Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet DİKYAMAÇ

BİRAZ GÜLELİM Mİ

Muhterem dostlar…

Benim gençliğim büyük sıkıntılar içinde geçti, ama yılmadım. Hiç yukarı bakmadım. Hep aşağıya baktım.

Yaya yürürken ayakları olmayan insanlara bakarak Allah’ıma şükrettim. Yorulmak bilmedim, çalıştım, çalıştım.

***

Sizlere iki güzel anımı anlatmak istiyorum:

Tek odalı evden üç oda bir salon bir eve taşındık. Rabbim de bir araba nasip etti.1974 model Murat 124. Dünyalar bizim olmuştu. Bisiklet hayal edemezken artık arabamız olmuştu. İki de çocuğumuz…

Şükürler olsun.

Daha sonra ‘Hacı Murat’ı satıp, 1957 model Ford Falcon marka 6silindirli Amerikan malı bir araba aldım.

Cezaevi arkasına taşınmıştık. O tarihlerde o bölgeye minibüs yoktu.Büyük kızım Kadınına İlkokuluna başlamıştı. Gidiş geliş zor oluyordu. Mahallenin alıyor, okula götürüp getiriyorum… Çocuklara sakız çikolata alıyordum. Çocuklarda bizi sevmişti. Rahmetli eşim de çok hoşgörülü bir insandı. Ramazanlarda Bayramlarda çocukları misafir ediyorduk. Evimiz şenleniyordu.

Neredeyse çocuklar bizden gitmek istemiyordu.

Ama şehir merkezine gidip gelmek bilhassa kış günü zor oluyordu. Merkeze taşınmak zorundaydık.

Ambaryolu’nda bir öğretmenin kiralık evi vardı.

Rahmetli eşimle eve bakmaya giderken mahalledeki çocuklarda arabaya doluştular. Herhâlde 15’e yakın çocuk.

Velhasıl eve geldik. Bayan öğretmen veeşi bir baktılar çocuk yuvası gibi araba çocuk dolu. “Oğlum sen şoför müsün, araba senin mi” dedi, ben de evet dedim

Ben evi tutmak istemedim. Rahmetli eşim kucağında çocuk melül mahsun sessizce bizi izliyordu. Öğretmen, “Oğlum çok da gençsiniz bu kadar çocuk nasıl olur” dedi.

Ben de “Hocam ben 4evliyim. Diğer üçünün taze çocukları var gelmediler” karşılığını verdim.

Öğretmen hanım, “Bizim ev size dar gelir” dedi. Kapıyı kapattı. Meğer ev sahipleri çok çocuklu ailelere ev vermiyorlarmış.

Onu da öğrenmiş oldum.

Bir veya iki gün sonra tam o evin karşısında bir ev bulup yerleştik

Evimiz camiye yakındı. Yatsı namazına gittim.Öğretmen hanımın beyi beni görmüş. Yanımda ev sahibim var.

“Ya Hacı,bu adam senin kiracının ondan fazla çocuk, 4 eş, şoförlükle nasıl geçiniyor.Evini perişan eder” deyince ev sahibi de “Hacı bu adam şoför değil.Afyon 2. Noteri. Ayrıca 4 değil bir eşi var” karşılığını vermiş. Sonra onlarla komşu olduk.

***

Afyon’da Avukat Nesrin Balatlıoğlu isimli bir bayan vardı. Askere gitmeden onun yanında çalışıyorum.

Nesrin Abla, rahmetli oldu.Kızlık soyadı Yağmurdereli idi.Rahmetli Osman Yağmurdereli ve komünistlerin lideri Avukat Eşber Yağmurdereli’nin amca çocuğu.Eşi Feridun Balatlıoğlu ise askeri savcı yüzbaşı idi. Onun için çocuklarıma onların isimlerini koyduk. Bana analık-babalık yaptılar. İkisi de vefat ettiler. Mekanları cennet olsun

Sonra Ankara’ya tayin oldular. Feridun abi albay oldu.12 Eylül 80ihtilalinde MSB Kanunlar Daire Başkanlığı ve Askeri Yargıtay Başkanlığı yaparak emekli oldu.

Rahmetli Nesrin ablanın bürosu Uzun Çarşı’da idi.

Bir gün köylünün birisi bir kaz getirmiş.

Bende evine götürdüm. Kaz çok büyük ve ağır.

Ev Yeşil Caminin karşısında Rahmetli Dr.Muhsin Keskin’in evi, 4. Kat.

Kazın ayaklarından tutarak merdivenleri çıkıyorum.

Üçüncü katta bir askeri hakim albay oturuyor. Onunda iki tane çok güzel kızları var.

O zamanlar mini etek moda

Kızlarda aşağıya içiyorlar.

Merdivenlerde karşılaştık.

Ne olduysa kızların biri avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor. Bütün apartman merdivende. Nesrin abla da geldi tabii. “Ne oldu Ahmet” dedi. Ben de şaşkınım.

Kızın bacakları kanıyor.

Kızda sadece ağlıyor.

Sonra bir bayan, “bu çocuğu suçlamayın. Kaz, güzel bacakları görünce öpeyim derken ısırmış” dedi.

Bende kurtuldum.

Huzurlu yazılar ve günlerde buluşmak üzere.

Selam ve saygılar.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER