Geçtiğimiz ay içerisinde ülkemizde yaşadığımız asrın felaketi olarak söylediğimiz deprem geçeli bir ay oldu. Her şeye rağmen hayat acısı ve sevinçleri ile devam ediyor. O yaşanan günleri anlatmak gerçekten çok zor ama yaşamak adına yeniden mutlu olmak adına etrafımıza eşimize dostumuza özelliklede kadınlarımıza sevgimizi göstermeliyiz. Kadınlarımızın önemini hepimiz biliyoruz ama işimize gelmediği için onları yok sayabiliyoruz. Aslında böyle olmamalı. En son yaşadığımız deprem sonrası enkaz altından çıkarılan bir bey hastaneye gitmek yerine beton zemin üzerine yatarak eşim çıkmadan buradan ayrılamam dediğini hep birlikte gördük.
8 Mart Dünya Kadınlar günü olmasından dolayı dünyanın her tarafında birçok etkinlikler yapılıyor ya da yapılacak, bu zorlu deprem arasında. Ama birkaç gün sonra ya da aynı gün yine şiddete maruz kalacak kadınlarımız ya da kızlarımız olacak dünyanın birçok yerinde. Bunu hepimiz istemesek te hissedebiliyoruz yaşanan birçok olumsuz olaylardan dolayı.
Acı ama gerçek bu değil mi sizce. Her şey lafta kalacak, yine verilen sözleri unutacağız. Bir gün önce değer verdiğimiz kadınlarımız, dünyanın her tarafında bazıları zulüm, bazıları hor görülecek ve görülmeye devam edecek.
Kendi ülkemizdeki kadınlarımızın nelerle karşılaştığını televizyonlarımızı açtığımızda hepimiz görüyoruz ve insanlığımızdan utanıyoruz. Tabii ki bunun birçok nedenleri var ama her ne olursa olsun hayatı birlikte paylaşıyorsak, yaşamın her evresinde yanında olduğunu hissettirmek bizim elimizde. Sizi bu anlamlı günde küçük bir hikâye ile hayata yeni anlayışla başlamanızı isterim…
Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değneği ve el yardımı ile otobüse binmişti.
Şoför:
– ‘Soldan üçüncü sıra boş hanımefendi’ dedi.
Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir deniz subayı idi.
Bundan birkaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu
Gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmişti.
Genç kadın ve asla göremeyecekti.
Kocası ameliyattan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve
Kendikendinebir söz vermişti.
Asla karısını yalnız bırakmayacak, ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.
Günler geçiyordu. Kadın her geçen gün kendini daha kötü hissediyor, çok sevdiği kocasına yük olduğunu düşünüyordu.
Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok üzüyordu.
Bir an önce bir şeyler yapması gerekiyordu, karısı günden güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.
Bütün gün düşündü koca, nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime diye.
Birden aklına eşinin eski işi geldi.
Geri dönmesini isteyecekti. Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan ve neşesizdi. Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açtı. Karısı dehşetle gözlerini açtı:
– ‘Ben bunu nasıl yaparım ben körüm’ diye bağırdı.
Kocası ona destek olacağını, her sabah kendisinin işe bırakacağını ve aksamları da iş çıkısında alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi.
Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu.
Kadın büyük bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok
Seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.
Her sabah eşini işine bırakıyor ve akşamları da alıyordu fedakâr koca.
Günler böyle ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi.
Fakat kocası daha fazlasını istiyordu, kendisine söz vermişti sonuna kadar gidecekti.
Aksam karısına:
– ‘Artık işe kendin gidip gelmelisin’, dedi.
Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi.
Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladı.
Bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu.
Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek işine gidebiliyordu. Günler günleri kovaladı, hiçbir problem yoktu.
Yine bir gün otobüse binerken,
Şoför:
– ‘Sizi kıskanıyorum, hanımefendi’ dedi.
Kadın kendisine söylenip söylenmediğini anlayamadan,
– ‘Neden’ diye sordu.
Şoför:
– ‘Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir deniz subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor. Siz binaya girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el sallıyor’ dedi.
Herkesin bu kadar sevmesi ve sevilmesi,
Hepsinden de önemlisi böyle bir sevgiyi hak edecek insanı bulması ne güzel olmalı.
8.Mart Dünya Kadınlar gününde tüm kadınlarımızın bu özel günlerini bir kez daha yürekten kutlarım. Her şey ama her şey onların mutlulukları için olsun isterim.
YORUMLAR