Bergama kralı bir gece rüya görür ve hemen güzeller güzeli karısı Hera’yı uyandırır ve heyecanla “Ege, kutsal şehrine senin isminle kavuşacak” der.
Kutsal şehir olarak çok az kişinin bildiği bu yer Ege bölgesinin en önemli yerleşim alanlarından birisi olan Denizli sınırları içinde bulunan Hierapolis’dir. Bu önemli kutsal şehrin hemen yanında Pamukkale bulunmaktadır. Ziyaretçilerin ne yazık ki büyük bir bölümü güney kapıdan girerek travertenlerde dolaşıp orada vakit geçiriyor. Oysa hemen yanında bulunan dünya medeniyetine ışık tutmuş kutsal şehri yok sayıp geldikleri gibi aynı kapıdan geri dönüyorlar. Kutsal şehri gezenlerin sayısı çok az. Ben Pamukkale’ye güney kapıdan değil kuzey kapıdan girip tarihi ve kültürel turizmin içerisinde yer almak istedim. Yaklaşık on iki kilometre süren bu yolu göze alarak kapıdan giriş yaptım.
BİRÇOK YAPI HALA AYAKTA
Giriş yaptığım caddenin o günkü ismi Frontinus. M.S 80 yıllarda yapıldığı ve caddenin on ya da on beş metre genişliğinde şehrin ortasına doğru devam ettiğini görüyorum. Oldukça uzun bir cadde. Zaman zaman ara sokaklara girip farklı yapıda eserleri görebiliyorsunuz. O günün şartlarına rağmen düzgün yapılmış olan cadde, büyük depremler yaşamasına rağmen yine de ayakta. Antik kent içerisinde yol alırken, caddenin sağında ve solunda o kadar çok lahit, kilise, dükkân, han, hamam var ki, zaman tünelinde yolculukta olduğunu hissediyorsunuz. Bir yandan da bunca değerli tarihi eserleri nasıl harap ettiğimizi düşünmeden edemiyorum. Hazine avcılarının gazabına uğrayan kutsal şehir yine de göz kamaştırıyor. Kutsal şehrin cadde ve sokaklarında gezerken sadece çok az sayıda Türk insanını görmek beni üzse de.
EV TİPİ MEZARLIKLAR DİKKAT ÇEKİYOR
Buna karşılık, yabancı turistlerin detaylı bir şekilde kutsal şehre gelip gezmeleri beni çok mutlu etti. Kutsal şehrin caddesinde gezerken günümüze kadar gelen tarihi yapıtlar arasında tuvalet bulunmaktadır. M: Ö 750- 1200’li yıllarda büyük bir medeniyet kuran Frig’ler her anlamda başarıya ulaşmış bir medeniyet olarak dikkat çekmiştir. Frigya içerisinde yer alan Ayazin’de üç katlı kilisenin en üst katında 3000 bin yıl öncesinde kutlanılmaya başlayan dünyanın ilk modern tuvaletinin kullanıldığı hepimiz biliyoruz.
Kutsal şehirde kabartma figürleri bulunan bir yapı olarak karşımıza çıkmakta. Kutsal şehirde yaşayan insanların temizlenmeleri için yapılan hamamın hemen yanında hanlar da göze çarpmakta. Kutsal şehrin Hıristiyanlar tarafından kabul edilmesinde en büyük etken olarak Hz. İsa’nın on iki havarisinden Aziz Philipus’un çarmıha gerilmesi olarak gösteriliyor. Philipus öldürülmeden önce burada Hıristiyanlığın yayılması için çok çalışmış. Kutsal şehrin mezarlıklarının bulunduğu kuzey kapısında dikkatimi çeken ev tipi mezarlıkların çok olması dikkatimi çekerken, bununla birlikte daire şeklinde tümülüsler az da olsa inanın o yaşanmışların dünyasına aldı götürdü.
ANTİK TİYATRO GERÇEKTEN GÖRÜLMEYE DEĞER
Frig Vadisi’nde bine yakın lahit, genelde ağaçlık ormanlık bir yerde bulunurken ‘kutsal şehirde’ bir tane bile ağacın bulunmaması bana çok ilginç geldi. Kutsal şehirde mezarlıklara zarar veren kişilere para cezaları da veriliyormuş o yıllarda. Tarihin derinliklerinde gezerken küçük canlı hayvanlar da bu güzel yolculuğunuza eşlik edebilir, sakın korkmayın. Kutsal şehirde en görkemli yapı ise antik tiyatrodur. Yapımı yüzeli yıl süren tiyatro Roma döneminin en büyük tiyatrolarından birisidir. Tiyatro gerçekten görülmeye değer bir eser. Saatlerce taş koltuklara oturup oraya gelen binlerce insanı seyretmek bile yeter.
DEPREMLER KUTSAL ŞEHRİN ÖNEMİNİ AZALTTI
Kutsal şehir, Bergama kralının rüyasında gördüğü gibi, çok uzun yıllar bölgede hakimiyetini sürdürmüş. Yaşanan birçok deprem, insanların kutsal şehirden uzaklaşmasına neden olmuş. M.S 60 yıllarda deprem sonrası büyük bir tadilat gören ve yenilenmesine rağmen gittikçe önemini kaybetmiş ve bir süre sonra Bizans döneminde kent önemini korusa da zaman içerisinde yok olmaya başlamıştır.
Keyifli güzel bir kültür gezisini bitirip geri dönmek elbette zor ama hayatımızda farklı görevlerimizin bilinci içerisinde sizlere bunları aktarmak için bilgisayarımızın klavyelerine dokunmaya başlamak onları size aktarmanın hazzını yaşamakta ayrı bir duygu. Bu anlamda hayatınızın her alanında hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum Millî Mücadelemizin 100. Yılında
YORUMLAR