Geçtiğimiz 10 Ekim Dünya Ruh sağlığı günüydü. (10 Ekim) Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun bir projesi olarak doğmuştur. Ruh sağlığı ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim’de kutlanmaktadır.
Gelişen dünya, artan nüfus, buna bağlı olarak artan işsizlik, iletişim çağını yaşayan insanoğlunun doymak bilmeyen istekleri, beraberinde artan stresi ve sonrasında oluşan ruh hastalıklarının çoğalmasına sebep olmuştur.
Dünya Sağlık Örgütüne göre ruh sağlığı; kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, stres faktörleriyle baş edebildiği, toplumda üretken ve verimli olduğu, iç denge halini sağladığı halidir.
Ruh sağlığı konusu milletimizde anlaşılması zor ve bu konuda deli miyim ben? bizim topraklarımıza has bir durumdur.
Bu yüzden ruh ve sinir hastalıkları için bir doktora gitmek , gidildiğinin etrafta duyulması istenmeyen bir durumdur. Ancak aile hekimliği müessesini teşkil eden devletin aynı şekilde her mahalleye ruh sağlığı ile ilgili sağlık birimlerini kurması toplumsal ruh sağlığımız için çok önemlidir.
İşsizlik , adaletsizlik, ekonomik sıkıntılar ,toplumda oluşan sınıf farklılığı, ruh sağlığımızı her geçen gün olumsuz etkilediği gibi, daha dün gözü kulağı kabine toplantısında olan emekli vatandaşlarımız hayal kırıklığına uğradı. Daha önce de hükümet tarafından Cumhuriyet ikramiyesi diye duyurulan emekli ikramiyesi emekliğe şapkadan tavşan çıktı dedirtti. Emekli bu kışta ayazı yiyecek. Beş bin lira bir emekliye ailesi ile bir akşam yemek yemeye anca yeter.
Vatandaşlarımız özellikle gençler ve yaşlılarımız ekonomik sıkıntının belini büktüğü kesimdir. Bu sıkıntılarla başa çıkamayan gençler alkole, uyuşturucu maddelere bağımlı hale gelirken, hayat tecrübesi olan yaşlılarımızda ise bu ekonomik sıkıntılar nedeniyle Alzheimer ve intihara meyilli hale gelenler olduğu gibi, bundan sonra daha artacağı konusunda endişe duyulmaktadır.
Ruh sağlığı bozulan toplumlarda suçlu sayısı ve suç çeşitliliği artmaktadır. Ruh sağlığı bozulan bireyler sorunlarını suç işleyerek bastırmaya çalışmaktadır. Toplumumuzun, ekonomik sıkıntı çeken kesimlerinde, alkol, uyuşturucu, gasp, kadına karşı şiddet, cinayet gibi suçların oranının arttığı görülmektedir.
Boşanmaların büyük çoğunluğu, ekonomik sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Toplumda akıl sağlığını etkileyen etmenlerden en büyüğü ekonomik sıkıntı toplumun akıl sağlığını bozarken birlik ve beraberliğimize de zarar vermektedir.
Toplumsal sağlığımızın düzelmesi, suç oranını düzelteceği gibi beraberinde toplumsal barışı da sağlayacaktır. İktidardan beklentimiz bir an önce ekonomik tedbirleri alıp, ekonomiyi düzeltmesidir. Ekonomideki düzelme kişi başı gelirin artmasından ziyade, toplumun yüzde doksanını teşkil eden orta ve alt gelir grubunun ekonomisinin düzeltilmesidir.
Toplumsal olarak akıl sağlığımızın düzeldiği, günlerin gelmesi dileğiyle,
Sağlıklı ve Mutlu Kalın.
YORUMLAR