Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Onat Kafkas

FAİZ VE ENFLASYON

Tarihsel olarak, faiz kavramı ve uygulamaları toplumların ihtiyaçları, kültürel değerler ve ekonomik yapılarına bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Ancak, modern ekonomik sistemlerde faiz, finansal işlemlerin temel bir unsuru olarak kalırken, tartışmalara ve eleştirilere de konu olmaktadır.

İslamiyet’te faiz, ‘riba’ olarak adlandırılır ve İslam hukukunda kesinlikle yasaklanmış bir kavramdır. Riba, bir borç verenin ödünç verdiği mal veya para için ek bir artış veya kazanç talep etmesi anlamına gelir. Faiz, borç verenin ödünç verdiği miktarın üzerine eklenen, ödünç alan tarafından geri ödenmesi gereken ek bir miktar ya da orandır.

İslam dini, faizin hem ahlaki hem de ekonomik açıdan zararlı olduğunu düşünür ve toplumdaki adaleti bozabileceği, fakirleri daha da yoksullaştırabileceği ve zenginlerin daha da zenginleşmesine neden olabileceği için bu tür bir uygulamayı yasaklar.

Kur’an-ı Kerim ve Hadislerde faizin haram olduğuna dair çeşitli ayetler ve hadisler yer almaktadır.

Ortaçağ Avrupa’sında ise faiz, Katolik Kilisesi tarafından büyük ölçüde yasaklanmıştır. Kilise, faizin ‘haksız kazanç’ olduğunu ve ahlaki açıdan doğru olmadığını savunmuştur. Bu dönemde faiz oranları düşük kalmış ve finansal aracılar, farklı yollarla faiz oranlarını gizlemeye çalışmışlardır.

Ancak, Rönesans dönemi ve sonrasında ekonomik ve finansal sistemin gelişmesiyle birlikte faiz yasağı gevşemiş ve modern anlamdaki faiz uygulamaları yaygınlaşmıştır. Sanayi Devrimi ve serbest piyasa ekonomisinin yayılması, faizin daha da önemli bir unsur haline gelmesini sağlamıştır.

Günümüzde, hemen hemen tüm ülkelerde faiz oranları serbest piyasa ekonomileri ve merkez bankaları tarafından belirlenir. Faizler, para politikalarının bir parçası olarak ekonomik aktiviteyi düzenlemek, enflasyonu kontrol altında tutmak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için kullanılır. Finansal piyasalarda faiz oranları, kredi kartları, krediler, mevduat hesapları ve tahviller gibi birçok finansal enstrümanın fiyatlandırılmasında etkili olur.

‘Faiz’ ve ‘enflasyon’ ekonomi alanında sıkça duyulan iki kavramdır ve ekonomik ilişkileri vardır.  Çünkü faiz ülke ekonomilerinin düzgün çalışmasında sıkça terbiye aracı olarak kullanılmaktadır.

Peki, faiz sebep enflasyon sonuç mudur?

Bu soruya kolayca yanıt vermek zor. Faiz oranları ve enflasyon arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Yüksek enflasyon, merkez bankalarını faiz oranlarını artırarak ekonomiyi soğutmaya yönlendirebilir. Diğer yandan, düşük enflasyon veya deflasyon riski varsa, faiz oranlarını düşürerek ekonomiyi teşvik etmeye çalışabilirler. Ancak, her iki durumda da faiz politikası ve enflasyon arasındaki dengeyi sağlamak, ekonomik karar vericiler için önemli bir zorluktur.

Faiz, bir varlık veya borç için ödenen veya alınan bir tür ücret veya gelirdir. Genellikle kredi alınırken veya bir tasarruf hesabına para yatırılırken, bu işlemler karşılığında belirli bir faiz oranı ödenir veya alınır. Faiz oranları, merkez bankaları ve piyasa koşulları tarafından belirlenir.

Enflasyon Nedir? Enflasyon, bir ekonomide mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinin sürekli olarak yükselmesi durumudur. Yani, aynı miktarda para ile daha az mal ve hizmet satın alınabilir hale gelir. Enflasyonun ana nedenleri arasında talep ve arz dengesizlikleri, maliyet artışları ve para arzındaki artışlar yer alır.

Faiz ve Enflasyon İlişkisi: Faiz ve enflasyon genellikle ters orantılıdır, yani biri arttığında diğeri düşer ve tam tersi. Bu ilişkinin arkasında birkaç neden vardır:

Yüksek enflasyon dönemlerinde, mal ve hizmetlerin fiyatları artar ve insanların satın alma gücü düşer. Merkez bankaları genellikle enflasyonu kontrol altında tutmak için faiz oranlarını artırır. Yüksek faiz oranları, kredi talebini düşürür ve tüketimi azaltır, böylece ekonomideki talebi düşürerek enflasyonu dengelemeye çalışır.

Enflasyon Düşerse: Düşük enflasyon veya deflasyon dönemlerinde, mal ve hizmetlerin fiyatları genellikle düşer ve insanların satın alma gücü artar. Bu durumda, merkez bankaları ekonomiyi canlandırmak için faiz oranlarını düşürebilir. Düşük faiz oranları, kredi talebini artırır ve tüketimi teşvik eder, böylece ekonomideki talebi artırarak enflasyonu artırma eğilimindedir.

Ancak bu ilişki her zaman doğru bir biçimde çalışmayabilir, çünkü ekonomide birçok farklı etmen etkili olabilir ve faiz politikaları ve enflasyon oranları farklı ekonomik dönemlerde farklı sonuçlar verebilir. Merkez bankaları, ekonomik istikrarı ve enflasyonu kontrol altında tutmak için faiz politikalarını çeşitli ekonomik göstergelere ve ihtiyaçlara göre ayarlar.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER