Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nergiz Kılıç Savrık

MEVSİMSEL DEPRESYON MU?

Bazılarımız farkında olmasa da mevsimsel depresyon, bir kişinin belirli mevsimlerde tekrarlayan depresif semptomlar yaşadığı bir tür depresyon türüdür. Şu sıralar, kış mevsimi olanca ağırlığıyla kendini hissettiriyor. Soğuk havalar, gri bulutlar ve yağmurlarla birlikte genellikle kış aylarında ortaya çıkan ve bahar veya yaz aylarında azalan veya tamamen kaybolan semptomlarla karakterizedir. Bu durum, özellikle kış depresyonu olarak bilinen mevsimsel duygudurum bozukluğu olarak da adlandırılır.

Mevsimsel depresyonun semptomları genellikle klasik depresyon belirtileri ile benzerlik gösterir. Bu semptomlar arasında sürekli üzüntü hissi, umutsuzluk, enerji kaybı, uyku problemleri (aşırı uyuma veya uykusuzluk), iştah değişiklikleri (aşırı yeme veya iştahsızlık), odaklanma güçlüğü, ilgi kaybı, değersizlik hissi ve hatta intihar düşünceleri yer alabilir.

Mevsimsel depresyonun kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, gün ışığı eksikliği, biyolojik saatlerin değişimi ve melatonin gibi uyku ve duygu durumu üzerinde etkili hormonların seviyelerindeki değişiklikler gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Tedavi seçenekleri arasında ışık terapisi, antidepresan ilaçlar ve bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemler bulunur. Bir uzmana danışarak uygun tedavi planını belirlemek önemlidir.

Uzmanlar, pek çok insanın kış aylarının kendine özgü bu atmosferinde, depresyonda olduğunu bilmeden farklı bir ruh haline büründüğünü ifade ediyor. Uzmanlar bu dönemde mevsimsel depresyondaki artışa dikkat çekiyor. Mevsimsel depresyon, geçici bir süre ile görülen mevsim değişikliğine kişinin fizyolojik verdiği tepkiye bağlı depresyon türlerinden biri olarak biliniyor. Bu depresyon türünün çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında yaşandığı gözlemleniyor. Uzm. Psk. Deniz Mutlu, “Mevsimsel depresyonda olan kişide bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bu belirtiler kişinin depresyonda olduğunu belli eden, kendisiyle ve çevresiyle bağını zayıflatan belirtiler olmaktadır” diyor ve bu belirtilerden birkaçını şöyle sıralıyor…

“Günlük hayatta dikkatini toplayamamak, sürekli halsizlik hissinin oluşması, daha fazla yemek yeme ihtiyacı, gün içerisinde uyku artışı, uyumakta ve uyanmakta zorlanmak, olumsuz düşüncelere kapılmak, en basit işleri bile yapmak istemekte zorlantı, kilo problemleri, sosyal aktivitelerde yetersizlik…”

Uzm. Psk. Deniz Mutlu, bu veya bu gibi belirtilerin görülmesiyle, kişinin mevsimsel depresyonda olabileceğini düşündürdüğünü kaydederek, şunları dile getiriyor:

“Eğer bütün bunlar her sonbahar döneminde kendini gösteriyorsa kronik anlamda mevsimsel duygu durum bozukluğu yaşandığı ifade edilebilmektedir.

Mevsimsel depresyon, kalıcı depresyondan farklı olarak mevsim şartlarının getirdiği kısıtlamalar geçtiğinde ortadan kalkmaktadır. Ancak yine de yılın 6 ayı sürecek bir depresyon kişinin günlük enerjisini düşürmekte ve genel olarak hayat akışını olumsuz etkilemekle birlikte psikoterapi ve psikiyatri desteği alması önerilir.

Mevsimsel depresyonun tedavisinde antidepresanlar, D vitamini takviyesi, ışık (fototerapi) ve bilişsel davranışçı terapiye başvurulmaktadır.

Klinik psikolojinin ilgilendiği alanlardan biri olan bilişsel davranışçı terapi, mevsimsel depresyonun tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu yöntemde bireyin işlevsellik düzeyini düşüren olumsuz düşünce kanalları azaltılarak düşünce süreçlerini gerçekçi ve işlevsel bir düzeye ulaştırarak düşünce değişimi sağlanmaktır. Bilimsel araştırmalar sonucunda, kişilerin farkındalığı arttıkça depresyon ile mücadele etme mekanizmalarının güçlendiği ve bununla paralel olarak günlük işlevsellik düzeyinin yükseldiği kanıtlanmıştır.

Tüm psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi mevsimsel depresyonun tedavisinde de bireyin yaşamında birçok alana müdahale gerekmektedir. Bu nedenle mevsimsel depresyonda da bütüncül yaklaşım önemlidir. Bu durum insan doğasının biricik ve karmaşık yapısıyla ilişkili olmaktadır.”

Şunu hatırlatmak yarar var, bu yazdıklarımız elbette bir tavsiye niteliğinde değildir. Siz bir uzmanla görüşmeden karar vermeyin.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER