Aslında yazının başlığını ‘yerlerde sürünen emekli’ diye atmak gerekiyordu ama tüm emekliler aynı maaş almadığı için ‘emekleyen’ daha uygun gibi geldi.
Türkiye’de bütçeye yük olarak görülen kesimlerin başında emekliler geliyor. Lük makam araçlarına, saraylara, yolluklara, harcırahlara, dil bilmeyen yurt dışı görevlilerinden onlara tutulan tercümanlara kadar her yere para var ama bir emekliye yok, iki tarıma yok, üç de sanayiye yok.
Diğerlerini bir yana bırakarak, yüzde 5 ek zammın bile müjde olarak duyurulduğu emeklinin durumuna ‘kıyaslamalı’ olarak yakından bakalım…
Ülkemizde ve dünya ülkelerinde emekliye reva görüleni daha iyi anlamak açısından bu ‘yakından’ bakış şarttır. Başka ülkelerle bizim emekli maaşları arasında bırakın farkı, uçurumlar vardır ve nitekim günümüzde bizim cefakar emeklimiz aylık 10 bin lira (303 Euro) karşılığı maaş alacak. Daha almadı, şubatta eline geçecek.
Oysa bir emekli hepsi de Euro cinsinden olmak üzere Amerika’da 1.290, Belçika’da 1.549, İsviçre’de 1.570, Fransa’da 2.050, İtalya’da 2.120, Hollanda’da 2.320, İrlanda’da 2.480 ve Lüksemburg’da 3.010 Euro maaş almaktadır.
Bizi kıskandığı (nedense hiç çekinilmeden söylenen ve kimlerin inandığı meçhul) Almanya’da ortalama emekli maaşı ise1840 Euro.
Raflarının boş olduğu, halkının aç olduğu söylenen İngiltere, Avrupa içinde en az emekli maaşı ödeyen ülke ama emeklisine haftada en az 203,85 pound ödeme yapılıyor. Bir poundun 38 lira olduğunu da ekleyelim.
Avustralya’da Melbourne Mercer’in her sene hazırladığı Küresel Emeklilik Endeksi’ne 2019 yılından bu tarafa Türkiye de eklendi. Araştırmada 37 ülkenin emeklilik sistemi; yeterlilik, sürdürülebilirlik, dürüstlük ve doğruluk gibi kriterler bakımından mercek altına alındı.
2019 Küresel Emeklilik Endeksi’nde ülkeler puanlarına göre A, B+, B, C+, C, D ve E gibi gruplara ayrıldı. E kategorisinde kimse bulunmazken, Türkiye en alttaki D sınıfında kendine yer buldu. D kategorisinin anlamı ise emeklilik sisteminde bazı tercih edilebilir özellikler bulunmasına rağmen ciddi zayıflıklar yer alması. Raporda, Türkiye’deki emeklilik sistemine yönelik değerlendirmede ‘iyileştirmeler yapılmadan sistemin etkinliği ve sürdürülebilirliği şüpheli’ denildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verilerine göre Türkiye’de emekli sayısı yaklaşık 13,1 milyon iken EYT düzenlemesiyle 2 milyon 250 bin kişi daha sisteme eklendi. Öyle ki 1984 doğumlular bile emekli edildi. Toplam emekli sayısı 15,3 milyonu geçti. Şunu net olarak biliyoruz, emeklilerin yarısından fazlası çalışmaya devam ediyor, yaklaşık yarısı da kayıt dışı olarak çalışıyor.
Türkiye’de en fazla emeklinin yaşadığı şehir İstanbul olurken, İstanbul, bu kenti Ankara, İzmir, bursa ve Antalya takip etti.
Bugün, ülkede kaynakların eşit dağıtılamaması sorunu var. Birçok kaynak ‘çılgın projeler’ adı altında çarçur edildi. Şehir hastanelerine yıllık ödenen paralar neredeyse tümünü borçsuz yapacak kadar büyük. Ama bu paralar 30 yıl daha ödenecek. Bu 1 şey alıp 30 sene boyunca aynı değerini yeniden ödemek gibi bir şeye karşılık geliyor.
Konuya ilişkin peş peşe yükselen çığlıklardan bir örnek:
Kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeliyle inşa edilen şehir hastanelerinin ihalesini Rönesans Sağlık Yatırım, ICİçtaş, YDA, AKFENF şirketleri almıştı. İktidar, Orta Vadeli Program’da (OVP) şehir hastanelerine 2022 yılı kira bedeli olarak 14 milyar 92 milyon lira, hizmet bedeli olarak da 7 milyar 473 milyon lira ödeneceğini hesaplamıştı.
(Haber 4 Nisan 2023 tarihli) “On dört şehir hastanesi için son 7 yılda ödenen kira ve hizmet bedeli 108 milyar 300 milyon liraya ulaşırken, bu para ile 190 tane devlet hastanesi inşa edilebilirdi.”
Sanırım konu anlaşılmıştır. Geçilmeyen köprülere, havalimanlarına hizmet bedeli diye 10 yıllardır ödenen ve 10 yıllarca daha ödenecek paralar, doları sabit tutmak için Merkez Bankasından
Tüm bu eleştirilerin ardından şunları da kabul etmek gerekir…
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde emeklilik sistemleri, yaşlanan nüfusla başa çıkma konusunda zorluklarla karşı karşıya. Bu durum, emeklilik fonlarının sürdürülebilirliği, emekli maaşlarının yeterliliği ve toplumun genel refahı açısından önemli bir sorun teşkil ediyor.
Birçok ülkede emekli maaşları, emeklilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için yeterli olmayabilir. Ekonomik belirsizlik, enflasyon ve diğer faktörler, emeklilerin gelir güvencesini etkileyebilir. Ayrıca, emeklilik döneminde sağlık giderleri gibi konular da göz önünde bulundurulmalıdır.
Emeklilikte cinsiyet eşitsizliği ve sosyal adalet konuları, birçok ülkede önemli bir mesele olarak öne çıkıyor. Kadın emekliler genellikle erkek emeklilere göre daha düşük emekli maaşları alıyor ve sosyal güvencede eşitsizlik yaşanabiliyor.
Emeklilik döneminde sağlık hizmetlerine erişim, emeklilerin yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Bu konuda dünya genelindeki farklı uygulamalar ve sağlık sistemleri incelenebilir.
Türkiye’nin özel şartları vardır ve Avrupa ile kıyaslanmasının doğru olmayacağını biliyoruz. Dünya genelinde bazı ülkelerde emeklilik maaşları düşük olabilir. Bu ülkeler arasında genellikle ekonomik zorluklarla başa çıkan veya sosyal güvenlik sistemleri yetersiz olan ülkeler bulunabilir. Ancak, bu durumlar ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösterir.
Emeklilik maaşlarını etkileyen faktörler arasında kişinin çalıştığı süre, katkıda bulunduğu sosyal güvenlik sistemine ödediği primler, emeklilik fonlarının performansı, hükümet politikaları ve demografik faktörler bulunmaktadır.
Faka ne olursa bir devletin emeklisine yaklaşımı o devletin niteliği hakkında bilgi sahibi olmak için yeterlidir. Emekli kesimleri arasındaki dengeyi koruyucu ve özellikle daha düşük alanları gözetici bir yaklaşım sergilemek devletin önceliği olmak zorundadır.
Çünkü emekliler tamamı ihtiyaç maddelerini aynı ücrete almaktadır.
YORUMLAR