“Ah bir kadın olaydım, nasıl kadın olunur gösterirdim! ”
Bu sözlerle uyumuştu Cahit bu gece.
Yine karısı yatmadan önce suyunu getirmemişti, kendi kalkıp almak zorunda kalmıştı.
Cahit için mevzu aslında derindi.
Yaşadığı korkuyu ve içinde bulunduğu durumu kabul etmek ve alışmak imkansızdı. Aynada kendisine bakmaya başladı. Kahverengi gözlerinde korku vardı.
Uzun el parmakları titriyordu.
Ne olacaktı şimdi.
Ellerini açıp Allah’a yalvarmaya başladı.
“Allah’ım ben ettim sen etme, ben karımın kıymetini bilememiştim. Ne büyük hata ettiğimi fark ettim ne olur beni daha fazla sınama. Beni karımla kavuştur ben onsuz bir hiçmişim anladım. Bundan sonra hem evde hem dışarıda düzgün bir adam olacağım.”
Cahit bu dualar ve yalvarmalar içerisinde ağlayarak bayıldı. Ayıldığında her şey bitmiş ve tekrar erkek vücuduna dönmüştü.
Uyanırken verdiği şu sözü tekrarlıyordu:
“Ah bir erkek olayım, nasıl erkek olunur göstereceğim.”
***
2020 yılının sonlarına doğru birlikte,otuz yedisi bayan, dört erkek tarafından kendi hayat kesitlerinde yaşadıkları olayları farklı kimliklerle yazdıkları bir kitap haline getirmişler.
Bende böylesine emek verilen bu kitaptan kısa bir bölümü aktardım siz sevgili okurlarıma.
‘Kadın’ ismi verilen bu kitap aslında yirmi birinci yüzyılda bile hayatımızda en önemli yerleri olan annelerimiz, kızlarımız, ablalarımız ve eşlerimiz olan kadınlarımızın şiddet maruz kalmasını görmemezlikten gelip hatta onları ikinci sınıf vatandaşı gibi görmemizi bir türlü anlamıyorum.
Oysa yaşadığımız bu dünya da kadınlar olmasa, hayatın tadı olamayacağını düşünenlerden birisiyim. Yapılan araştırmalarda kadına yapılan şiddette dünyanın ilk sırasında yer almak bizim adımıza utanç verici.
Eski yıllarda kadınlarımıza saygı çok daha güzeldi bence. Şimdi hiçbir şekilde kadınlarımıza saygı olmadığı gibi tam tersine şiddet çok daha fazla nereye gidiyoruz lütfen düşünelim.
Sevgili dostlarım, arkadaşlarım, evlatlarım bu anlamda, bir kere kendinizi hiç sorguladınız mı?
Sorguladıysanız kendinizi nereye koyuyorsunuz?
Bunu sizin bildiğiniz kadar kadınlarında bilmesi şart.
Onlar sevgiye saygıya hasret. Aslında istedikleri çok şey değil.
Güler yüz,
Güven,
Saygı,
onları mutlu edecek üç anahtar kelime.
Elbette kadınlarımıza, kızlarımıza saygıda kusur etmeyen onların yanında olan güzel insanlarda var ama bu sayılar yeterli mi?
Bence yeterli değil o zaman tüm erkeklerin bilinçlenmesi için en büyük görevde yine kadınlarımıza düşüyor.
Nasıl mı?
Annelerimiz, ablalarımız, kızlarımız aile içinde erkek çocuklarını yetiştirirken kadınlara nasıl davranmalı, nasıl hareket etmelerini, onların birer gül olduğunu, yaşamları boyunca onların zarafetlerine, güzelliklerine, dostluklarına ihtiyaçları olacaklarını öğretmeleri gerekecektir. Aksi durumda bu kadına şiddet olayların daha çok artmasına sebep olursunuz.
Saygı değer hanımlar, beyler hepimize bu anlamda çok iş düşüyor, ben sizlere inanıyorum başaracağız.
‘İmza Kadın’kitabının okunmasını istiyorum. Bu kitabı okuduğunuzda yaşananlar size, kadınlarımıza ne kadar hatalı davrandığımızı gösterecektir.
Ben bu anlamda kitabın içerisinde hayatından birer kesiti içtenlikle anlatan tüm hanımların her birine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Unutmayın hiçbir zaman yalnız değilsiniz.
Sizin konuşan o güzel gözleriniz hepimiz için çok ama çok önemli.
İyi ki sizler varsınız hayatımızda, sizin acı, keder ve şiddet görmenizi hiç ama hiç istemiyoruz. İçinde sevgi ve saygı dolu nice güzellikler yaşamanız dileği ile hoşça kalın ama dostça kalın…
YORUMLAR