Mustafa Kemal Atatürk günler aylar süren hazırlıkların ardından Akşehir’den Şuhut’a gelerek Hacı Veliler konağına geçti. Kısa aralıklarla kaldığı bu konakta dinlenmeye çekildi. Gece yarısı Kurtuluş Savaşının başlayacağı Kocatepe’ye çıkarak son hazırlıkları adım adım takip ediyor emirler veriyordu. Bir süre sonra etrafındakilerden ayrılıp tek başına kayalıklardan düşman mevzilerini bakarken o ölümsüz fotoğraf çoktan çekilmişti.
Hazırlıkların tamamlanmasının ardından sabah saatleri olan 04,30 civarında Büyük Taarruz, günün ilk ışıkları ile yeni bir devletin haykırışını tüm dünyaya gösterdi.
Kuvayı Milliye Destanında ünlü yazarımız Nazım Hikmet o saatleri şöyle anlatıyor:
‘’Paşalar onun arkasındaydılar…
O, saati sordu …
Paşalar: ‘üç ‘dediler
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
Eğildi. Durdu…
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları
Üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan
Bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.
İşte böylesinde bir ortamda Mustafa Kemal Paşanın emri ile Türk topçusunun 26 Ağustos sabah saatlerinde Yunan mevzilerini topa tutması ile taarruz başlar. Aynı gün düşmanın elinde bulunan tepelerden ilk önce Tınaztepe ardından Belen Tepe sonra Kalecik düşman askerlerinden alındı.
27 Ağustos’tan itibaren Yunan kuvvetleri geri çekilmeye ve geri çekilirken de yıkıp yakmaya başlar. Aynı günün akşam saatlerinde Afyonkarahisar’ın 8. Tümen tarafından Yunanlıların elinden alınması Büyük Taarruz muharebesinin kazanılmasında çok büyük önem arz etmektedir.
Batı Cephesi Karargâhı ve Başkomutanlık Karargâhı hemen Afyon’a taşınır. Burada alınan kararlar anında uygulanarak bu günkü Türkiye Cumhuriyetin temelleri atılmış oldu.
Bugün 102. yılını kutlayacağımız Büyük Taarruz’un yıl dönümünde binlerce insan o gece Kocatepe’de neler yaşanmış o anları yaşamak ve gelecek nesillere anlatmak için 1874 rakımlı tepeye zorlu bir yürüyüş gerçekleştirecekler.
Yaz günü olmasına rağmen soğuk ve ayazı olan bu tepeden Afyon ovasına bakmak o şehitlerimiz adına çok güzel olacak.
25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan o gece büyük zafer yürüyüşü Şuhut ilçesinden başlayarak 14 km yol boyu köylerden geçerek sabah saatlerinde Kocatepe’nin o inanılmaz soğuk ve rüzgârlı havasını kemiklerinize kadar hissediyorsunuz. Her insanın hayatında en az bir kere Zafer Yolu yürüyüşüne mutlaka katılmalı ki bu güzel ülkenin Lazı, Çerkez’i, Kürdü, Türk’ü bir kere daha düşünmeli. O yıllarda kendilerinin elde edemediklerini bugün bizleri parçalayarak yok etmeye çalıştıklarının anlamalı. Bu güzel ülkemizin bir daha o günler yaşamaması için birlik ve beraberlik içinde olalım.
Evet birkaç gün sonra bu anlamlı günü hep birlikte kutlayacağız içimizden birileri de Şuhut ilçemizden başlayan ‘zafer yolu yürüyüşüne’ eşlik edecek gecenin ilerleyen saatlerinde köylerden geçerek o günlerin ne kadar zorlu geçtiğini hissedecekler. Yıllarca bu yolu yürüyerek o anları yaşayan birisi olarak hep kendimi şanslı hissettim. Çünkü bırakın o yolu yürümeyi bu mücadelenin anlamını bilmeyen birçok insan gördüm. İşte bu anlamda hep kendime mutluluk aşısı verdim tebessümlerim ile.
Her şeyin gönlünüzce olması dileği ile Büyük Taarruz’un 102. Yılınızı kutluyorum, sevgili dostlarım.
YORUMLAR