Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Enver Deniz

HARF DEVRİMİ

10. Yüzyılda Türklerin İslam dinine geçmesiyle birlikte, yazı dilinde Arap alfabesini Türk dilinin özelliklerine göre düzenleyerek kullanmaya başladılar. 19. Yüzyıla kadar kullanılan bu dil ünlü sesleri ifade etmekte yetersiz kalmıştır. Bu nedenle Türk aydınları ikiye ayrıldı, bir kısmı kullanılan Arap harflerinin düzeltilmesini, bir kısmı da Latin alfabesine geçilmesini savundu. 1870’lerden itibaren Türkçe Sözlük çalışmaları da bu konuları gündeme taşımıştır.

İkinci Meşrutiyet döneminde Türkçü İttihat ve Terakki Cemiyeti aydınları Türk kimliğinin İslamiyet’ten bağımsız olarak düşünmeye başlamışlardır. Arap alfabesi İslam kültürüyle özdeşleşmiş bir yazı sistemiydi, bu durum Türk Kimliğinin ortaya çıkmasını engelliyordu.

Mustafa Kemal Atatürk, kullanılan alfabenin Türkçeyi net bir şekilde ifade edemediğini gördüğü için, Suriye’de bulunduğu 1905-1907yılları arasında, alfabe değişikliği konusunu incelemeye başladı. Bu değişiklik konusunda Halide Edip Adıvar ile görüşerek konunun incelenmesini belirtmiştir.

1922 yılında Hüseyin Cahit, bir toplantıda Mustafa Kemal Atatürk’e ‘’ neden Latin harflerini kabul etmiyoruz?’’ diye sormuş, henüz zamanı olmadığı cevabını almıştır. 1923 yılında yapılan İktisat Kongresi’nde yapılan öneriye Kazım Karabekir, İslamiyet’in bütünlüğüne zarar verebileceği endişesiyle kabul etmemiştir.

Alfabe ile ilgili sıkıntılar tartışılmaya başlayınca, Latin Alfabesine geçiş ile ilgili görüş aydınlarda hakim olmaya başlamıştı. Bunu göre, Mustafa Kemal Atatürk ve meclis üyeleri 28 Mayıs 1928 tarihinde, uluslararası rakamların 1 Haziran’dan itibaren kullanılması ile ilgili yasayı onaylayıp, harf değişikliği ile ilgili komisyon kurulmasına karar verdiler.                                                                                                  Komisyon Alfabe çalışmasını tamamladıktan sonra, Mustafa Kemal, Cumhuriyet Halk Partisi’nde ve gittiği illerde halka yeni alfabeyi tanıtmaya başladı. Bu arada gelen teklifler değerlendirilerek bazı değişiklikler yapıldı. Kamu çalışanları yeni harflerin kullanımı ile ilgili sınavdan geçirildi.

1 Kasım 1928 tarihinde, hazırlanan kanun teklifinin kabul edilmesiyle, Harf Devrimi gerçekleşmiş oldu.  Yeni harfler kolay okuyup yazma olanağı sağlaması yanında, okuma alışkanlığını da artırmıştır. Okumayı sevdirdiği için okuma yazma oranının artmasını sağlamıştır. Bu durum Türk kültürünün gelişmesine imkan vermiştir.

Yasa kanunlaşmadan, kamu çalışanları ve özellikle öğretmenler bu harflerle ilgili kurslara katıldığı için okullarda, yeni ders yılında bu harflerle öğretime başlanılmıştır. Bu yasada 29 harfin kullanımı öngörülmüştür. Latin alfabesinde olmayan ve Türk dilinin seslerini karşılaması amacıyla (Ç,Ş,Ğ.İ,J,U,Ü) harfleri türetilmiştir.

Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerle özel adlarda bulunan ince g ve k ünsüzlerinden sonra a ve u harfleri üzerine inceltme (^) işareti kullanılmıştır. Daha sonra batıdan dilimize geçen kelimelerde sesleri karşılaması    amacıyla x, w ve q harfleri müfredata eklenerek kullanılmaya başlanılmıştır.

Türk Alfabesi bizim kullandığımız sesleri karşılayan bir alfabe olduğu için Sovyetler Birliğinden ayrılan Türk Devletleri de Latin alfabesine geçmiştir. Bu kardeş ülkeler arasında ilişkinin gelişmesine yardımcı olmuştur.

Harf devrimi ile gelişen okuma yazma oranının, yeniden kitap okuma alışkanlığını geliştirmesi dileğiyle,

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER