Kadınların siyasetteki yeri, yıllardır sadece sayılarla ölçülüyor. Yüzde kaç kadın milletvekili var? Kaç kadın belediye başkanı seçildi? Ama asıl sorulması gereken başka bir şey var: Kadınlar siyasette temsil mi ediliyor, yoksa mücadele mi veriyor?
Çünkü siyasette kadın olmak, çoğu zaman bir varoluş mücadelesine dönüşüyor.
Erkeklerin yüzyıllardır kurduğu siyasi düzende, kadınlar genellikle iki şekilde konumlandırılıyor: Ya vitrini süsleyen “modern yüz” olarak ya da “kota kontenjanı” olarak. Kadının bilgisi, vizyonu, emeği çoğu kez bu şekilsel konumların arkasında görünmez hâle geliyor.
Oysa kadın siyasete sadece temsiliyet için girmiyor. Siyaseti dönüştürmek, daha adil, daha eşitlikçi, daha şeffaf bir yapıya kavuşturmak için orada.
Ancak bu dönüşüm kolay olmuyor.
Her konuşmasında bölünen kadın milletvekilleri, erkek adaylar kadar “makbul” görülmediği için ön sıralarda yer alamayan kadın adaylar, belediye meclisinde dahi “önce dinle, sonra konuş” denilen kadınlar… Bunlar temsil değil, doğrudan mücadeledir.
Bu nedenle bugün siyasetteki kadınların varlığı bir temsilden çok daha fazlasıdır: Bu, her gün yeniden verilen bir meşruiyet savaşıdır.
Ve belki de asıl başarı, sadece sayıları artırmak değil, bu mücadeleyi kolektif bir değişime dönüştürebilmekte gizlidir.
Kadınların siyasette temsil edilmesi değil, siyaseti dönüştürmeleri gerekiyor.
Çünkü demokrasi, sadece sandıkta değil; aynı zamanda masada, mikrofonun başında, kararın alındığı yerde başlar.
Günümüz siyasetinde kadınların görünürlüğü geçmişe göre kuşkusuz daha yüksek. Meclis sıralarında daha fazla kadın vekil var. Belediye meclislerinde, muhtarlıklarda, hatta parti genel merkezlerinde bile kadınlar daha çok rol üstleniyor. Sosyal medyada, meydanlarda, ekranlarda kadın siyasetçiler daha çok konuşuyor, daha çok mücadele ediyor.
Peki bu artış bize ne söylüyor?
Kadınlar daha aktif, evet. Ama hâlâ aynı ölçüde etkili mi?
Aktif olmak, görünür olmakla mümkündür. Ama etkili olmak için karar alma mekanizmalarına girmeniz gerekir.
Bugünün kadın siyasetçileri sadece daha görünür değil, aynı zamanda daha eğitimli, daha örgütlü, daha kararlı.
Kadınlar sadece daha çok görünmek değil, daha çok yön vermek istiyor.
Ve bu, sadece kadınlar için değil, demokrasinin kendisi için büyük bir kazanım.
AK Parti kadınları sahada çok güçlü. Ancak bu güç, yukarıya – karar mekanizmalarına – daha fazla taşınmalı. Kadınlar sadece seçim kazandıran değil, siyaseti yöneten aktörler olmalı.
AK Parti’nin kadın gücü, temsilde bir devrim yaptı. Şimdi sıra o temsili, gerçek eşitliğe ve etkinliğe dönüştürmekte.
YORUMLAR