Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Semih Tulay

İÇİ KARANLIK DIŞI AYDINLIK MÜZE

Müzeler bir toplumun aynası olup, geçmişi geleceğe bağlayan köprülerdir. Müzeler aynı zamanda ait olduğun toplumun kültür seviyesini gösterir ve müze sayılarının çokluğu toplumların uygarlık seviyeleri ile ilintilidir. Müzeler binaları ve içindeki eserler ve eserlerin sergileniş biçimleriyle değer kazanırlar.

Afyon Arkeoloji Müzesi ilk açılan müzelerimizden biri olup, değerli eserlere sahiptir. Müze eski binasından 2011 yılında temeli atılan yeni binasına taşınarak “Afyonkarahisar Müzesi” adı altında 2023 yılında ziyarete açılmıştır. 75 bin m2’lik bir alanda 25 bin m2lik kapalı alanı olan müzenin binasına bir sözümüz yok ama belki kaleyi sembolize eden kule bölümde koyu renk malzeme kullanılsaydı daha anlamlı olabilirdi.

Esas konumuz olan müzenin teşhir ve tanzimine gelince; İşte bu konuda birkaç söyleyecek sözüm var. Yapılan düzenleme müze düzenlemesinden çok bilgi levhası sergisine benziyor. Eserler kaybolmuş, boğulmuş durumda. Sanki salonlarda değil de labirentte dolaşıyorsunuz.  “Dön baba dönek” hesabı. Salonlarda karmaşa dar anlamsız geçişler var. Kocaman geniş kullanım alanları varken neden kulemsi yapıya sıkıştırılmış anlamak olanaksız.

Masa başında ve ihale yoluyla teşhir-tanzim yapılırsa herhalde böyle oluyor. Bu müzenin düzenleme işi müzedeki uzmanlara bırakılsa idi eminim ki şimdikinden çok daha güzel yapılırdı. Mevcut düzenlemeyi yapan kişilerin içinde gerçekten müzelerde çalışmış olanlar var mı bilemiyorum. Çünkü bu kadar belirgin hatalar yapılmazdı. Son yıllardaki yapılan PVC’li, cam tavanlı, çelik kapılı restorasyonlar gibi müzelerde bol panolu dijital teşhirler moda oldu. Burada da bu modaya uyulmuş. Yeni moda dijital müzecilik yapılmak istenirken orijinal eserler kaybolmuş. Yıllarca Kültür Bakanlığı bünyesindeki müzelerde çalıştım. Emekli olduktan sonra arkeoloji, jeoloji, etnografya ve numizmatik seksiyonlarından oluşan iki tane büyük özel müzenin kuruculuğunu ve teşhir-tanzimini yaptım. Yurtiçinde ve yurt dışında müzeler gördüm ama bu müze kadar teşhiri kötü resmi müzeye rastlamadım. Benim görüşüme yeni müzede göre eksiklikler özetle aşağıdaki gibidir.

1-İlk girişte metroya girer turnikelerden geçince hemen karanlıkla karşılaşıyorsunuz. Emin olun büyük kentlerdeki metro girişleri buradan çok daha aydınlık. Müzenin genelinde merdivenler karanlık önünüzü göremiyorsunuz. Unutmamak gerekir ki müzeleri her yaştan insanlar ziyaret ederler.

2-Girişteki merdivenlerden inerken sağ tarafa konan mermer eserler ve etiketleri kötü ışıklandırma nedeniyle görünmüyor bile. Dikkat ettim ziyaretçiler bunlara bakmadan yanlarından geçip gidiyorlar.

3-Merdivenlerin bitiminde büyük mermer heykelin ardındaki amfitiyatro biçimindeki oturma yeri anlamsız. Neden böyle bir şey yapılmış çözemedim. Hani müzenin çıkışında olsa yorulan insanlar dinlensinler diye konabilir ama daha gezmeye başlamadan oturma yerlerinin bir yararı yok. Kimi müzelerde önemli eserlerin önüne özellikle oturma yerleri konur. Burada oturulup seyredilecek bir şey göremedim. Burada oturanlar neyi izleyecekler?

4-Müzenin genelinde ışıklandırma çok kötü ve yetersiz. Işıklandırmayı her kim ya da kimler yaptıysa müzelerin ışıklandırılmasıyla ilgili biraz bilgi edinselerdi keşke. Vitrin içindeki eserler kötü ışık nedeniyle belli olmuyor, etiketler okunmuyor. Kimi yerlerde etiketlerde ışık yok. Karanlıkta kaldıklarından etiket olup olmadığı belli bile değil. Suni ışık kullanılırken doğal ışık da kullanılabilirdi.

5-Vitrinler çok kalabalık. Objeler anlaşılmıyor. Sikke vitrinlerinde etiketler çok yoğun ve okunmuyor. Vitrin içlerine gereksiz resimler konmuş. Örneğin, heykel konmuş ama arka fonda aynı heykelin resmi var.

6-Kimi vitrinlerde birbirinden ilgisiz objeler var. Bir vitrinde berber tası ve divit ilgisi olmayan objelerin yanına konmuş. Hamam odasında sadece boş kurna, takunya var. Kese, sabun, peştamal, havlu vs karşı vitrinde değil burada olmalıydı.

7-Çok fazla bilgi levhası var. Tam bir kargaşa hakim. Önemli bir eser olan Hitit hiyeroglif yazılı eserin bilgi levhası/etiketi yok. Kimi bilgilerde yanlışlık ve eksiklikler var. Örneğin, Marsyas’ın flütünün Athena’ya ait olduğu yazılarak Batının Yunan hayranlığına alet olunmuş. Selçuklarda sikke yapımı gibi bir başlık var. Sikke yapımı yerine “sikke darbı” ya da “sikke basımı” kullanmak gerekirdi. Midas vitrinindeki erkek başı “Marsyas başı” olacak. Bunun bir benzeri Almanya’dadır. Kral Midas’ın heykeli daha belirgin olarak göz önüne çıkarılmalıydı.

8-Oda şeklindeki mekanlarda oranın ne olduğuna dair büyük etiketler konmalıdır. Müzenin girişinde adeta saklanmış! gibi duran İscehisar kökenli bitmemiş heykel, heykel atölyesinin olduğu salona alınmalıydı. Düzenlemeyi yapanlar sanırım bu eserin öneminin farkında değiller.

9-Atatürk Kocatepe’de canlandırması daha görkemli ve vurgulayıcı olmalıydı. Atatürk sıradan bir figür gibi kalmış, adeta kaybolmuş. Bu kattaki kimi odalarda eşya yok. Örneğin, oturan erkek odasında sadece bir mangal var. Özel sektördeki yeme-içme yerlerindeki otantik köşeler buradan daha dolu. Müze depolarında bu odaya konacak eşya yok mudur?

10-Bahçedeki birkaç İslami mezar taşının dışındaki eserlerde etiket/bilgi levhası yok. Eserler gelişi güzel konmuş. Bir kitabe nedense ters duruyor. Bahçeye konan kimi steller ve mermer eserler müze içine konabilirdi. Örneğin, “akroneo” yazılı kitabeyi göremedim.

Müzenin içi çok karanlık ama dışı gece ışıl, ışıl. Şimdiki durumunu bilmiyorum ama bir zaman önce gece geçtiğimde o kadar çok yanan lambanın olmasına şaşırmıştım. O nedenle yazının başlığını “içi karanlık dışı aydınlık müze” olarak verdim. Sonuç olarak bu müzeyi bir şeyler görmek ve bilgilenmek için değil, gün ışığının değerini anlamak, heyecan yapmak için gezebilirsiniz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER