TÜRK AİLE YAPISININ DİNAMİTLENMESİ

Muhterem dostlar bir toplumun en önemli kurumlarından en önemlisi aile yapısının kuvvetli olmasına bağlıdır. Aile çöker ve yıkılmaya baslarsa toplumda çöker. Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sonra 1926 yılında TCK’da fuhuş ve zinayı suç olarak kabul ettirmiş. Daha sonra Anayasa Mahkemesi bir kararında suç saymamış, 2004 yılında ise AK Parti iktidarı Avrupa uyum yasaları kapsamında ceza kanunumuza ZİNA ve fuhuşu TCK’ya almamış ve serbest bırakmıştır.

Evet, zina ve fuhuş yapanlar ceza almamaktadır. Buna bağlı olarak Türk TV’lerinde bilhassa iki TV’de yapılan canlı programlarda Türk ailesine uygun olmayan yayınlarda buraya yazmaya ar ettiğim olaylar açık açık yapılmakta adeta zina ve fuhuş teşvik edilmektedir. Film ve dizilerde sigara, içki içenler kapatılırken ne hikmetse toplumu çökerten yayınlar her gün evlerimizde izlenmesine göz yumulmaktadır. RTÜK nerededir ne iş yapmaktadır. Anlamak mümkün değil bu programlarda erkek ve bayanlar imam nikahı safsatasıyla rezalet normal hale getirilmektedir.

Bizim dinimizde imam nikahı diye bir nikah türü yoktur. Nikah bir anlaşmadır. Bu anlaşma iki şahit huzurunda yapılır. Ve bir deftere kayıt yapılır. Ve evlenen çiftler kamuoyuna ilan edilir. Tabii şimdi resmi olarak bu sözleşme yani nikah belediyeler, muhtarlıklar tarafından yapılmakta nüfus kütüğüne şerh düşülmektedir. Resmi nikah budur. Aile yapımızı temelden sarsan zina ve fuhuş neredeyse normal hale gelmiştir. Bunun sonucu olarak aileler boşanmaya başlamışlardır. Bir avukat dostum Afyon’da boşanmaların yüzde bin beş yüz arttığını söylemişti. Türk aile yapımız bozulmaya başlamıştır. Bu TV yayınları acilen kaldırılmalıdır. Buna bağlı olarak akıllı telefonlardaki Tiktok gibi kanallar kapatılmalıdır.

 UÇURUMA DOĞRU GİDEN TÜRK TOPLUMUNUN AİLE YAPISI KURTARILMALIDIR

Muhteremler, zamanın birinde kocasından ayrılmak isteyen bir kadın çareler aramaya başlar. Bir başka arkadaşından yardım ister o da eşinin çok sevdiği bir malını, eşyasını yok et der. Kadın önce eşinin atını öldürür. Kocası canın sağ olsun der, daha sonra diğer eşyalarını yakar evde eşya bırakmaz. Adam her defasında karıcığım canın sağ olsun der. Kadın diğer kadına olmuyor adam bana hep canın sağ olsun diyor ne yapacağımı şaşırdım deyince akıl hocası kadın başka malı eşyası kalmadı mı deyince bir tane tuvalete götürdüğü ibrik var. Tamam der akıl hocası onu kır. Kadın gider ibriği kırar, kocası bakar ibrik kırılmış. Odasına  girer saatlerce  ağlar.

Kadın odaya girer ve kocasına  be adam ne ağlarsın. Ben senin bütün mallarını eşyalarını yok ettim bana hep canın sağ olsun hanımım dedin küçük bir toprak parçası değersiz bir ibrik için bu kadar ağlanır mı deyince bu ibrik yıllarca benim mahremimi gördü ben baska bir ibriğe nasıl mahremimi göstereyim ona ağlarım deyince kadın yanlış yolda olduğunu anlar ve eşinden özür diler. İbriğe verilen değer kadar aile yapımıza değer verelim. Sağlıklı huzurlu ve mutlu aileler görmek temennisiyle hoşça kalınız.