Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hakan Erdoğan

BİR MAYISA GİDERKEN ENGELLİ ÇALIŞANLARIN DURUMU

Sevgili okurlar, bu hafta yeni bir köşe yazısı serilerine başlıyoruz.

Sizlere önemli günlerde köşe yazıları hazırlayacağım.

Çalışma Bakanlığının verilerine göre, kamuda toplam çalışan engelli sayısı 71 bin kişi civarındadır. Bunlardan bir kısmı öğretmenlik,  avukatlık gibi asli işlerini yapmakta,  bazıları da onlara değer biçilmiş olan santral memurluğu, danışma gibi işlerde çalışmaktadır.

Devletimiz işçi ve memur alımı sırasında sadece sınav puanına bakarak atama yapmakta, kişi niteliği ve verimliliği atandığı kuruma azami faydası dikkate alınmamakta, bu da işkal ettiği pozisyonda verimsizliğe yol açmaktadır.

Bu durum gerek çalışan engelli ve gazi yakınlarında gerekse kurum amirlerinde ve diğer personel üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadır.

Kurum amirleri atanan engelli ve gazi yakınına verecek iş bulamamanın stresi ile çalışan engelliye sözlü ve mobing, psikolojik baskı, değersizleştirme ve aşağılama davranışına maruz bırakmaktadır.

Engelli çalışanlarda ise iş bulmanın sevinci kısa sürmekte yerinde çekilmesi gereken bir ceza veya

sabır taşı olma psikolojisi ile önemli duygusal yıpranmalara yol açmaktadır.

Bu durum iki taraf açısından öğrenilmiş çaresizliğin oluşmasına yol açmaktadır.

İdareci açısından bir personeli var ama hiç faydalanamıyor, çalışan engelli açısından bir iş bulmuş ancak çalışma hayatında faydalı olabilmenin derin üzüntüsü ve yaratığı psikolojik boşluk verimsizlik duygusu ve toplumsal baskı birleşince duygusal çöküş, çalıştığı kuruma adapte olamama durumu gerçekleşiyor.

Peki bu durumla karşı karşıya gelmemek için Devlet personel müdürlüğü ve engelli alımı yapan kurumlar ne yapabilir?

Sadece sınav mı yapacak ve bu sınavın sonucuna göre mi personel alacak?

Peki yapılmış olan sınav kurumdaki çalışan engelli personelin niteliğini belirliyor mu?

Gerçekten atanmış olduğu kurumun ihtiyacını karşılayabilecek nitelikte engellimi alıyorlar? Yoksa sadece akademik  başarısı yüksek olan ama bağımsız hareketi olmayan tamamen ailesine bağımlı pasif engelli olsa da olur mu?

Yada hem engellinin hem de çalıştığı kurumu memnun edebilecek bir personel rejimi gerçekleştirilemez mi?

Altınokta Körler Derneği olarak bunun yapılmasının mümkün olduğuna inanıyoruz.

Çözüm olarak şunları  önerebiliriz.

Öncelikle eğitim sisteminde gerekli düzenlemeler yapılarak engelli bireylerin yapabileceği gerekli meslekler kazandırma bunun örneği görme engelliler için bilgisayar programcılığı bir

enstruman çalma veya gerekli bilgisayar donanımlarını kullana bilir şekilde yetiştirme

Az görenler için montaj el göz koordinasyonunu kısmi olarak kullanabileceği işler

Öğretilebilir.

Kurumlar ise çalıştıracağı engellinin çalışma koşullarını olabildiğin ce erişile bilir hale getirmesi elzemdir. Örneğin bir görme engelli için olmasa olmaz ekran okuyucu programlar ve kurum programlarının erişilebilirliği çok önemlidir.

Ayrıca kişiler işe girdikleri kurumların ne iş yaptıkları ne tür çalışmalar yürüttükleri hakkında iş başı yapmadan belirli bir süre hizmet içi eğitime alınması, kurum kültürünün kazandırılması bir başka değişle işe başlayan engellinin deneme yanılma ile değil belirli bir beceri ile donatılması çok önemlidir.

Konu açılmışken yaşanmış bir örneği sizinle paylaşarak yazıma son vermek istiyorum.

Yıl 1999 arkadaşım anlatıyor, gerekli sınavları kazanıp Kadastro müdürlüğüne büyük bir heyecanla  işe başladım ama kadastro müdürlüğünün ne iş yaptığını tam olarak biliyor ne kuruluş ve işleyişinden haberim var, ne ben ne iş yapacağımı biliyordum kuruma geldiğimde her halde beni santrale verirler diye düşünmüştüm ama kadastro müdürlüğünde benim beklediğim gibi bir santral yoktu ve orada zaten bir sekreter vardı.

Yani bana ihtiyaç yoktu.

Evet ben işe girmiştim ama ne iş yapacaktım bunu ne ben biliyordum nede kurum müdürü Her neyse beni verdiler danışmaya artık deneme yanılma yöntemi ile öğrenecektim kurumu tanıma işini sonunda öğrendim ama bendende bir şeyler götürdü götürdükleri hayallerim umutlarım beklentilerim ama ben azimli idim en sonunda bir işe yaradım il içindeki kurumlara evrak götürüp getire biliyor hatta banka harçlarını ben yatırıyordum şimdi başka bir kurumdayım.

Arkadaşımızın anlattığı gibi engelliler işe girerken de işe girince de çeşitli zorluklarla karşılaşıyor, Biz altı nokta olarak eşit erişilebilir fırsat eşitliği olan ama öncelikli eğitim ile beceriler kazandırılmış bireyler olarak toplumda onurlu bir şekilde yaşamak Üretime katkı sunmak istiyoruz

Engellilerin istismarına Altınokta Körler Derneği olarak karşı çıkıyoruz daima da istismara karşı olacağımızı belirtiyoruz.

Yazımı bitirirken bütün okurlarımı saygı ve hürmet ile selamlıyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER