Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Turk

KIZLAR MANASTIRI GERDEK KAYA

Kültür ve doğa turizmi olarak adlandırdığımız Frigya bölgemizi daha iyi tanıyabilmek ve tanıtabilmek amacıyla yaptığımız ‘Frigya Vadileri’ gezimize bu hafta sonu da arkadaşım ile birlikte devam ettik.

Biliyorum ki birçok insan bu bölgeyi merak ediyor. Özellikle son yıllarda yapılan tanıtımlar bunun meyvesini vermeye başladı bile. Frigya vadilerinin neresine giderseniz gidin buralara yurdun birçok bölgesinden turların düzenlendiğini gözlerinizle görebilirsiniz. Özellikle Üçler Kayası köyü sınırları içerisinde bulunan Şarap mahzeni, Zindan, Roma Hamamı, Kapıkaya1, Üçler Kaya Kalesi, Kapıkaya 2, Aslan Kaya yürüyüş yolu olarak grupların dikkatini çekmekte ve bazen bu yol üzerinde farklı gruplar gezilerini yaparak keyifli anlar yaşıyorlar.

Eksiklerimiz yok mu tabii ki eksiklerimiz var ama yine de bu gölgeyi gezerken kendinizi huzurlu ve geçmişi yaşarcasına mutlu olacaksınız.

Doğa kültür turlarını seven insanlar son dönemler sadece ilimiz içerisinde ki Frigya eserlerini ziyaret ediyor buda bizi son derece mutlu ediyor. Bir nevi Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlılardan kalma eserlerin merkezi olmasından dolayı ilimize gelen ziyaretçiler burada bir başka dünya var diyerek ayrılmaları ilimizi popüler hale getirmiş durumda. Hafta sonu arkadaşım ile birlikte aracımıza binerek sizleri farklı bir bölgeye götürmek istedik.

İlk önce Afyonkarahisar, Eskişehir yolun üzerinde 58’nci kilometreden sağa dönerek Kümbet köyü, Yapıldak beldesi, Yazılı Kaya, Çukurca güzergâhı takip ederek Doğanlı kaleye gittik.

Bu bölge sit alanı olarak korunmaya alınmış bir bölge. Kayalara oyulmuş bu yerleşimin bir Frig kalesi olduğu, dini başkent Midas’ı savunmak amaçlı yapıldığı kabul ediliyor. Bu bölgede birbirine yakın kaleler mevcut durumda (Ak pare, Gökgöz, Kocagöz, Pişmiş Kale) bunları bu bölgeden çıplak gözlerinizle rahatlıkla görebilirsiniz.

Frig kalelerinde örülmüş sur duvarlarının yanında gizli geçitler, kaya mezarları, kaya anıtları, kabartmalar, sunaklar, karlıklar ve ahşap mimarinin özellikleri görülüyor. Doğanlı kale ile karşılıklı birbirine bakan Deveboynu diye adlandırılan bir başka eser hemen dikkatinizi çekecektir.

Almış olduğu durumdan dolayı bu isimle anılan Deveboynu tüf kaya kütlesinden yer almaktadır. Ana kayaya oyulmuş Frig ve Bizans dönemine ait mezar odaları bulunmakta.

Deveboynundan sonra Çukurca Köyü’nün hemen yakınında bulunan Kızlar manastırı olarak adlandırılan Gerdek kayayı gezebilirsiniz. Helenistik bir döneme ait olduğu düşünülen bu mezar anıtı dar sütun başlıklı, iki sütunlu bir tapınaktır. Tüf kayalığa oyulmuş. Yüksekliği 4.85, genişliği 6.75, derinliği ise 8 metre 30 santimdir.

1990 yılında Arkeoloji Müzesi tarafından restore edilmiştir. Bu aradaki mezar odaları Roma döneminde büyük değişikliğe uğramış. Bu arada iki mezar odasından sağdaki odanın üç orijinal tavanı oyulmuş. Sütunlu bölümün duvarlarındaki nişlerde Roma döneminde yapıldığı sanılmakta.

Frig vadisi denilince aklınıza bir bölgede toplanmış tarih olarak düşünmeyin. Frigler MÖ 1200 ile 700 yılları arasında Trakya bölgesinden girmiş, Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kütahya, illerinin arasında, Sakarya nehri ile Büyük Menderes nehrinin üst havzalarını kapsayan coğrafyaya yerleşmiş Avrupalı bir kavimdir.

