Herkesin kendini aradığı şu devirde bir tutam samimiyete hasret kaldık. Ben neyim? Kimim? Yahut nasıl olmalıyım? Sorularını kendimize yönelttiğimiz vakit, samimi cümleler aradık cevaplarımızda. Sahi, samimiyet “içtenlik, içten gelen bir duygu” şeklinde geçmiyor mu sözlüklerde. Yoksa bizim içimizde mi bir sıkıntı var ki kendimizi bulmakta zorluk çekiyoruz. Her insan, her ruh kendi aleminde farklı bir mahluk…
Peki, bizim iç dünyamızı şekillendiren duygular neler? Kendimizi ne kadar bilip, ne kadar dinliyoruz. Yeni aldığımız bir teknolojik aletin tüm özelliklerini bir bir araştırıp bilme telaşından kendimizi bilme olgunluğuna erişemiyoruz. Modernizmin dünyaya hüküm sürdüğü bir zamanda, eşyaya gösterdiğimiz özeni ruhumuza gösteremiyoruz. Her şeyin kolayının arandığı bir zamanda yaşıyoruz. Yaptığımız her işi en kolay yoldan bitirmenin derdindeyiz. Her şeye vakit ayırabiliyor, fakat iç sesimizi sürekli bastırıyoruz.
Psikolojimize, ruhumuza neyin iyi geleceğini bilmiyoruz yeni aldığımız elbise ile onlarca kombin yapmayı düşünürken bir oturup da bana ne iyi gelir demiyoruz çünkü her şey dışarıya gösterişe döndü. Yeni aldım insanlar görsün bugün saçım çok güzel oldu vay efendim yeni tıraş oldum dışarıya çıkayım insanlar görsün bu kalıpları aşamadık aslında aşmak falan da istemiyoruz çünkü insanların takdirine muhtaç hale geldik güzelsin, yakışıklısın dedirtmeyi ister hale geldik.
Kendi kendimizi takdir etmekle yetinemedik ben böyle beğeniyorum diyemedik hatta beğenmediğimiz şeyleri sadece ‘moda’ dedikleri için aldık, kullandık. İnsanların gözünün içine baktık ilgi, takdir, beğenilme arzusu diye diye samimiyetimizi de kendimize saygımızı da kaybettik. Oysa kendimize dönüp önce bize ne iyi gelir diye düşünseydik?
Kendimize iyi geleni yapsaydık, meditasyon olabilir bir mum yakıp kitap okumak olabilir ya da yoga yapmak, koşmak sayamayacağım kadar çok aktivite var hem tek başımıza yapabileceğimiz aynı zamanda ruhumuza da çok iyi gelen ama biz kendimize ayıracağımız zamanı farklı şekilde kendimize ayırdık bize iyi gelsin diye değil başkaları bizi beğensin diye çabaladık.
Bana iyi gelsini bırakıp başkaları iyi görsünü öne aldık. Bu durumun değişeceğini zannetmiyorum ama elimizden geldiğinin fazlasıyla değişim için çabalamalıyız. En azından bir kez denemeliyiz çünkü kendimize iyi geleni fark edince devamını getireceğiz.
Mutlu günlerin sizlerle olması dileğiyle…
YORUMLAR