Ülkemizde ne zaman bir seçim olsa herkesin kendi çıkarları için çalışmalar yaptığını hepimiz biliyoruz. Türkiye’de ne yazık ki çıkar ilişkileri ile yatıp kalkıyoruz. Bunu ana karakterimizden çıkartıp ülkenin ya da toplumun menfaatlerini düşünmeye başlarsak o zaman her şey çok güzel ve adaletli olur.
Bakın basit bir örnekle bunu anlatmak çok kolay Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte milletvekili seçimleri de yapılacak değil mi?
Hep beraber gözlerimizin önüne getirelim tüm aday adaylarımız bunca zamandır siyasetin içinde olanda var siyasetle ile uğraşmamış insanda.
Aday adaylarının birçoğunun maddi imkanları deyim yerindeyse süper, bazıların da kısıtlı ne yalan söyleyeyim. Herkes kendi gücünde vatanını milletini çok seviyor, toplumda seviliyor veya bu adam da mı aday adayı diyerek şaşırıyorlar.
Tüm siyasi partilerin aday adayı olacak insanları öncelikle aday adaylıklarını açıklamadan önce onları partilerinde bir gözden geçirmeleri diye düşünüyorum. Sonra aday adaylarını açıklamaları bence en güzeli.
Bazı insanlarda böyle olursa demokrasi olmaz diyorlar? Herkes aday olabilir diyorlar. Ben zaten buna karşı değilim, sadece aday adayların her konuda incelenmesi ve sonradan aday adayı olarak açıklanmasından yanayım.
Peki diyelim ki sizin dediğiniz gibi yapılıyor şu anda öyle değil mi? Lütfen öz eleştiri yapalım hangi partili olursa olsun kendi kendimize.
Ben siyasetin içerisinde hiçbir zaman bulunmadım görev almadım ama kendi çizgilerimde bir siyasetim var. Hiçbir kimse benim siyasi yönümü bilmez çünkü ben siyaseti çıkarlarım üzerine değil ülkemin bayrağı üzerine kuruludur. Hiçbir kimseye de seçim zamanında şu partiye oyunu kullanın demedim.
38 yıllıdır evli bir insan olarak eşim bana hep sormuştur nereye oy kullanayım ama ben her zaman şunu söylemişimdir. Oy senin nereye kullanmak istiyorsan oraya kullanabilirsin özgür ve sen bilinçli kültürlü bir insansın. Kendine göre bir değerlendirme yap oyunu kullan demişimdir.
Zaman zaman aday adayı olan insanlarla bir araya gelip sohbet ediyoruz. Ne düşündüklerini soruyorum bazen çok güzel cevaplar alıyorum, bazen de inanılmayacak kadar kötü cevaplar alıyorum, siyaseti ne kadar gülünç duruma düşürdüklerinin farkında bile değiller.
Milletvekili aday adayı olan siyaset içerisinde olan ve ilk kez siyasetin içinde olanlara soruyorum. Diyelim ki partiniz sizi aday olarak gösterdi ve seçimlerde milletvekili oldunuz bu ile ya da ülkenin çıkarları için neler yapacaksınız? Örnekleme yaparsak aday adayı iken seçim konuşmalarında ilimizin şu sorunları var ben onlara el atacağım ve bunu gerçekleştirme adına söz veriyorum diyerek toplumla iç içe olduğunuzu vurguluyorsunuz. Bakın ben bunları söylerken hangi partili olduğunu düşünmeden soruyorum.
Peki, bunları yapacağınızdan emin misiniz?
Alınan cevaplar genelde zamanı gelince duruma göre hareket edeceğim gibi sözler dökülüyor. Hani rahmetli ünlü siyasetçimizin bir lafını hatırlatırcasına ‘’Dün dündür bu gündür…’’
Gelelim Cumhurbaşkanı adayı olan her adayın çalışmalarında birisi diyor ben kazandım, diğeri diyor ben. Hatta 15 Mayıs sabahında neler yapılacak onlar bile hazır. Bir başkası diyor ki bu işin içinde ben de varım sizden kaçan gruplar benim tabanımla birlikte büyüyoruz. Bu ülkede siyasetin son dakikada şekillendiğini unutuyorlar bence.
Hiç kimse sandık başına gitmeden gerçek oylarını belirtmiyor bu ülkede herkes kaçamak horoz döğüşü yapıyor. Son dakika ne alırım diye düşünüyor.
Hadi yalan deyin?
Gerçekler acıdır bunu hepiniz biliyorsunuz?
Adam gibi adam siyaseti yok bu ülkenin?
Herkes çıkar veya koltuk peşinde, hatta ben aday adayı çıkayım seçim sonrası bunu kullanırım önüm açılır diyenler çoğunlukta.
Hadi buna da yalan deyin. İşte bu yüzden toplumumuz kaybolmuş durumda.
Allah’ım sen bu ülkenin her ferdini koru kolla ya rabbim. Yoksa bu ülke çok zor durumlara düşecek.
‘’Çatışan Değerlerimiz’’ isimli bir kitap yazan Prof. Dr Özcan Köknel ülkemizin durumu ile ilgili farklı bir benzetme yapmış. Onu sizlere aktarmak istiyorum.
Prof. Köknel bir soru yöneltmiş. Erkek kedi bir ağaca çıkmış ve inmek bilmiyor. Kediyi o ağaçtan indirmek için ne yaparsınız?
1.Ağaca tırmanırsınız.
- Merdiven dayayıp tırmanırsınız.
- “Gel pisipisi” diye seslenirsiniz.
- Dişi bir kedi getirirsiniz.
- İtfaiyeyi çağırırsınız.
Değerlendirme sonuçları şöyle:
1.Ağaca tırmandıysanız; cesur ve girişkensiniz. İyi bir “satış temsilcisi” olursunuz.
- Ağaca merdiven dayadıysanız; hedefe hangi yöntemle ulaşacağınızı planlayabiliyorsunuz. İyi bir “halkla ilişkiler müdürü” olursunuz.
- “Gel pisipisi” diye seslendiyseniz, saflık derecesinde iyimsersiniz. Ne yaparsanız yapın, sakın kendi işinizi kurmayın.
- Dişi bir kedi getirdiyseniz; kendi işinizi kurup çok başarılı ve ünlü olabilirsiniz.
- İtfaiye gibi kurtarıcı görevlileri aradıysanız; sorumluluğu başkalarına atmayı beceren “iyi bir üst düzey yönetici” olursunuz.
Bu alıntıya ek yapanlar da olmuş:
- Ağacı kesersiniz, böylece başka kedilerin çıkmasını da engellemiş olursunuz. Sizden mükemmel bir “kamu yöneticisi” olur.
- “Bana ne” deyip yolunuza devam edersiniz. Sizden çok iyi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olur.
- Kendiniz dişi kedi kılığına girip ağacın altında cilve yaparsınız. Magazin medyası peşinizi bırakmaz, şöhret olursunuz.
- Kediyi silahla vurursunuz ve ağaçtan düşer. Amaç kediyi ağaçtan indirmek değil miydi? Sizden çok iyi bir darbeci paşa olur.
- Kediye bağırıp çağırıp hakaret, tehdit ederek indirmeye kalkarsanız sizden çok iyi “siyasetçi” olur.
İşte biz böyleyiz, umarım bunun üzerinden kim neyi almak istiyorsa alsın. Sevgi ve umut içinde nice güzellikler sizinle olsun sevgili okurlarım.
YORUMLAR