Frigler Anadolu’ya gelmeden önce ‘Brigler’ olarak anılan bir topluluktur. İnsanoğlunun geçmişte yaşadıkları bu bölgeleri görmek ve gelecekte bu yerlerin daha önem kazanacak olması hepimizi heyecanlandırıyor.

Gezimize Küçük Yazılıkaya ile devam ediyoruz. Yola çok yakın bir durumda bulunan Küçük Yazılıkaya (Arezastis ) olarak Frigçe yazıtlarında geçiyor. Frigya vadilerindeki en çok yazı bu anıtta bulunmaktadır. Çam ağaçları arasında bulunan Küçük Yazılıkaya size yürüyüş mesafesinde olup iyi gelecektir. Arezastis gezildikten sonra kısa bir yolculuk sonrası bence bu bölgenin en önemli yeri olan Yazılıkaya gidiyoruz.

Antik Yazılı Kaya Doğuya bakan anıtın üzerinde yazılar olması nedeni ile Yazılı kaya, yazılarda Midas’ın adı geçmesi ile de Midas Anıtı olarak isimlendirilmiş. Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın unik yapılarındandır. Üzerinde ki çatlaklıklar nedeni ile bilimsel çalışmaların yapıldığı söylenmekte. Yazılıkaya geniş bir alanı kapsamaktadır. Frig mezar odaları, Sarnıçlar, Basamaklı sunaklar, Kitabeli sunak bulunmaktadır. Yazılıkaya da kısa bir molanın ardından Kümbet’e gitmek için yola çıktı. Ama Yazılıkaya da tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir ortam bulunmaktadır. Bunu gözardı etmemenizi tavsiye ederim.

Yazılıkaya’nın hemen paralelinden sola dönerek Kümbete doğru yorgun ama mutlu bir şekilde ayrılıyoruz. Kalan süre içerisinde iki görülecek yerimizin olması bizi daha seri hareket yapmamıza neden oluyor. Kümbeti gördükten sonra SeyirçekNekropolü bulunmakta.

Yolculuk esnasında arkadaşım ile birçok şeyi konuşarak yolumuza devam ediyoruz.

Kümbet Seyitgazi ilçesine bağlı bir köy. Yapıldak köyünün 6 km kuzey doğusunda yer almaktadır.

Kümbet köyünde Selçuklu ve Osmanlı döneminde kullanılmış bir kümbet, Selçuklu mezar taşları, Yarım ağa konağı, yarım ağa camisi ile Salon Mezar (Aslanlı Mabet) bulunmaktadır. Burada bulunan bir mezar hemen dikkatinizi çekecektir. Frig döneminde oyulduğu tahmin edilen Üçgen alınlık içerisinde ortada kalkan, kalkanın iki tarafında kısmen korunmuş iki adet kartal bulunmakta. İki Aslanın da ortalarında bir vazo, birbirine dönük, olarak bulunmuş kabartmalarını görebilirsiniz.

Kümbetin Roma dönemine ait önemli bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmakta.

Frig Vadisinde bu etkinliğimizin sonu olan SeyircekNekropolü (lahitler) Sarıcaova köyünün orman yolunu bağlayan yolun kenarında bulunmakta. SeyircekNekropolünde Bine yakın lahit bulmanız mümkün bunların tamamı tahrip edilmiş durumda.

Her ne kadar koruma altına da alınmış da olsa lahitlerin bu durumda olmaları insanları biraz ürkütüyor. SeyirçekNekropolünde az bir yeri gezmemize rağmen yüzlerce lahit üçer beşer metre aralıklarla görebilirsiniz. Asıl üzerinde durulması gereken bir yer olarak değerlendiriyorum SeyirçekNekropolü’nü.

Aracımıza binerek buraya yakın bölge olan Büyükyayla’da gölün kenarında yemek molası verdik. Kırmızıbiber, Köfteler, salata, katmer, ekmek kadayıf da bir başka güzeldi. Hepsinden azar azar aldım. Yemekten daha çok fotoğraf çekmeyi tercih ettim. Keyifli bir günün akşam saatlerinde yorgun ama mutlu bir şekilde aracımıza binerek yolumuzu Ayazini Antik Kente çevirdik. Frigya içerisinde gece hayatının devam ettiği tek yer burası. Ayazini Antik kent içerisinde Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı döneminden günümüze ulaşmış tarihi eserlerin içerisinde yemeğinizi yedikten sonra çayınızı ve kahvenizi içerken kendinizi tarihin derinliklerinde hissedebilirsiniz.

Sevgili okurlarımın yeniden buluşmak umudu ile Allaha emanet olun, her şey gönlünüzce olsun.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER