Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet DİKYAMAÇ

SİYASETE İLK ADIM

Muhterem dostlar…

1969-70’li yıllar. Afyon noterliğinde belirli bir noktaya gelince muhitim de genişledi. O tarihe kadar hiçbir siyasi partiyle, cemaatlerle, tarikatlarla işim olmadı. Çok davet ettiler ama ilgilenemedim.

Bir gün Rahmetli Cemil Şenel ve İsmail Aytay noterliğe geldiler ve MSP’ye davet ettiler. Rahmetli Rasim amca, Rasim Hancıoğlu senatör adayı.

Anadolu’daki kavruk insanlar vatan bayrak ezan deyince her şeyini verir. Ben de o sevdaya kapıldım. Kabul ederek MSP’ye üye oldum. Noterliğin masasını MSP’nin masası gibi kullanmaya başladım. O tarihe kadar çalışmaktan başka işim ve zamanım olmadığı için siyasi düşüncen yoktu. Tek düşüncem ailemin geçim dediydi.

Siyasete bayağı alışmıştım. Ağzım da güzel laf yapıyordu. Köylerde konuşmaya başlamıştım. Çok kimse beğeniyordu.

Bir gün Bakan Fehim Adak gelmişti. Şimdiki Çakmak otelin orada Atlas sineması vardı. Orada toplandık. Müthiş kalabalıktı. Toplantıdan sonra parti binasına doğru yürüyoruz. Karşı caddeden başka bir grup gençler var. Sinemadan birlikte çıktığımız gruptan birkaç kişi, gençlere doğru yüksek sesle, “Bir gün gelecek, sizin kafanızı keserek top gibi oynayacağız” dediler. Ben de “Yahu biz buraya kelle kesmeye mi geldik. Kim bunlar” deyince, gruptan birileri, bunlar köpektir. Dinsizler vs.” gibi sözler sarfettiler. Neredeyse kavga çıkacaktı. Partiye geldik. Ben Rahmetli Cemil abi ve İsmail. “Ben bu partiye vatan millet din sevdası ile geldim. Adam kesmeye değil” diyerek hemen istifa ederek ayrıldım.

Bunu söyleyenlerin büyük çoğunluğu MSP’den ayrılıp AKP’ye geçtiler. Bazıları halen sağ.

Siyaset hoşuma gitmişti. Rahmetli Basri Kamışlı bana, “Gel seni Alpaslan Türkeş’in partisine alalım. Sen Milliyetçi bir insansın” dedi. Sonradan MHP il başkanı olan Rahmetli Harun Memiş ile tanıştım. Her ikisi de aile dostum oldu.

Artık Milliyetçi Hareket Partisinin ferdi olmuştum.

1975’li yıllarda Harun Memiş il başkanı olunca ben de merkez ilçe başkanı oldum.

Güzel günlerimiz oldu. Afyon’un ne kadar köyü varsa hepsine en az beşer defa gitmişimdir.

1977’de İhsaniye ‘den il genel meclisi  adayı oldum.150 oyla kaybettim

1 Mayıs 1977’de Harun Memiş de Dinar yolunda trafik kazasında maalesef vefat etti. Yanında Ahmet Hamdi Sezer ve Ahmet Talip oğlu da varmış. Onları Isparta  devlet hastanesine kaldırmışlar.

Cenazeyi kaldırdıktan sonra Ali Kocaşaban ve  Yılmaz Kasap ile Isparta’ya gittik. İlk önce durumları kötüydü. Sonradan çok şükür iyileştiler.

Bu arada birinci noterlikten ayrılarak ikinci noterliğe başladım.

İkinci noterliğe başlayınca 12 Eylül 80 darbesi oldu.

Ülke genelinde sağ sol ne kadar il başkanı ilçe başkanı varsa tutuklamaya başladı. Ben de hedefteydim. Korkuyordum. Gerçi vali, garnizon komutanı, emniyet müdürünü tanıyordum ama bu bir şey ifade etmiyordu.

Devlet ihalelerini ita amiri olarak vali veya Batı Menzil Komutanı imza ediyor. Ben de noter olarak onaylıyorum.

Batı Menzil Komutanlığının altı demir parmaklıklı odalarla doluydu. Vekaletname almak içim birkaç kez gitmiştim. 40 kişi alabilecek odalara 140 kişi doldurmuşlar. İnsanlar o delillerle kalem gibi ayakta duruyorlar. Oturmak mümkün değil.

Allaha dua ediyordum, yarabbi beni kurtar diye

Askeri ihale işlerine bakan bir binbaşı vardı. Tanışıyorduk, garnizon ve sıkı yönetim komutanı Mahmut Boğuşlu paşa idi. Bana genç noter der her imzaya gittiğimde ikramda bulunurdu. Beni seviyordu.

Amaaaaaa…

Bir Münir albay vardı herkesin korkulu rüyası idi. Onun eline düştüğünüzde ne zaman çıkacağınız belli değildi.

Bir gün benden noter kanununu istediler. Ben de ihale işlerine bakan binbaşıya verdim.

Birkaç gün sonra bir imza için gittim. Kitabı aldım.

Tam nizamiye kapısına geldiğimde oradaki astsubay ismimi sordu. Söyleyince bir yere telefon ederek Dikyamaç burada deyip haydi gidiyoruz dedi. Ayaklarımın bağı çözüldü. Direk Münir Albay’ın odası.

Çeşitli sorular, noter kanunu kitabın içinde askeri belgeler aldığımı vs. gibi iftiralar atmaya başladı. Kalpten gideceğim. Bu sırada  içeriye tanıdığım binbaşı girdi. Bana baktı

Gitti. Beş on dakika sonra bir telefon geldi. Albay emredersiniz diyerek beni aldılar. İki asker kolumda

Mahmut paşanın makamına geldik

Biraz sonra içeri girdik. Mahmut paşa albaya Albay bu genç noterin suçu ne diye sorunca

Kitapla birlikte birkaç askeri belgeleri almış dedi. Paşa da öylemi diye bana sordu. Ben de böyle bir şey yok komutanım kitap benim buyurun dedim.

O sırada ihale işlerine bakan binbaşıya telefon edildi. Paşa ona sordu.

O da kitabın içinde öyle bir belge yok paşam deyince Mahmut paşa Münir albaya çek git deyip gönderdi. Rahat bir nefes almıştım

Haydi git dedi ve özel kalem müdürü Mustafa’ya notere nizamiyeye kadar eşlik edin dedi

Ayaklarım yürümüyordu. Nizamiyeden çıktım ama eridim.

Birçok arkadaşım yakalanmıştı

Beni ilk önce Mahmut paşa, sonra da Rahmetli  Feridun Balatlıoülu ve Nurettin Ersin kurtaracaktı.

Onu ayrıca anlatacağım.

Sonradan sağcı solcu herkesin korkulu rüyası Münir Albay’ın görevine Mahmut paşa tarafından son verilecektir.

Mahmut paşa daha sonra Isparta’ya tayin oldu. Yaşıyorsa  Allah sağlık versin vefat etmişse Allah rahmet eylesin.

Bu anlattığım olay başlangıçtır.

12 Eylül ihtilali hayatımı söndürecekti.

O günler karanlık günlerdi.

Daha sonra hakkımda 103 dava açıldı. On binlerce imzam olan evraklar incelendi

Beş yıl bir iş yapamadım, ama hiç avukat tutmadım. Her duruşmaya kendim katıldım.

Sonuç, hepsinden beraat ettim. Ama beş yılım heder oldu.

Kader yine bana gülmemişti.

Muhterem dostlar…

Dünyada en zor şey iftirayı ispat etmektir

Bunları yaşadım. İspat ettim ama çocuk çoluğum ve eşim neler çekti.

İnşallah sizler hiç iftiraya uğramasınız.

Allaha emanet olunuz.

Bayramımız kutlu olsun.

Selam ve saygılarımla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER