Dünyanın en eski ve evrensel mesleklerinden birisi mimarlıktır.Mimarlık ya da mimari; binaları ve öteki fiziki yapıları tasarlama ve kurma sanatı ve bilimidir. Mimar ise yapıları mimari ilkeler yani sağlamlık, işlevsellik, estetik doğrultusunda dizayn eden, bunu yaparken kullanıcı isteklerini göz önünde bulunduran ve genellikle yapım sürecini de denetleyen usta yapıcı/sanatçıya denir. Mimar sözcüğü Arapça ‘mr’ kökünden gelen mi’mār‘imar eden, bina yapım ustası’ sözcüğünden dilimize geçmiştir. ÖzTürkçesi pek çok kullanılmasa da ‘örekmen’dir.
Mimar her şeyden önce bir sanatçıdır. Yapıların özellikle dış cepheleri yanında iç düzenlemeleri sanatsal bir çalışma ve yetenek gerektirir. Bu nedenle iyi bir mimarın sanatsal yönünün de olması gerekir. Bu bağlamdaözellikle antik çağ mimarları çok yönlü sanatçı ve filozofturlar. Günümüzde de esas mesleği mimar olan çok sayıda ressam, karikatürist, fotoğraf sanatçısı,yazar, şair vardır.
İnsanoğlunun yerleşik yaşama geçtiği günümüzden 10 bin yıl önce Neolitik dönemde mimarlık ortaya çıkmış olmalıdır. O dönemde herkes kendi evinin mimarı olmuştur. Zaman içinde kimi yetenekli insanlar konut yanında tapınım yerleri inşa etmişlerdir. Daha ileriki Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde tiyatro, stadyum, hamam, agora, anıt mezarlar gibi birçok kamusal yapılarda imzası olan mimar ve kent planlamacıları yetişmiş ve mimarlık en önemli meslekler arasına girmiştir.
Anadolu antik çağda uygarlığın beşiğidir. Bu topraklarda çok sayıda filozof, bilgin, sanatçı, yazar, ozan yetiştiği gibi önemli mimarlar da yetişmiştir. Bu yazımızda bunlardan sadece Pytheos, Hippodamos,İsidorosve Anthemios’dan söz edeceğiz ki bunlar çok önemli eserlere imza atmışlardır. Ancak bu saydıklarımızdan başka mimarların olduğunu unutmamak gerek.
Pytheos.MÖ 4. yüzyılda yaşamış Prieneli (Aydın-Söke-Güllübahçe) bir mimar, mimarlık teorisyeni ve heykeltıraştır. Priene’deki Athena Polias Tapınağı’nı ve antik çağda Dünyanın Yedi Harikasından biri sayılan Halikarnas (Muğla-Bodrum) Anıt Mezarı’nda çalışmıştır. Didim Apollon Tapınağının da mimarıdır. MÖ 1. yüzyılda yaşamış Romalı mimar Vitruvius, Pytheos’u‘de Architectura’adlı eserinde ünlü bir inşaatçıolarak adlandırmış ve Pytheos’unyazdığı kayıp mimarlık incelemelerine kendisinin yazdığı Latince mimarlık el kitabı de Architectura’nın kaynakları arasında göstermiştir.
Pytheos’un en önemli yapıtı bugün kalıntıları görülen Priene’deki Athena Polias Tapınağı’dır. Yeni Priene MÖ 350 yılında Miletli Hippodamos planına göre kurulduktan sonra Priene’nin en eski ve en önemli yapısı olan Athena Tapınağı kentin en yüksek yerinde kurulmuş ve mimarlığını Pytheos yapmıştır. Priene Hippodamos Planı’nın uygulandığı ilk ve en önemli kent olarak tanınır. Tapınak Yapı Deniz seviyesinden yaklaşık 97 metre yüksekliktedir ve 6 x 11 sütunlu İyon düzeninde inşa edilmiştir.
Ayrıca Pytheos Karya kralı Mausolos’un mezarı olan Halikarnas Mozolesi’nde Leochares, Bryaxis,Scopas ve Timotheus gibi ünlü sanatçılarla birlikte çalışmış ve anıt mezarın tepesine konan devasa dört atın çektiği arabadan oluşan mermer heykel grubunu yontmuştur. Bu eserin kimiparçaları günümüze ulaşmış olup bugün İngiltere British Museum’da sergilenmektedir. Pytheoskimi uygulamalarıyla MÖ 3. yüzyılın sonu 2. yüzyılın başında yaşayan Prieneliünlü mimar Hermogenes üzerinde büyük bir etki yapmıştır.
