Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Semih Tulay

EMİRDAĞLI EZOP

Birkaç yıl önce bir dergi röportajında Afyonkarahisar için “kültürün başkenti” deyimini kullanmıştım. Gerçekten çoğumuz farkında olmasak da Afyonkarahisar gerçekten bir kültür başkentidir. Afyonkarahisar, topraklarında kurulan onlarca uygarlık ve onlardan kalan yapıtlar ve dahi bağımsızlığımızın, Cumhuriyetimizin zafer meşalesinin yakıldığı yerdir. Anadolu’ya özgü bir uygarlık olan Friglere ait en güzel kaya anıtları buradadır. Dünya’nın ilk müzik yarışması bu topraklarda yapılmıştır. Afyonkarahisar’da antik çağdan günümüze olan zaman diliminde büyük insanlar yetişmiştir. Bunlar filozof, bilgin, kahraman, sanatçı, din adamı, yazar, aşıktırlar. Merak ederim kimi yerlerde olduğu gibi neden Afyonkarahisar merkezinde ünlü büstlerinin yer aldığı bir park yoktur. Oysa bu ünlü kişilere sahip çıkmak onları gelecek kuşaklara tanıtmak görevlerimizden biridir.

Bu topraklarda yetişen ünlülerden birisi Ezop’tur. Üzülerek söyleyeyim ki Afyonlular Ezop’u çok fazla tanımadıkları gibi pek sahip çıkma çabasında da değildirler. Neredeyse nüfusunun bir bölümünün Avrupa’da yaşadığı, Avrupa kültürü almış insanların kenti Emirdağ ilçe merkezinde bile Ezop’un bir büstü dahi yoktur. Sanki Avrupa’daki Emirdağlılar da hemşehrileri Ezop’dan habersiz gibidirler.

Komşu il Kütahya’da Ezop’un bu kentle hiçbir ilgisi olmadığı halde yıllar önce Ezop’un 14 öyküsünden esinlenerek 60’a yakın masal kahramanının fiber döküm heykellerin yer aldığı ‘Ezop Masal Parkıkuruldu. İşin tuhafı bu düzenlemenin fikir babası olan akademisyen “Bizde Dede Korkut nasılsa, Ezop da Avrupalılar için öyle bir karakter” diyerek Ezop’u tanımadığını ortaya koymuş ama yine de bu projeyi yürütmüştür.

Arkadaşın “Batılıların kahramanı yaptığı Ezop kimdir? MÖ 620-550 yılları arasında yaşayan Aisopos ya da halk arasında bilinen yaygın adıyla Ezop kahramanları hayvan olan masallarıyla büyük ün kazanmış bilge bir kişidir. Ezop Afyonkarahisar İli, Emirdağ İlçesi, Hisarköy’de yer alan Amorium Kenti’nde doğup büyüyen çok zeki, doğru sözlü, ileri görüşlü bir Frigyalı olarak bilinir. Kimi yazarlara göre; Ezop’un doğum yeri çeşitli yerler gösterilirse de Ezop, öz be öz Frigyalı yani Anadoluludur.

“Huzur içinde yenen yavan ekmek, endişe içindeki ziyafetten iyidir.” gibi çok sayıda özlü sözü bulunan Ezop’un Lidyalıların saldırısı sonucu esir edildiği ve Samoslu bir zengine satıldığı, Ezop’u alan kişinin onun bilge birisi olduğunu anlayınca özgür bıraktığı, Ezop’un özgür kaldıktan sonra çeşitli yolculuklar yaptığı bilinir. Ezop’u yanına alan Lidya kralı Kroisos, Perslerle yapılacak savaşın sonucunu öğrenebilmek için onu çok değerli armağanlarla birlikte Yunanistan’daki ünlü bilicilik merkezi Delfi’ye gönderir. Delfi’ye giden Ezop, orada dinin kullanılarak insanların kandırıldıklarına tanık olunca tapınak görevlilerinin düzenbazlıklarını yüksek sesle dillendirmeye başlar ve rahiplerin büyük tepkisini çeker. Ezop’un söylemlerinin kendilerine çok zarar vereceğini anlayan tapınak görevlileri onu düzmece bir yalanla tapınağa ait altın bir kupayı çalmakla suçlarlar. Alelacele yapılan bir mahkeme sonucu ölüm cezasına çarptırılır. Ceza MÖ 550 yılında Ezop’un Delfi kayalıklarından atılarak yerine getirilir. Böylelikle bir filozof, bağnaz rahiplerin oyunları sonucu yaşamını yitirir.

Ezop’a mal edilmiş masalların, öykülerin bilinen en eski derlemesi, MÖ 4. yüzyılda Phaleros’lu Demetrios tarafından yapılmıştır. Bu derleme daha sonra, MS 1. yüzyılda Latince olarak Phaedrus, Grekçe olarak Babrios tarafından yeniden kaleme alınmıştır. Daha sonra 14. yüzyılda rahip Planudes tarafından “Aisopos’un Yaşamı” adlı kitapla bir araya getirilmiştir. Ezop öyküleri en son olarak 17. yüzyılda Dünyaca ünlü Fransız yazarı Jean de La Fontaine’in fabllarına esin kaynağı olmuştur. La Fontaine kitabının önsözünde Ezop’tan usta olarak söz ederek onun için şu şiiri yazmıştır.

Ezoptur babası benim kahramanların,

Tarihleri uydurma olsa da bunların

Ders alınacak doğru şeyler vardır içinde.

Her şey konuşur burada balıklar bile.

Bütün söyledikleri bizleredir ama;

İnsandır eğittiğim hayvanlar yoluyla.

Ezop’un kahramanları hayvan olan çok sayıda ders veren öyküsü vardır. Bunlardan birisi Ezop’un yolsuzluktan yargılanan bir siyasetçiyi  “tilki ile kirpi” masalını anlatarak savunduğu öyküdür.  Ezop’un zekiliğini ve açık sözlülüğünü vurgulayan ve hiçbir dönem önemini yitirmeyecek bu güzel öykü şöyledir: Ezop, mahkemede yolsuzluk yapan müvekkilini savunurkenjüri üyelerine ve dinleyicilere şu öyküyü anlatır: “Tilkinin birinin başı fena halde pirelerle derde girmişti. Onun bu acıklı durumuna üzülen arkadaşı kirpi yardım etmek maksadıyla ona “seni pirelerden kurtarayım mı?” diye sormuş. Tilki, “sakın ha! Böyle bir şeyi sakın yapma!”diye bağırmış. Kirpi şaşkınlıkla nedenini sorunca tilki yanıt vermiş. “çünkü bu pireler doydular, artık fazla kanımı ememiyorlar. Onları kovalarsan, yerlerine yeni aç pireler gelir ve onlar kanımı daha çok emerler.”Bu sözleri dedikten sonra, Ezop jüriye dönerek der ki; “Saygıdeğer jüri üyeleri, eğer savunmasını yaptığım bu kişiyi cezalandırıp görevine son verirseniz onun yerine onun kadar zengin olmayan birisi gelir ve sizi, beni daha beter soyar. Onun için anlattığım öyküyü dikkate alırsanız yararlı olur. Benden söylemesi. Artık ona göre kararınızı verin.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER