Ne yalan söyleyeyim, 2022 yılının son günleri yaklaştığı bu zamanlarda, eski yıllarda yaşadığımız güzel duygular içerisinde kaleme alınan yılbaşı kartları geldi aklıma. Aslında ne güzel yıllarmış. Bu günlerde teknolojide, sanatta uzay devrini yaşasak da bence kalbimizin güzelliklerine ve duygularımıza inmeye başaramayan bir nesil olarak tarih sayfalarında yerimizi ne yazık ki aldık.
Eskiden harfler daha kıymetliydi. Bir kart yazar üç gün etkisinde kurtulamaz, gelecek cevabı dört gözle beklerdik. Gelen kartı saatlerce okur, özlem giderir, sonra en güzel yerde saklardık. Arada bir koyduğumuz yerden alır, bir hasretlik çeker tekrar yerine koyardık.
Oysa şimdi öyle mi? Anında telefon ile gönderilen mesaj ve kartlarda sevgi yok, güzellik yok, duygu yok, özlem yok. Kısaca ruhlarımız yok oldu. Bazen gönderilen bu mesajları bile okumuyor hemen siliyoruz. Çünkü aynı şeyleri yazılmıştır yüzlerce kişiye. Halbuki eski yıllarda gönderilen bayram ya da yılbaşı kartları hem içerik olarak hem görsel olarak çok anlamlı bir şekilde kişiye özel ulaşıyordu.
Otuz yaşın altındaki birçok genç bilmiyor olabilir ama eskiden kırtasiyeler önünde bayramlarda, yeni yıl öncesi kartları bulunurdu.
Bu kartların üzerinde şehirlerimizden güzel manzaralar, sinema ve ses sanatçılarının fotoğrafları yanı sıra romantik duyguları anlatan fotoğraf kareleri ve özellikle de yılbaşı günlerinde simli kar manzaralı kartlar alabildiğince değer katardı. Çok iyi hatırlıyorum; şehir merkezinde bulunan PTT önünden geçmek neredeyse imkânsız gibiydi. Daha sonra yerini Milli Piyango bilet satanlar aldı, şimdilerde onlar da yok oldu.
Aslında bunların hepsi çocukluğumuzda gençliğimizde kaldı ama unutmamak ve yaşatmak adına duygularımı kaleme almak gerektiğini hissediyorum. Bunları yeniden yaşamak adına bir mücadele başlatmak istiyorum ama insanlarımızda inanın o kadar duyarsızlaşmış, ne kart koyan var dükkân önlerine, nede kart soran kişiler var bu güzelliği yeniden ortaya çıkaracak. Mecburen sessizlik çöküyor insanın yüreğine.
Bakın, o yılları farklı bir açıdan gören bir yazının sizde neler hissettirdiğini anlamak istiyorum. Gerçekten güzel bir şekilde kaleme alınmış bir yazı;
Eskiden mektuplar vardı,
Ya da muhtarın evinde karşı ödemeli telefonlar.
Özlemler vardı, ekmeğin kokusu, toprağın kokusu vardı eskiden.
Sözler vardı bir ömür boyu tutulan,
Müebbet yemiş adamların çiçekten farksız bekleyenleri,
Büyükler gelince bir içtimai edasında saygıya duranlar birde.
Sevgililerin iç ceplerinde sevdalıların mendilleri vardı.
Verilen sözlerin hepsinin bir de karşılığı,
Bir ömür heybesi omuzlarda hep eşit,
Biri diğerine ağır basmayan bir terazi hassasiyeti vardı. Vardı….
Hepsi bir son bir mektubun içinde değerini bilenlere kaldı.
Mektuplar, kartlar bitti.
Güzel bir haber getiren tüm postacı amcalar gitti…
İşte böyle sevgili okurlarım aslında çok şeyler kaybettiğimizin farkında olmayan milyonlarca insan var. Evet, gitti o güzelim şarkısını söylediğimiz heyecanlandığımız postacılar. İsterseniz zamanı olan arkadaşlar bugün dışarı çıkalım, her birimiz kırtasiyeleri gezelim. Varsa yılbaşı kartlarından alıp sevdiğimiz insanlara sevgi, saygı dolu güzel yıllar dileyip PTT ile eşimize, dostumuza, arkadaşımıza hatta unuttuğumuz çocukluk arkadaşlarımıza birer kart gönderilim. Var mısınız?
YORUMLAR