Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Semih Tulay

KİLİM SANATI

Oldum olası çocukluğumdan beri bir Anadolu yaygısı olan kilimleri pek severim. Benim gözümde kilimler halılardan çok daha değerli, daha sıcak ve daha estetik yaygılardır. Belki de dokunuş özelliklerinden olmalı ki motifleri halılardan daha belirgin ve daha çeşitlidir. Aslında halılarda da güzel motifler kullanılır ama her zaman kilim motifleri bana daha sevimli, daha anlamlı gelmiştir.

Kilim, Türkçe bir sözcük olup, Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘döşeme amaçlı kullanılan divan gibi yerlere serilen genellikle çok renkli ve desenli kıl ya da yün kullanılarak yapılmış halı’ biçiminde tanımlanmaktadır. Türkçedeki kilim sözcüğü öteki dillere de bu biçimde geçmiştir. Bulgaristan, Sırbistan ve Polonya’da ‘kilim’, Kırgız ve Kazaklarda ‘kilem’, Farsça’da ‘kelim’, ‘gelim’, Ukrayna’da ‘kylim’ ve Romencede ‘chilim’ olarak görülür.

Anadolu’da dokunmuş en eski kilim örneği, MÖ 2300’lü yıllara tarihlenen, Truva kazılarında bulunmuş olan, ‘kraliçenin örtüsü’ olarak adlandırılan ancak bugün nerede olduğu bilinmeyen kilimdir. Gordion kazılarında MÖ 7. yüzyıl Friglere ait kilime benzer dokuma parçaları ele geçmiştir. Ayrıca Anadolu’daki dokuma sanatının çok eskilere dayandığına işaret eden güzel mitolojik öyküler vardır. Güney Sibirya’da Pazırık’taki MÖ 5./4. yüzyıllara tarihlenen ünlü Türk halısıyla birlikte bulunan keçe ve düz dokuma yaygılar, Peru’da MÖ 8.-2. yüzyıllara tarihlenen parçalar bu tür dokumaların çok eski tarihlerden beri her yerde bilindiğini gösterir.

Kilim dokumak bir sanattır. Anadolu kadını sevdasını, hasretliğini, acısını, özlemlerini ve aşkını ilmik, ilmik kilimlere işlemiştir. Kilim Anadolu’nun kendisidir. Kilim bir tablodur. Bir ressamın tablosundan farkı yoktur. Fabrikasyon olmadığı için tekdir. Üzerindeki motifleri bilirseniz bir kilimi bir kitap gibi okuyabilirsiniz. Sanatçı Fatih Kısaparmak’in kilim şiirinden alınan şu iki dörtlük kilimi ne güzel anlatıyor.

Sevdiğine sözü olan bir kilim dokur,          

Kilimin dilinden ancak anlayan okur.

Sırlarımı verdim sana sevgimi verdim,

Şu gönlümü kilim yaptım yoluna serdim.

Kilim kalbin aynasıdır gönlün sesidir,
Her nakışı bir duygunun ifadesidir,
Kilim sevgiliye çağrı, aşka davettir,
Kimi renkler şikayettir, kimi hasrettir.

 

Eskiden Anadolu’da dokuma bilmeyen kızların koca bulamadıkları söylenir. Kimi genç erkekler eğer köylerinde dokuma bilen kız yoksa yakın köylerdeki dokuma bilen kızlarla evlenirlerdi. Kimi zaman köye gelen bu yeni gelinler köydeki genç kızlara kilim dokumasını öğretirlerdi. Genç kız ya da evli kadınlar evi için sağlığında kullanılmak üzere, öldüğünde camiye verilmek üzere de kilim dokurlardı. Camiye verilen kilimler vakıf malı sayılır, satılamaz, kimse alamaz. Ne yazık ki son yıllarda bu tür kilim ve halılar açıkgözler tarafından camilere güya hayır yapılarak halıfleks döşenerek adeta yağmalanmıştır.

Kilim, düz dokumalar-yaygılar içinde yer alır ve cicim, zili, sumak gibi türleri vardır. Kilimlere genel olarak kullanıldıkları yerlere göre de yer kilimi, duvar kilimi, yük kilimi, sedir kilimi, namazlık vs gibi adlar verilir.

Dokuma işçiliği açısından kilim halıdan daha zordur. Özellikle iki parçalı kilimlerde desenleri tutturmak yetenek ister. Bunu yapamayan kadın, kız beceriksiz sayılır. ‘Desenleri denk getiremeyen avrat, avrat sayılmaz’ diye bir deyim vardır. Bu nedenle kimi zor motiflere ‘gelin ağlatan’, ‘karı boşatan’ gibi adlar verilmiştir.

Kilimlerde bir kısmı antik çağlardan gelen çok çeşitli motifler vardır. Boy ve aşiretlerin damga ve imleri, stilize edilmiş bitki ve hayvanlar, koç başı, kurt ağzı, akrep, at, eşek, kaplumbağa, kertenkele, kurbağa, yılan, kartal, ejderha, kuş, deve, deve boynu, deve tabanı, pıtrak, göz, gibi motifler sıklıkla kullanılır. Ayrıca kilimlerde kıskançlık, nazar, dedikodu, aşk, fesatlık, ayrılık, kavuşma, tarihi harabeler ve efsaneler ile ilgili motifler yanında geometrik motifler, özellikle Selçuklu ve Osmanlı kilimlerinde rumi şekiller, evliliği belirleyen ev sembolleri sevilerek kullanılmıştır. Ayrıca kilimler üzerinde kız, erkek, bekar erkek, evli kadın, ana, hamile kadın, dul kadın, doğurgan kadın, kem gözlü kaynana, köyün dedikoducusu, yiğit delikanlı gibi insanlarla ilgili motifler de vardır. Kökeni antik çağa inen hayat ağacı motifi de sıklıkla sevilerek kullanılan motiflerdir. Genellikle genç kızların gelin olmadan önce çeyizleri için dokudukları kilimlerin üstünde rengarenk sekiz köşeli yıldızlar yer alır ki bu yıldızlara ‘Çolpan Yıldızı’ adı verilir. Gökyüzünün en parlak ve en gösterişli yıldızı olan Çolpan Yıldızı’nın bereket ve doğurganlık sembolü olduğu inancı egemendir.  Kimi zaman kilimlerde dokuyanın adı ve yıl görülür.

Koyun yününden yapılan kilimlerde kök boya dediğimiz çeşitli renklerdeki doğal boyalar kullanılır. Bunlar cehri, soğan kabuğu, yeşil ceviz kabuğu, çam ağacı kabuğu, papatya palamut, kantaron, nar kabuğu, ceviz yaprağı, zeytin, zakkum vs gibi bitkilerden elde edilir.

Ne yazık ki kilim sanatı gittikçe bozulmakta, hatta neredeyse ortadan kalkmak üzeredir. Önce tezgahlarda dokunan halı ve kilimlerin yerini fabrikasyon makine dokumalar aldı. Bunların yaygınlaşması kilim kullanımını azalttı. Halı diye nitelendirilen bu yaygılarda kısmen  motifler korunurken son 15-20 yıldır motifler tamamen soyut şekillere dönüşüp hiçbir anlamı olmayan şekiller haline gelmiştir. Renk canlılığının bile olmadığı genellikle pastel renklerin egemen olduğu ve bana çok anlamsız gelen yaygıları kullanmak artık günümüzün modası oldu. Bunlar halı-kilim değil, sadece basit yer yaygılarıdır. Son söz: Ne yazık ki günümüzün kimi koşulları nedeniyle çoğu el sanatımız gibi onlarca yüzyıl süregelen güzelim kilim sanatımız da göz göre göre yok olup gidiyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER