Her şeyden önce bu yazıyı kimi kurum ya da kişileri yermek için kaleme almadığımı söylemem gerekir. Sahip olduğum diplomanın gereği ve de yıllarca yaptığım devlet memurluğundan gelen görev anlayışı ile bu yazıyı yazıyorum. Yani görmüş olduğum yanlışları yazmayı bir görev olarak düşünüyorum. Dikkate alınıp alınmaması ilgililere kalmıştır.
Arkeoloji bir bilimdir. Bilgi, belge ve kanıtlara dayanır. Söylenen her sözün, her yazılanın bir kaynağının ve belgesinin olması gerekir. Üniversitede hocalarımızdan öyle öğrendik. Bir arkeolog yazdığı yazıda, hatta bir bilgi notunda bile masal anlatmaz. Masal yazmak edebiyatçıların işidir. Çünkü, “masal” sözcüğü Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğünde ‘genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebi tür’ biçiminde tanımlanmaktadır. Kısaca masalı gerçek olmayan, uydurulmuş hayali öyküler olarak anlamamız gerekir. Masallar genellikle çocuklar için yazılıp çizilir. Ancak büyükler için de masallar vardır. Bunlara en güzel ve canlı örnek hemen yanı başımızda Ayazini’ndedir. Nasıl mı?
Son zamanlarda yıldızı parlayan ve Afyonkarahisar’ın gezilebilen tek ören yeri Ayazini’ndeki kimi bilgi levhalarında ve görsellerde çok güzel masallar anlatılmaktadır. Örneğin, buradaki bilgi levhalarında çok katlı kaya yerleşimi ‘dünyanın ilk apartmanı ve Midas’ın kızı Suna’nın kaldığı yer’ olarak tanımlanmaktadır.
Birincisi burası Dünya’nın ilk apartmanı olmayıp, eski apartmanlardan biri olarak tanımlanabilir. Kral Midas’ın Zoe adında bir kızı olup, Suna adında bir kızı yoktur. Suna Türk adıdır. Elimizdeki bilimsel verilere göre Midas Türk değildir. Midas’ın kızının Gazlıgöl kaplıcasında iyileştiğine dair elde bir kanıt yoktur. Anadolu’daki hemen her kaplıcayla ilgili olarak kral kızının iyileştiği öyküsü anlatılır. Gazlıgöl için de Midas’ın kızı yakıştırması yapılmaktadır. Ayrıca Midas’ın kızının bu yerleşim yerinde kalmış olması olanaksızdır. Arada 1700 yıl zaman farkı vardır.
Bunu yazan arkadaş biraz araştırma yapmış olsaydı böyle bir hataya düşmezdi. Ama bir masalda gerçeklik olmayacağı için böyle bir şeyi uydurmuş olmalı.
Köy içinde kaya mezarlarının olduğu yere ‘akademi’ adı verilip bir de levha konmuş. Masalcı arkadaş ya da arkadaşlar sanırım buradaki kaya mezarındaki sütunları görünce kafalarında bir okulu canlandırıp akademi masalını uydurmuşlar. Ayrıca bu levhayı yazan arkadaş masalı çok kısa tutup sadece ‘akademi’ yazmış. Oysa bu akademi ne zaman kurulmuş, hangi döneme ait, kimler ders vermiş? Örneğin Kral Midas’ın kızı burada okumuş mu? Eflatun burada hocalık yapmış mı, bu akademide neler öğretiliyordu? Bu konuların açıkça yazılması gerekirdi. Koskoca akademiyle ilgili epey bilgi olması gerekir diye düşünüyorum.
Kimi bilgi levhalarında şapeller kilise olarak adlandırılmıştır. Kilise başka şapel başkadır. Hıristiyanlıkta ibadet için kullanılan en küçük yapıya ‘şapel’ denir. Bu yapılar kırsal kesimde ve yol kenarlarında bulunup dini gereksinimleri karşılamak amacıyla inşa edilmiş olan tek bir mekandan oluşan dua ve mum yakma mekanlarıdır. Şapeller İslamiyet’teki mescit karşılığı olarak kabul edilir.
Ayazini her ne kadar şimdilik tam olarak düzenlenmiş bir ören yeri olmasa da buraya konacak bilgi levhalarında doğru bilgilerin yazılması ve ziyaretçilere gerçek bilgilerin sunulması gerekir. Bildiğim kadarıyla Ayazini’nde tasarruf hakkı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda değildir ama mesleki bilgimden biliyorum ki burası Bakanlığın ilgili birimlerin denetimi ve sorumluluğundadır. Bu nedenle yanlış bilgilerin kullanılmasına engel olmak, doğruların yazılmasını sağlamak Afyonkarahisar’daki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili birimlerine düşmektedir.
Bu masal levhalarına engel olunmazsa yarın öbür gün yeni yeni masal levhaları ortaya çıkabilir. Benden hatırlatması.
YORUMLAR