Konuşmadıklarımız, konuşamadıklarımız söylemek isteyip yuttuklarımız… Kırmamak dökmemek için kendimizi kırdıklarımız, bir çok kelime grubu sayabilirim asılında çünkü herkesin içine attığı yuttuğu birkaç cümle vardır. Kişiler değişir konular, sözcükler değişir ama hissedilen duygu değişmez. Değer verdiğimiz insanları kırmamak için kendimizi kırarız somut şeyleri koyalım bir yana hislerimizi konuşalım hiç düşündünüz mü veya üstüne düşüp kafa yordunuz mu? Kendimiz için ne kadar düşünüyoruz kendi hislerimizi ne kadar önemsiyoruz? Buna ‘Fedakarlık’ diyoruz. Annelerimizden biliriz bu duyguyu küçüklüğümüzden başlar deriz ya giymez giydirir yemez yedirir fedakarlığı annelerimizden öğreniriz, babalarımızdan öğreniriz ‘sen ye kızım, sen giy oğlum.’ İnsanlar büyüdükçe bu duygu kimilerinden değişir artar azalır karakterimiz kişiliğimiz oturdukça şekilleniriz. Ve bu fedakarlık dediğimiz şey arttıkça kendimizi 2.plana atmaya başlarız. ‘söylersem kırılır, üzülür’ diye diye aslında kendimizi yıpratırız. Her insan da böyle değildir ‘fedakarlığın’ tam karşıtı olan ‘bencillik’ dediğimiz kavram bazı insanların içinde büyük yer kapladığı için karşı tarafta ki insan ne hissetmiş ne düşünmüş pek umursamaz ve hayatına güzel bir şekilde devam eder. Ben yüreği güzel insanlar için konuşuyorum. Bizler insanları kırmamak için çabaladıkça hiç bilmeden yıpranırız. Aslında kendimizi hor kullandırmış oluruz. Basit bir örnek vermek gerekirse bir kazağı özenerek giymek ve giyip çıkarıp bir köşeye atmakla aynı olmaz kullanım derecesi. Soyut somut örnekler bunlar ama mutlaka anlatmak istediğimi anladığınızı düşünüyorum sebebi ise en az bir kere herkesin hissetmiş olduğunu düşünüyorum. İçimize ata ata büyür herkesin bir patlama noktası vardır, önemli olan o noktaya gelmeden kendi düşüncelerimizi de gerektiği yerde söyleyip kendimize de önem vermektir. Hemen hemene bir çok yazımda insanın kendine değer vermesi gerektiğinden bahsediyorum bu hayatımızda bir eksik çünkü. Onun için içimizde biriktirmeden kendimize de önem vererek konuları içimizde büyütmeden ve en önemlisi kendimize verdiğimiz önemi de düşünerek söylemek istediklerimizi göz ardı etmemeliyiz. Her cümlenin bir söyleniş şekli üslup farkı vardır ne söylediğimizden ziyade nasıl söylediğimiz önemlidir ve kendi düşüncelerimizi de karşı tarafı kırıp dökmeden söylemek aslında mümkündür. Tabi acaba karşı taraf üzmeyeyim kırılmasın diye düşünüyor mudur? Bunu da bir düşünüp gözden geçirmeliyiz. Hayatımızda ki her konuda önce düşünüp kendimize de önem vererek adımlar atalım ki ne karşımızda ki insanı kıralım ne de kendi içimizde bir şeyler kalsın. İşin özü şu ki her şey bizim elimizde insanlara verdiğimiz değer de kendimize verdiğimiz değer de…
Mutlu günlerin sizlerle olması dileğiyle….
YORUMLAR