2050 yılına kadar dünya nüfusunun %70’i kentsel alanlarda yaşıyor olacak. Gelişmekte olan ülkelerdeki şehirler önemli zorluklarla karşı karşıyadır.
Hızlı kentleşme ve yapılaşmanın kentsel peyzaj üzerindeki olumsuz etkileri, insanların yürüyüş yapacakları, spor yapacakları, hava alacakların yeşil alanların parkların giderek ortadan kaldırılmasıdır. Özellikle spor yapanları geleneksel bir bakışla küçümseyen ideolojiye sahip belediyelerin, kent merkezlerinde adım atacak yer bırakmadıklarını hepimiz biliyoruz. Bunu önlemek için kamuya açık yeşil alanların korunması ve planlanması kentler için güncel ve yaşamsal bir konudur.
Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde yenilikçi tekniklerle çevrenin doğal yapısına saygılı yeşil altyapı çözümleri üretilmektedir.
Şehirler, dünyadaki 7,5 milyar insanın yarısına ev sahipliği yapıyor ve küresel ekonomik çıktının yaklaşık dörtte üçüne katkıda bulunuyor. Demografik uzmanlar, 2050 yılına kadar şehirlerde ek üç milyar insanın yaşayacağını ve bunun dünya nüfusunun kentsel payını üçte ikisine çıkaracağını tahmin ediyor. Su kaynaklarının ve yeşil açık alanların sürdürülebilirliğinin sağlanması kapsamında sürdürülebilir bir çevre için doğal su koridorlarının korunması, yağmur sularının depolanması, yeraltı sularının niteliklerinin korunması ve beslenmesi, geçirgen yüzeyler oluşturulması gerekmektedir.
Bunlar tamam.
Bununla birlikte, dünya genelindeki şehirler ve kentsel alanlar büyük sosyal ve ekolojik zorluklarla karşı karşıyadır: Kirlilik, yoksulluk, işsizlik, yetersiz barınma, gıda kıtlığı.
Bu bağlamda spor bir önleyici sağlık hizmetidir.
Sürdürülebilir kentsel gelişmeyi sürdürmek için var olan birçok zorlukla birlikte, belediye başkanlarının ve belediye liderlerinin araziyi ve kaynakları zorlamadan istihdam yaratma ve refahı sağlamanın yenilikçi yolları vardır.
Bazı belediyeler, şehirlerin bu zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olmak için entegre çevre yönetimini teşvik ediyor. Yeşil Şehir fikrini, kamu aktörleri, özel sektör (büyük piyasa oyuncularından küçük ve orta ölçekli işletmelere), özel vakıflar ve kamu bağış kuruluşları, akademik kurumlar ile çalışarak kentsel gelişmeyi tasarlama, inşa etme ve yönetme süreci olarak teşvik ediyoruz. Araştırma, geliştirme, yenilik ve yayım) ve sivil toplum. Bu, yerel yetkililerin yerel kalkınmanın zorluklarını ele almak için eylemlerine öncelik vermelerine yardımcı olmayı içerir.
Kimi belediyeler kaynak verimliliği için yeni üretim ve tüketim modellerinin yanı sıra hava, su ve toprak kirliliğini önlemeye yönelik eylemleri teşvik ediyor. Sürdürülebilir ve şeffaf kaynak yönetimini teşvik ederek, gelişmekte olan ve yükselen ekonomilerdeki insanlar, yalnızca sürdürülebilir kalkınma uygulamaları oluşturma ve uygulama fırsatına sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda bunları iş faaliyetlerine dahil etme fırsatına da sahip olurlar. İstihdam yaratma yoluyla insanlar yerel ekonomiye entegre olur ve toplumun geniş kesimlerinin kaynak dostu refah inşa etmesini sağlar.
Kentleşme, 21. yüzyılın şekillendirilmesinde en güçlü etkilerden biri olacak ve spor için bunun derin etkileri olabilir.
YORUMLAR