Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nergiz Kılıç Savrık

ÇOCUKLARDA KORKULAR…

 

 

İlimizde çocuklarımızı korkutmak için çeşitli kelimeler ve cümleler söyleriz. Bunların başında “Hışımenesice” “öldürürüm seni” “babana söylerim dövdürürüm seni” ve bunlara benzer kelimeler gibi.

1 yaş öncesinde çocuklarınız sizin kucağınızda, tepeden dünyayı, olup biteni izliyordu. Şimdi bu görüş açısı değişti, görüş seviyesi aşağıya indi! Sizin kucağınızda, tepedeyken boyundan küçük bir köpekle cesurca başa çıkabilirken, sizden gelecek olan tepkilerle orantılı olarak da, başa çıkacak veya korku geliştirmeye başlayacak.

Bu yaştaki çocukların korkuları çok farklıdır, çevrede olup bitenlerin farkına vardığı için, anlamlandıramadığı, kavrayamadığı, merakını gideremediği her şey korku unsuru olabilir. Bu korkuların bazıları mantıksızdır, birden bire ortaya çıktıkları için nereden kaynaklandığını anlamak da zor olabilir ve sadece açıklamalar yapmak yetersiz kalır.

Mesela sifon sesi, elektrikli süpürge sesi, anne-babanın görünümündeki herhangi bir değişiklik, gök gürültüsü, şimşek, siren sesi, karanlık, karanlıkta gölgeler, köpek, böcek, uyumak, banyo, maskeler, palyaço, doktor; bu yaş grubunda en çok rastlanılanlardır.

Anne-baba olarak sizin yaklaşımlarınız ve büyürken çocuklarınızın elde ettiği deneyimler, onun korkularıyla başa çıkabilmesinde etkili faktörler olacaktır. Her şeyde olduğu gibi, çocuğun korkma derecesi ve korkularıyla başa çıkma şekillerini, yapısı belirler.

Bazı çocuklar daha endişeli, daha korkak, daha hassas olabilir ve daha çabuk korkabilir; fakat bu diğer yapıdaki çocukların korkmayacağı anlamına gelmez. Biraz daha girişken, daha aktif çocuklar, olaylar karşısında daha dürtüsel davranabildiklerinden kokmuyormuş gibi görünürler.

Bu tarz çocukların korkuları, anne-baba için daha endişe verici olabilir, çünkü sürekli alarmda olunması gereken bir durumdur. Korktuğu halde sonucunu düşünmeden, köpeğe yaklaşan bir çocuğa belli bir mesafeye gelene kadar müdahale etmeyebilirsiniz.

Fakat sonra yanına giderek, “Gel, beraber köpeği izleyelim, köpekle arkadaş olabilir miyiz, sahibine soralım” gibi aşamalı duraksatabilirsiniz. Sonra, köpeğin sizi nasıl koklayacağını, nasıl ses çıkaracağını, nasıl seveceğinizi anlatarak onu duyarsızlaştırabilirsiniz.

Kucağa alıp almamaya, ağlamanın şiddetine ve korkunun gerçekliğine göre karar verin.

Korku, her zaman olumsuz bir duygu olarak görülmemelidir. Aslında hayatta kalabilmenin en önemli, en derin kavramlarından biridir.

Elinizi bırakıp caddeye fırlamak için hamle yapan bir çocuğu azarladığınızda, korkar. Fakat trafiğin tehlikeli olduğunu anladığından değil, sizin ses tonunuzdan. Burada sizin uyarılarınız, tehlike ve korku kavramlarını birleştirir ve onu uyanık tutar, fırlamaması gerektiğini öğretir.

Sıcak bir şeye dokunup, yandığında, merdivenlerden yuvarlandığında, tuttuğu bardağı düşürdüğünde, zaman içinde kavrama yeteneğinin gelişmesiyle, olayları anlayıp hafıza çekmecesinde tutar. Yeri geldiğinde de o çekmeceyi açıp, korkuyu alır. Anne-baba olarak üstünüze düşen, çocuğu korktuğu ortamlardan uzak tutmak değil tam tersine üzerine gitmektir.

Belki korktuğu şey somut ise, en küçük boy ile başlayıp onu farklı şekillere de sokarak çocuğa başta izlettirmek, tedirginliğinin geçtiğini gördükten sonra mesafeyi yaklaştırmak ve en son hazır ve isterse korktuğu nesneyi eline vermek olabilir. Tek yapılmaması gereken şey korkularla uğraşırken acele etmektir.

Çocuğa “korkacak bir şey yok diyerek yaklaşmak” yerine “korktuğunu biliyorum” diyerek onu anladığınızı göstermek, korkusunu pekiştirmez, ancak korkuyla daha fazla ilgi çektiğini keşfeder ise pekişir. Ona farklı gelen bir şeyden korktuğunda, ona sorarak gösterin, beraber inceleyin, kitaptan resmine bakın. Çocuğunuzu, bütün korkularına karşı koruyamayacağınızı da kabul edin, o zaman her şeyi kontrol altında tutabilmemiz gerekirdi!

Keşfederek öğrenen çocuğun gelişimini, korkular duraklatmamalıdır. Çevresini, etrafındaki şeylerin korkunçluğuna rağmen, keşfettiren, sizsiniz, yani sizin cesaretlendirmeniz! Çocuklarınıza ne kadar zaman ayırırsanız kendini daha çok iyi hissetmesini sağlarsınız.

Mutlu günler sizlerle olması dileğiyle.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER