Günümüzde artık son moda demek istemiyorum, çünkü son beş yıldır akıllı telefonlar elimizden neredeyse hiç düşmüyor. Onlarla yatıp onlarla kalkıyoruz. Bazılarımız gerçekten akıllı telefonları iyi yönde kullanıyor bazılarımız ise farklı amaçlarla kullanıyoruz. İşte bu iki grubun birleştiği bir nokta var ki onu hepimiz yapıyoruz. Peki, bu nedir diye merak edenleriniz olabilir, sizleri fazla bekletmeden bu üç harfli kelimeyi anlatmakla başlayalım.
Telefonda hemen hemen her gün, kim bilir kaç kez kullandığımız ‘Alo’ sözcüğü gerçekte bir sevgilinin adının kısaltılmış biçimi olduğunu biliyor musunuz?
Sevgilinin tam adı, Alessandra Lolita Oswaldo’dur.
Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden Alexander Graham Bell’ in sevgilisiydi.
Graham Bell, telefonu icat edince, ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti.
Atölyesinde, telefonu çalınca, arayanın Allessandra Lolita Oswaldo’dan başkası olamayacağını bildiğinden; Graham Bell, telefonu açar açmaz Alessandra Lolita Oswaldo diyordu.
Graham Bell, zamanla sevgilisine adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu, Ale Lol Os diye karşıladı, çalışmaları uzadıkça, Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve ona iki heceli bir ad buldu, bu kısa ad (Alo) idi.
Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka bir şey düşünmeyen, sevgilisinin bitmez tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Bell’i terk etti, yaşlı Bell, sevgilisinin kendisini bir gün arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı.
Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı.
Graham Bell’i artık başka kişiler de arıyordu, fakat o, telefonun her çalışında, kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu Alo diyerek açıyor ve herkese artık ‘Alo’ diyordu.
O günlerde hemen herkes, telefonu açtıklarında Alexander Graham Bell’ in anısına saygı olarak, ‘Alo’ demeye başladı.
Bugün tümümüzün kullandığı Alo sözcüğü işte o günlerden uzanmaktadır günümüze.
İşte böylesine bir güzelliğin arkasından bende telefonumu çaldırıp Afyonkarahisar Kent Konseyine ‘Alo Alo’ orada mısınız demek istiyorum.
Umarım sessize almazlar.
‘Gizemli şehrimizin’ çekici ve güzelleşmesine yardımcı olacak küçük bir ipucu vermek istiyorum. 120 yıllık tarihi konakların bir birine paralel ve ulu caminin karşısından mahalle aralarında kaleye çıkış içerisinde bulunan merdiven basamaklarının farklı renkler kullanılarak boyanmasının hem görünüm açısından hem de insanların bu basamakları çıkarken keyif almaları gerektiğini düşünen birisiyim. Bu arada anlatmak istediğim Kale’nin merdivenleri asla değil, bunu özellikle belirtmek isterim. Sadece mahalle içerisinde bulunan merdivenleri anlatıyorum.
Üstelik hepimiz turizm kenti olan bir il durumunda olduğumuzu vurguluyorsak, farklı sentezler içerisinde çalışmalar yapmak zorundayız.
Alo alo duyuyor musunuz beni…?
Alo alo orada mısınız?
Her halde çekmiyor….
Aslında bunları yapmak çok basit sizlerde biliyorsunuz?
Yeter ki alo diyerek cevap verin.
2023 yılının mayıs ayında Hıdırlık Tepesi’nden Afyon Kalesi’ne teleferik yolculuğunun başlaması ile görünümlerinin ne kadar güzel olacağını ve akın akın insanların bu güzellikleri görmek için ilimize geleceklerini düşünün, bir kere.
Ünlü şairimiz Ahmet Haşim’in, ünlü bir şiirinin güzel bir kıtası ile yazımı noktalıyorum.
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak.”
Hayata gülümse, mutlu et, mutlu olun sevgili okurlarım.
YORUMLAR