Yazıya, bilinen bir anekdotla başlamama izin verin. Rusya’nın ünlü tiyatro yazarı, ozanı Anton Çehov’dan: “Eğer ilk sahnede duvarda bir silah asılıysa, oyunun sonunda mutlaka patlar.”
Bu sözün gerçekliğini tartışacak değiliz. Akla gelen başa gelir denir ya bizde. Onun gibi bir şey.
Konu şu: Rusya silahlarını kullanabilir mi? Sorunun kaynağı ise malum,
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği günden bu yana tüm dünyanın sorduğu soru bu: Kremlin nükleer silaha başvurur mu?
Soçi şehrinde düzenlenen Uluslararası Valday Kulübü toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin soruları cevaplandıran Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus devletinin varlığının tehlikeye girmesi halinde nükleer silahları kullanacaklarını ileri sürdü, elbette başta ABD olmak üzere diğer ülkeleri de tehdit etti: “Aklı başında ve hafızası yerinde olan hiç kimsenin Rusya’ya karşı nükleer silah kullanmayı düşüneceğini zannetmiyorum.”
ABD Başkanı Joe Biden’ın bu seçeneği göz ardı etmediğine yönelik haberler eksik olmuyor.
Biden, “Putin’in taktiksel nükleer silahlar kullanmasından endişe ediyorum” diyerek, ortada gerçek bir tehlikenin olduğundan söz etti.
Rus dış ilişkiler ve savunma politikaları uzmanı ve Dış İlişkiler ve Savunma Politikaları Konseyi Onursal Başkanı Sergey Karaganov Rusya’da yayımlanan Profile dergisinde, “Rusya’nın Batı’nın iradesini kırmak için nükleer caydırıcılığı yeniden ikna edici bir argüman haline getirmesi, nükleer silah kullanımı önündeki eşiği düşürmesi gerekli” görüşünü belirtti.
Şahin politik görüşleriyle bilinen Karaganov, iktidardakilerle yakın ilişkileri olan bir isim ve makalesindeki görüşleri bu bakımdan yabana atılacak bir şey değil.
Putin’in de nükleer silahtan sık söz ettiğini biliyoruz ve zaten Rusya, tek müttefiki Belarus’ta bir dizi taktiksel nükleer silah konuşlandırdığını doğruladı.
NÜKLEER NEDİR?
Nükleer silah, nükleer reaksiyonların sonucu olarak yüksek derecede tahrip gücüne sahip olan bir tür silahtır. Bu silahlar, atom çekirdeklerinin kontrolsüz fisyon (bölünme) veya füzyon (birleşme) reaksiyonlarıyla büyük miktarda enerji açığa çıkararak patlayıcı etki yaratırlar.
Nükleer silahlar genellikle atom bombaları (fisyon tabanlı) ve hidrojen bombaları (füzyon tabanlı) olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Atom bombaları, atom çekirdeklerinin fisyonunu kullanırken, hidrojen bombaları atom çekirdeklerinin füzyonunu kullanır ve çok daha güçlüdür.
Nükleer silahlar, geleneksel patlayıcılara göre çok daha büyük bir tahrip gücüne sahiptirler ve büyük alanlarda yıkıcı etkilere neden olabilirler.
JAPONYA’DA 140 BİN KİŞİ ÖLDÜ
Amerika Birleşik Devletleri, İkinci Dünya Savaşı sırasında 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya ve 9 Ağustos 1945’te Nagazaki’ye atom bombaları atarak, 140 bin kişinin ölmesine neden oldu.
Atom bombalarının patlaması sonucunda Hiroşima ve Nagazaki’de büyük yıkım yaşanmıştır. Kentler yerle bir olmuş, radyasyon hastalıkları ve yanıklar gibi nükleer savaşın fiziksel etkileri çok sayıda insanı etkilemiştir.
Nükleer bombaların uzun vadeli etkileri ise radyasyon kaynaklı hastalıklar, kanser vakaları, doğumsal anomaliler ve çevresel hasarlar olarak ortaya çıkmıştır.
Etkileri uzun yıllar devam etmiş, bu trajik olayların izleri Japonya’nın yeniden inşası için uzun bir süreyi kapsamıştır.
Nükleer bombaların Japonya’ya atılması, savaşın sonunu getirmiş olsa da büyük bir insani trajediye neden olmuştur ve tarih boyunca unutulmayacak bir olay olarak kalmıştır.
GÜÇ DENGESİ
Dünya üzerinde yaklaşık olarak 15 bin nükleer savaş başlığı bulunmaktadır. Dünya liderleri arasında nükleer silahların hangi ülkelerde bulunduğu konusunda tam bir şeffaflık olmadığı için kesin sayılar net olarak bilinmemektedir. Bu silahların büyük bir kısmı ABD ve Rusya’nın kontrolünde bulunmaktadır. Nükleer silahların yüzde 93’ü ABD ve Rusya’nın elindedir. Rusya, dünyanın en büyük nükleer silah gücüne sahiptir.
Rusya’nın nükleer silahlar konusundaki gücü oldukça büyüktür. Ancak, tam olarak kaç nükleer silahları olduğu konusunda kesin bilgilere ulaşmak zor olabilir.
Rusya’nın nükleer cephaneliği binlerce savaş başlığı içerir ve bu savaş başlıkları farklı tiplerdeki nükleer füzelerle taşınabilir. Rusya’nın nükleer silah programı hakkında tam bilgilere sahip olmak zordur, ancak stratejik nükleer silahlarla ilgili anlaşmalar (örneğin Yeni START anlaşması) kapsamında sınırlamalar bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri: ABD, Rusya ile dünyanın en büyük nükleer silah gücüne sahiptir. ABD’nin de binlerce nükleer savaş başlığı bulunmaktadır. Yeni START anlaşması gibi uluslararası anlaşmalar, ABD’nin nükleer silahlarının sayısını sınırlamaktadır.
Diğer Ülkeler: Çin, İngiltere, Fransa, Hindistan ve Pakistan gibi diğer ülkeler de nükleer silah sahibidir. Bu ülkelerin nükleer silah programları ve envanterleri farklıdır.
Nükleer Silahların Kontrolü: Uluslararası arenada nükleer silahların yayılmasını sınırlamak ve kontrol altına almak için çeşitli anlaşmalar ve antlaşmalar bulunmaktadır. Örneğin, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT), nükleer silah sahibi olmayan ülkelerin nükleer silah edinmesini önlemeyi amaçlar.
Bu silahların kullanımı büyük bir yıkım potansiyeline sahiptir ve uluslararası toplum bu konuda büyük bir hassasiyetle yaklaşmaktadır.
Çoğu ülke, nükleer silahların yayılmasını kontrol etmek amacıyla uluslararası anlaşmalara taraf olmuş ve nükleer silahların kullanımını sınırlamıştır.
Nükleer silahlanmayı önlemek için çeşitli uluslararası anlaşmalar ve politikalar bulunmaktadır. İşte nükleer silahlanmayı önlemek için yapılabilecek bazı önlemler:
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleyen Antlaşmaları Desteklemek: Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) gibi uluslararası antlaşmalar, nükleer silahların yayılmasını engellemeye yönelik önemli adımlardır. Bu antlaşmalara üye olunmalı ve onları desteklemelisiniz [1].
Nükleer Silahsızlanma Rejimini İzlemek: Nükleer silahsızlanma rejimleri, nükleer silahların kontrolünü sağlar. Bu rejimleri izlemek ve uygulamak, nükleer silahların yayılmasını engellemeye yardımcı olur [2].
Eğitim ve Farkındalık Oluşturmak: Nükleer silahların tehlikeleri hakkında eğitim vermek ve farkındalık oluşturmak, insanların nükleer silahlar konusunda daha bilinçli olmalarına yardımcı olabilir.
Uluslararası İşbirliği: Ülkeler arası işbirliği, nükleer silahların yayılmasını engellemek için önemlidir. Diplomatik çözümlere ve müzakerelere önem verilmelidir.
Nükleer Silahların Azaltılması: Mevcut nükleer silah stoklarının azaltılması ve nükleer silahların kullanımının sınırlanması için çaba harcanmalıdır.
Nükleer Savaşlara Karşı Korunma Planları: Nükleer saldırılara karşı korunma planları oluşturmak ve sığınaklar hazırlamak önemlidir.
Nükleer Enerjinin Barışçıl Kullanımını Desteklemek: Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması, nükleer silahların yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir.
Sivil Toplum ve Aktivist Katılımı: Sivil toplum örgütleri ve aktivistler, nükleer silahsızlanma konusunda baskı yapabilir ve politika değişikliklerini teşvik edebilirler.
Nükleer silahlanmayı önlemek, uluslararası düzeyde karmaşık bir sorundur ve uzun vadeli bir çaba gerektirir. Bu önlemler, nükleer silahların yayılmasını azaltmaya ve sonunda ortadan kaldırmaya yönelik adımların bir parçasıdır.
Nükleer silahlar, dünya üzerindeki en tehlikeli ve yıkıcı silahlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle uluslararası toplum, nükleer silahların kontrolü ve yayılmasının önlenmesi için çeşitli çabalar içerisindedir.
Yazının başında söz ettiğimiz Anton Çehov’un aşırı şekilde gerçeklik içeren sözü bir daha doğrulanır mı bilinmez. Ancak geleceğin oldukça belirsiz ve flu olduğuna vurgu yapmamız gerekiyor.
YORUMLAR