Yine bugünlerde yaprak dökümü devam ediyor.
Daldan düşen her yaprak beni üzüyor.
Geçtiğimiz günlerde Afyon kültür ve sosyal hayatının bir tarafından tutup kaldıran sevgili hocamız Kayhan İzmirlioğlu’nu kaybettik.
Öğretmenlik yaptı.
Son defa Uşak Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı.
İscehisar’da bilmem kaç dönem Belediye Başkanlığı yaptı.
Güzel giyinir, güzel ve anlamlı konuşmalarıyla sözü dinlenir iyi insandı.
Son yıllarda rahatsızlıkları nedeniyle ortalıklarda pek görünmüyordu.
Tanıdıklarımıza sorardım.
Ankara’da-İstanbul’da olduğunu haber alırdım.
İscehisar’da 1980’li yıllarda büyük hizmetleri dolayısıyla Afyon’a güzel hizmetleri olmuştur.
Mermerin maden kapsamına alınması için çok uğraşmıştı.
Maden kapsamına alınmasından sonra mermer Afyon ve İscehisar için hayati bir konu oldu.
Belediye başkanlığından sonra bir-iki dönem milletvekilliği için çabaladı. Nasibinde yokmuş, olamadı.
Köy köy, kasaba kasaba dolaştı, çok para harcadı.
Ben, Şuhut Karaadilli doğumluyum. Orada öğretmenlik, okul müdürlüğü yaptım. Ünlü Karaadilli Yağlı Pehlivan Güreşlerinin yapıldığı kulübün başkanlığını yaptım.
Bu güreşleri yıllarca maddi ve manevi yönden destekledi.
Güreş düşkünüydü. Minnet ve şükranla anıyorum.
Ata sporu güreşleri bıraktıktan sonra Afyon bayanlar güreş takımının en büyük hamisi oldu.
HATIRA
Yıl 1972.
Askerlik için, küçücük bir köye Er öğretmen olarak tayin oldum.
Köy 50-60 hane 300 nüfuslu, fakir mi fakir bir köy.
Su yok, elektrik yok, yol yok, okul yok. Elhasıl yoksulluk diz boyu, adeta medeniyetin uğramadığı bir yerleşim.
Senirkentli Tevfik adında Işık diye bir tefeci, köylüyü ipotek altına almış, ortağına koyun, keçi alıveriyor ve kene gibi köylüyü sömürüyor.
Az da olsa bilge, görmüş geçirmiş insanlar da vardı.
Bunlardan biri Bekir Ağaydı.
Yıllarca köyü temsil etmiş, sayılan sevilen biri.
Kaymakam, vali onunla muhatap olur, dertleri çözmeye çalışırdı.
Nitekim bütün problemleri çözerdi.
Bir gün bana “Hoca, sensinle Afyon’a gidelim” dedi ben de kabul ettim. Ben Afyon’da liseyi bitirdiğim için, Afyon’u iyi bilirim.
Bekir ağa beyaz gömleğini, ütülü elbisesini giymiş, ayakkabılarını boyanmış, manşetlerini takmış, düştük yola. Afyona geldik doğu şehir kulübüne. Dilsiz kapıda heykel gibi duruyor. Kazım Ağayı sorduk. İçeri haber verdiler. Kazım Ağa ilk sanayicilerimizden, geçmişten gelen bir aile dostu. İçeri girdik öğle vakti. Bize muhteşem bir sofra hazırlattı. Derken, seçimler var. Bir aday masamıza geldi. Kazım amcaya adeta yardım etmesi için yalvarıyor.
Hani Afyon’un vekilleri, belediye başkanları şehir kulübünden yönlendirilir. Ben 1972 yılıydı, yanlış hatırlamıyorsam buna şahit oldum. Şimdi işler değişti.
Lafa Kayhan Ağabeyden girdik. Demek ki kulübün onayını alamadı ki vekil seçilemedi.
Masamıza gelen vekil adayı Kayhan Bey değildi. Bekir ağa, bugün çok sevdiğim ve iftihar ettiğim gazetemizin yazı işleri müdürü Polat Yılmaz’ın rahmetli babasıydı.
Bugün seçimler var. Ne umutlarla yola çıkıp başarı için uğraş veriyorlar.
Bir zamanlar Kayhan İzmirlioğlu diye biri vardı, diyerek güzel şeylere imza attılar göçüp gittiler.
YORUMLAR