Miletli Hippodamos(MÖ 498-408) MÖ 4. yüzyıl sonlarında Milet (Aydın-Didim-Balat) kentindeEuryphon’un oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Klasik dünyanın önde gelen çoğu düşünürü gibi Hippodomos da çok yönlü idi. İlk kent plancısı, mimar, matematikçi, meteorolog, doğa bilim uzmanı ve filozoftur. Aristoteles, Stobaeus, Strabon, Hesychius, Photius ve Theano eserlerinde ondan söz etmişlerdir. Ünlü filozof Aristotales, Politika adlı kitabında onu uzun saçlı, pahalı takılar takan, yaz kış aynı kıyafetleri giyen bir insan olarak tanımlar. Ayrıca Aristoteles’e göre Hippodamoskent planlamasının öncülerindendir. HippodamosMÖ 479 yılında Milet’in Persler tarafından tahrip edildikten sonra, yeni kenti dikdörtgen planlı sokak sistemiyle düzenlemiştir. Onun geliştirdiği kent planı literatürde ‘ızgara planı’olarak adlandırılır. Bu plandaki bir kent, birbirini dik kesen yollar ve bunların arasında kalan kare ya da dikdörtgen planlı yapı adalarından oluşur. Kentin bir ucundan bakıldığında öbür uç görünür. Yani günümüzde olduğu gibi eğri büğrü sokak ve caddeler yoktur. Aydın-Atça, New York, Chicago, New York, Philadelphia, Barcelona ve Melbourne gibi kentlerde Hippodamos Planı kullanılmıştır. Afyonkarahisar merkez Dumlupınar Mahallesi’nde kısmen bu plan uygulaması görülür.
Piraeos (Pire) onarılırken Hippodamos önerisiyle ızgara biçimli plan uygulanmıştır. Daha sonra İtalya’ya giden Hippodamos orada da Yunan kolonisi Thurii kentinin yine aynı planda kurulmasında bulundu. Anadolu’da Priene, Knidos, Klazomenai, Makedonya’da Olynthos, Mısır’da İskenderiye ve Rodos Hippodamos planının uygulandığı kentlerden kimileridir.
Hippodamos siyaset pek ilgilenmemiş gibi görünüyorsa da devlet meselelerini ele almış ve (Devlet Üzerine), (Mutluluk Üzerine), (Pisagor Teoremleri) gibi eserler yazmıştır. Kent planlaması ve yönetimi konusunda bir kitap yazdığı bilinir.
Miletli İsidoros-TrallesliAnthemios, 532 yılında inşasına başlanan ve günümüze değin ulaşan Dünya’nın sekizinci harikası olarak değerlendirilen Ayasofya’nın mimarlardır.Anthemios (474-534), Trallesli (Aydın İli) bir doktor olan Stephanos’un beş çocuğundan biriydi ve eğitimli bir aileden geliyordu. Kardeşlerinden biri olan Metrodoros, edebiyatçı; Olympios,bir avukat; Dioskoros ve Alexander ise doktordu. Anthemiosise hem yetenekli bir matematikçi hem de mimar olarak bilinir. Anthemios İstanbul’dabulunan bugün müze ve cami olarak kullanılan Ayasofya’yı İsidorosile birlikte tasarlayan mimardır.Her ikisi de 532 yılında yeniden yapımına başlanan Ayasofya’da İmparator I. Justinianus tarafından görevlendirilmişlerdir.
Ayasofya’yı inşa etmek üzere Roma İmparatorluğu’nun dört bir yanından binlerce işçi ve benzeri görülmemiş miktarda nadir hammadde getirme lojistiğini organize etmişlerdir. Mısır, Suriye ve Libya gibi uzak yerlerden taş ve Efes Artemis Tapınağı’ndan, Mısır’daki Güneş Tapınağı’ndan (Heliopolis) ve Lübnan’daki Baalbek Tapınağı’ndan getirtilen sütunları kullanılmışlardır. Ayasofya’nın iyi tasarlanmış kubbelerinde kullanılmış konik kesitler üzerine bir kitap yazmıştır. Küçük bir açıklıktan geçen bir güneş ışınının herhangi bir saat ve mevsimde uzaklaşmadan belirli bir noktaya düşmesini nasıl sağlayacağı sorunu Anthemios tarafından çözülmüştür. Isidoros İmparator I. Justinianus’un 532 yılından 537 yılına değinİstanbul Ayasofya’yı tasarlaması için görevlendirdiği matematikçi, fizikçi ve mimardan biriydi.
Yaklaşık MS 475 yılında Milet kentinde doğdu. Miletli Isidoros, İmparator Justinianus tarafından işe alınmadan önce ünlü bir bilim adamı ve matematikçiydi. İskenderiye ve ardından Konstantinopolis üniversitelerinde katıların hacim ve boyutlarını ölçme bilimi olan stereometri ve fizik dersleri verdi ve tonoz üzerine eski bir incelemenin yorumunu yazdı. Isidoros’un Arşimet’in kimi eserlerini ve ayrıca Öklid’in Elementler Kitabı XV’i gözden geçirdiği ve kontrol ettiği bilinmektedir. Anadolulu bu iki mimarın yapıtları olan Ayasofya 1985 yılından beri Dünya Kültür Mirası listesinde yer almaktadır.
Sözün özü: Anadolu, antik çağlardan günümüze her dönem büyük insanlar yetiştirdiği gibi büyük mimarlar da yetiştirmiştir. Tüm bunlar üzerinde yaşadığımız bu toprakların ne kadar değerli olduğunu vurgulamaktadır.
YORUMLAR