Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Semih Tulay

ZAFER MÜZESİ

Açılışı Büyük Zafer’in 100. yılına yetişmeyen Zafer Müzesi nihayet 102. yılda 26 Ağustos 2024 tarihinde törenle açıldı. Öncelikle her aşamada emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz. Binanın müze olarak düzenlenmesinde birçok eksiklikler olmasına karşın bence restorasyonu müzecilik açısından bakıldığında tek sözcükle şahane olmuş. Zaten restorasyon ve düzenleme işini yapan arkadaşımız mesleğinde başarılı, güzel işlere imza atan yetenekli bir mimardır. Kendisine verilen olanaklarla istenilenlerin en iyisini yaptığından hiçbir kuşkum yok.

Müzenin teşhir-tanzimiyle ilgili olarak 14 Mayıs 2024 tarihinde Afyon Şehir Gazetesi’nde “Yeni Zafer Müzesi Nasıl Olmalı?” başlıklı bir yazı kaleme almış, düşüncelerimi açıklamıştım. Düzenleme yapılırken yazdıklarımın hiç biri göz önüne alınmadı.

İşin doğrusu bizim memlekette herkes her işin uzmanı olduğu için bu konuda bir beklentim olmadı bu nedenle hayal kırıklığına uğramadım. Konuyu yeniden uzun uzadıya yazmak istemiyorum. Sadece bir iki hususu bildirmek isterim. Ziyaretçiler müzenin ana girişinde yönlendirme işaretleri olmadığı için nereden başlayacaklarını bilemiyorlar, varsa oradaki görevliye soruyorlar. Ziyaretçilerin nereden hangi kattan başlayacakları konusunda yönlendirilmeleri için bir an önce ok işaretleri konulmalıdır.

Gelelim esas konumuza… Teşhir tanzimdeki eksiklikler hatalar bir yana en büyük eksiklik zafer odasının düzenlemesinde yapılmıştır. Bu müzenin en önemli odası yani başodası zafer odasıdır. Nedir baş oda? Geleneksel Türk evi mimarisinde konaklarda en önemli odaya “başoda” adı verilir. Bu oda konağın en büyük ve en güzel odasıdır. En güzel tavan süslemesi, nakışlar bu odada yer alır. Oda özel bir şekilde titizlikle döşenir, en güzel eşyalar buraya konur. Zafer Müzesi’nde baş oda zafer odasıdır ama öteki odalardan bir farkı yoktur.

Ayrıca müzecilikte teşhir-tanzimde önemli kurallardan biri en ünik, en gözde eserler özel bir şekilde sergilenir. Eserin konduğu salon, vitrin ötekilerden ayrıcalıklı olur. Işıklandırması bile ötekilerden ayrıdır. Böylelikle o eser ziyaretçilerin dikkatine sunulmuş olur. Zafer Müzesi’nde en önemli mekan “zafer odası” olduğu halde müzeyi gezdiğinizde buranın öteki odalardan hiçbir farkının olmadığını göreceksiniz. Bir başka ülkede olsa emin olun duvarları altın varakla kaplanırdı.

Her şey bir yana odanın duvarında hiç de hoş olmayan acemi bir elden çıkmış olan bir Atatürk resmi var. Her gördüğümde acaba diyorum bunu yetkilerden biri ya da onların tanıdıklarından biri mi yaptı da jest olsun diye böyle önemli bir yere asıldı. Koskoca Afyonkarahisar’da bu odaya asılacak daha düzgün bir Atatürk resmi bulunamadı mı? Burası bir savaş müzesi olması nedeniyle hiç olmazsa Atatürk’ün Kocatepe’deki fotoğrafı asılsaydı daha çok anlamlı olurdu.

Zafer Müzesi, Türkiye’nin Afyonkarahisar kentinde bulunan bir askerî ve savaş müzesidir. Burası aynı zamanda Atatürk müzesi statüsündedir. Bu bina, Afyonkarahisar`ın 27.08.1922 günü saat 17:30`da 8. Tümen 189. Alay tarafından kurtarılmasından sonra, Atatürk ve silah arkadaşlarınca 30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesinin planlarının yapıldığı ve taarruz emrinin verildiği ve karargah olarak kullanılan bir yapıdır. Yani bu bina büyük bir zaferin planlandığı, bir ulusun özgürlüğünün kazandırıldığı binadır. Bu nedenle Zafer odasına her şeyden önce Atatürk, İsmet İnönü, Mareşal Fevzi Çakmak’ın silikon heykelleri ile öteki uygun mekanlara düşmana Ayvalık’ta ilk kurşunu atan Ali Çetinkaya, Bayatlı Arif, Halil Ağa gibi milli mücadelenin öteki kahramanlarının da silikon heykelleri konmalıdır. Zafer odasının ışıklandırılması özel olarak yapılmalıdır. Böylelikle ziyaretçilere şanlı tarihimiz en önemli sayfalarından biri daha görsel olarak anlatılmış olacaktır. Bütün bunlar elbette bunlar bir maliyet gerektirir ama bu konuda tasarruf tedbiri düşünülemez. İstendikten sonra mali sorunlar aşılabilir.

Son söz: Her zaman, her yerde söylediğim gibi kanımca bu müzenin Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde “askeri müze” olarak değerlendirilmesi birçok yönden daha uygun olacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER