabilir. Benzer şekilde, iktidardaki partiye karşı bir memnuniyetsizlik varsa, bu memnuniyetsizlik belediye seçimlerinde o partiye karşı bir tepki olarak görülebilir.
Yerel Meseleler ve Performans: Seçmenlerin belediye seçimlerinde genellikle yerel meselelere odaklandığı düşünülür. Belediye yönetiminin performansı, yerel hizmetlerin kalitesi, altyapı, sağlık hizmetleri, eğitim ve çevre gibi faktörler, seçmenlerin kararlarını etkiler.
Sonuç olarak, belediyelerin başarısı veya başarısızlığı, o belediyenin yönetimi ve yerel koşullarla doğrudan ilişkilidir. Ancak, bu durumun partiye yansıması, ulusal ve bölgesel politikalar, seçmenin algısı ve beklentileri gibi birçok değişkene bağlıdır.
Siyasi partilerin kazandıkları belediyelerle kuracağı ilişki ve vereceği destek sonunda kendisine oy olarak dönecektir. Partisiz ve desteksiz mücadele eden bağımsız bir belediye başkanının ikinci defa seçildiğine tanık oldunuz mu?
YORUMLAR