Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Beytullah Karataş

BİR KEZ OLSUN AYNAYA BAKIN(!)

İnsanlar şaşkınlık içinde. Ekonomide yaşanan olağanüstü gelişmeleri hâlâ bir rüya olarak görenler var. ‘’Uyuyup uyanacağız ve bütün bunlar geçecek’’ diye ümitlenenler var. İşin içinde olanlar ise her şeyin farkında ve bu işin sonunun ülke için nereye gidebileceğini görebiliyorlar. Nasıl bir girdabın içine sokulduğumuzun farkındalar.

Bununla birlikte kanaatimce iktidar yetkilileri dâhil hiç kimse içinde bulunduğumuz durumu izah edemiyorlar. Bir taraftan sorun dış güçlere havale edilirken, diğer taraftan Hazine ve Maliye Bakanı ise ekonomiye dış bir müdahalenin söz konusu olmadığını, içeride birkaç manipülatif girişim olduğunu dile getiriyor.

Hatırlayalım bir dönem İhracatı ve üretimi desteklemek için faizleri düşürdüğünü söyleyen iktidar doların 3-4 ayda yüzde yüzden fazla kazandırması ile birlikte dolarizasyona zirve yaptırmış oldu.

Her beceriksiz ve ne yaptığını bilmeyen hükümetin yapacağı tek şey zamlara sığınmak, faturayı millete kesmek olur. Maalesef mevcut hükümet de bu yola başvurdu. Bu da yapılır mı, bu kadar da olur mu dedirten, vatandaşın doğrudan hayatını etkileyen oranları vatandaşın sırtına yüklemek gerçekten akıl alır gibi değil.

Zengin daha zengin olurken fakir ise sadece mutfağını düşünmek zorunda. Temel gıda maddelerindeki fahiş fiyat artışları doğrudan açlık sınırının altında gelire sahip insanları etkiliyor

Sokak dertli. Çiftçi çıkmazda. Gençler ümitsiz. Yanlışları düzeltmeye çalışırken yapılan icraatlar aslında hataların büyüklüğünü ve bu durumun bir savrulma hali olduğunu gösteriyor. Bu durumdan dolayı da toplumsal kesimlerin bu iktidarın dertlerine çare olamayacağına dair algıları da iyice artmaya başladı.

İktidar yetkilileri hızla girdaba doğru giden bu atmosferden ülkeyi hâlâ kamplaştırarak çıkaracaklarını düşünüyorlarsa, bunu bir kere daha değerlendirsinler. Topluma güven verecek bir dile ivedilikle ihtiyaç var. Her açıdan tansiyonu düşürmek gerekiyor. Bu ülke her türlü zorluğun üstesinden gelebilir. Maddi-manevi sorunlarını çözebilir. Buna da ekonomi dâhil her alanda asgari müştereklerin yeniden inşası ile başlanabilir.

Üretime dönük projeler söylemde değil, eylemde ortaya konulmalı. İnsanlar doğduğu yerde doyabilmeli. Planlı üretim modeli hayata geçirilmeli. Anadolu’nun bir yerinde üretilen bir sebze, meyve kazanç getirmediği için çiftçi tarafından tarladan kaldırılmaya gerek duyulmadığı halde, büyük şehirlerdeki tüketici aynı ürünü fahiş fiyatla satın almak zorunda kalıyorsa bunun en önemli nedeni plansızlıktır. Türkiye bütün bu zenginliğine rağmen bu kadar ekonomik problemler yaşıyorsa, bunun suçlusunu şurada burada aramak zaman kaybı olacaktır. ‘Ülkeyi yönetenlerin’ yapması gereken tek anlamlı şey aynaya bakmak ve başkalarının eleştirileri rahatsızlık veriyorsa kendi kendilerine bunun sebeplerini sormak olmalıdır.

Türkiye, ekonomik sıkıntıları, krizleri her daim yaşadı, yaşıyor da. Ancak içinde bulunduğumuz ve özellikle son 5 yıldır süregelen bu durum, gerçekten de gerek ekonomik gerekse toplumsal neticeleri itibariyle gerçek bir fiyaskodur. Topluma verdiği tahribat, sanılandan da büyük olabilir. Ekonomiyi kuru bir büyüme verisiyle değerlendirip başarı güzellemesi yapanlar, başta reel gelirdeki erime ve fakirleşme olmak üzere hemen her sahaya sirayet eden bu hali nereye kadar gizleyecekler acaba?

Son tahlilde herkesin bildiği gerçek şudur; geldikleri yeri unutanlar, bulundukları yerde unutulurlar. Bu hep böyle oldu. Böyle olmaya da devam edecek.

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER