Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet DİKYAMAÇ

HEDİYE

Muhterem dostlar

Memleketin birinde bir kral varmış. Herkesten hediye kabul eder, hediye getirenlerin isimlerini bir beze yazdırır sarayın kapısına asar ayrıca tellaller vasıtası  ile tüm şehre ilan edermiş.

Hediye götüren beylerin hanımları da çeşme başlarında dost meclislerinde, fırınlarda ballandıra ballandıra anlatırlar, bugün benim kocamın da ismi yazıldı okundu diye gururlanırlarmış.

Mahallenin en fakir adamının karısı da her gün kocasına ‘herif sende bir hediye götür de bende sevineyim’ dermiş.

Adam da yahu hanım ben fakir bir adamım ne götüreyim. Adam bakmış olmuyor.

Bir gün bahçesindeki kaysı ağaçlarından bir sepet kayısı toplamış, düşmüş sarayın yoluna. Sarayın nöbetçileri hediye getirenlere  alışkın olduğu için kapıları açmışlar. Adam elinde sepet içeriye girmiş. Nöbetçiler bir bank gösterip  oturmasını istemişler.

Adam kralın huzuruna çıkmak için beklerken bir manga asker elleri kelepçeli ayakları zincirli bir kaç mahkum getirmişler ve adamın yanına oturtmuşlar.

Aradan biraz zaman geçmiş. Bir subay ‘haydi gidiyoruz’ diyerek mahkumları kaldırmışlar. Adam da elinde sepet onlarla düşmüş yola.

Bir mahzenin kapısını açmışlar. Herkes içeri girmiş, zincirler kelepçeler sökülmüş. Herkes birbirine  sormaya başlamış. Senin suçun ne?

Sırayla anlatmaya başlamış. Ben hırsızlık yaptım. Ben adam öldürdüm. Ben tecavüz  vs.

Herkes  suçunu söylemiş, sıra gelmiş kayısıcıya.Yahu ben krala hediye kaysı getirdim ben suçlu  değilim.

Eyvah demişler. Bu kapı altı ayda bir açılır sen mahvoldun. Tabii adam dırdır karısına defalarca teşekkür etmiş. Aradan aylar geçmiş, bir gün kral mahzene mahkumların yanına gitmiş. Geçmiş olsun  vs.

Niçin cezaevine düştüklerini, suçlarının ne olduğunu sorunca herkes anlatmış. Sıra kayısıcıya gelince kral hazretleri ben ceza kanununun kaysı maddesinden yatıyorum. Kral şaşırmış kanunları ben yapıyorum böyle bir madde yok deyince adam detaylı anlatınca kral adamı çıkarmış özür dilemiş.

Beni  affet ne istersen vereyim. Mal, mülk, para, makam. Adam sen beni bırak. Hiçbir şey istemiyorum. Kral ısrar etmiş. O zaman adam bana bir akçe, bir keskin nacak, birde kutsal kitap verin. Hemen vermişler.

Kral, ben sana hazine verdim almadın. Bunları ne yapacaksın. Adamda önce bir akçeyi verip  karıyı  boşayacağım. Nacakla da bahçedeki bütün kaysı ağaçlarını kökünden keseceğim. Kutsal kitaba da el basıp bundan sonra hiçbir kimseye hediye götürmeyeceğim demiş.

Sağlıklı huzurlu günler diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER