Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet DİKYAMAÇ

YUVA MI KURUYORUZ? YUVA MI YIKIYORUZ?

Muhterem dostlar…

Afyon’da değerli bir avukat dostumla Rıza Çerçel bahçesinde sohbet ederken, evlenme ve boşanma konusunu konuştuk.

Son yıllarda boşanmaların yüzde bin 500 arttığını söyledi.

Biz ebeveynler maalesef bu konu üzerinde kafa yoruyoruz.

Kızımıza dünür geliyor. Daha bismillah demeden kız tarafı, eviniz var mı, arabanız, yazlığınız var mı, bankada hesabınız ne kadar, oğlunuz ne iş yapıyor vs gibi sorular soruyor.

Biraz yaklaşım olursa, biz ayrı ev isteriz. Şu kadar altın, bu kadar zincir, bir o kadar da bilezik.

Haa…

Düğünü en lüks otel de veya bahçede yemekli olacak.

Masraf önemli değil. Nasıl olsa oğlan tarafı ödeyecek.

Paran yoksa, bankadan kredi çek veya evini, arabanı, tarlanı sat.

Dahası var, bir de mobilyalar, en lüksünden olacak. Bütün bu isteklerin maliyeti önemli değil.

Netice…

Bir milyon masraf, peki kim ödeyecek? Çalışsın ödesin damat.

Başlamadan yıkılmaya namzet bir yuva.

Eskiden ne güzel sözler vardı.

İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.

Kız tarafı kızını verirken, “Bak kızım beyaz bir gelinlikle gidiyorsun. Sen ancak beyaz bir kefenle oradan ayrılacaksın. Yuvana sahip çık. Kocana saygılı ol” derlerdi.

Ama…

Şimdi öyle mi, biraz tartışsa, kız evini bırakıp ana evine geri geliveriyor.

Boşanmaların en büyük sebeplerinden birisi de maalesef kız analarından kaynaklı.

“Kendini ezdirme, bırak gel, biz bakarız. Aç mezarı mı var” vs gibi anlamsız sözler.

Bu arada, kız tarafı şunu hiç dikkate almıyor.

Bu damat adayı her teklifimizi yerine getirdi.

İyi de bu damat adayı ahlaklı birisi mi, milli duyguları, yaşamı nasıl, bunu sorgulamaz olduk.

Birkaç aylık birliktelikten sonra yollar ayrılıp yuvalar yıkılıyor.

Yapılan masraflar çabası….

***

Nasrettin Hoca’nın kızı, ağlayarak baba evine gelir.

Hoca kızına sorar: “Ne oldu kızım?”

Kız: “Baba damadın beni dövdü.”

Hoca bir tokat vurur.

Git o deyusa söyle “O benim kızımı döverse bende onun karısını döverim” der.

Yani benim kızımsan onun da karısısın.

***

Çevremde birçok dostumun erkek-kız fark etmez, yuvaları sudan sebeplerle yıkıldı.

Rabbim kimsenin yuvasını yakmasın.

Rahmetli babam derdi ki, “Geçimin ölçüsü terazisi olmaz” diye.

Biz 52 yıl evli kaldık. 5 yıl oldu eşimi kaybettim. Bu dünyanın evliyaları idi. Nurlar içinde yatsın. Ben onun hakkını ödeyemem.

Gençler birbirinizin kıymetini bilin.

Her ne sebeple olursa olsun, yıkılan bir yuva yeniden kurulamaz. Kurulan da ilk yuva gibi olmaz.

Bu konuda ana babalara büyük görevler düşüyor.

Cümlemize huzurlu mutlu ve sağlıklı bir ömür boyu birliktelikler diliyorum.

Allah’a emanet olunuz.

Selam ve saygılar…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER