VERGİ VE VERGİ KAÇIRMA

Vergi, devletin görevlerini yapabilmesi için elde ettiği en büyük gelir kaynağıdır. Bizlerin vatandaşlık görevlerinden birisi vergi vermektir. Helal kazanç, vergilendirilmiş kazançtır.

Türkiye, vergilendirilmemiş kazanç cennetidir. Üretim yapıldığı yerde faturalandırılmaz, giderler sorgulanmazsa, vergisiz kazanç cenneti olmaya devam edeceğiz. Bu durumda devlet çalışanlara yeteri kadar ücret veremeyecek, hizmet yapamayacak ve teknolojik gelişmeler için araştırma ve geliştirmeye (AR-GE) yeteri kadar kaynak ayıramayacaktır.

Ülkemizde kurumsal ulusal şirketler dışında birçok şirketin ürettiği ürünler küçük esnafta faturasız satılmaktadır. Ürün alırken fatura ya da fiş istediğinizde fiyatın üzerine KDV eklenmektedir. Bu faturasız mal satışı müşteriye KDV karı gibi görünürken, esnafı gelir vergisinden de kurtarmış olmaktadır.

Devletin, vergi gelirini daha iyi tahsil edebilmesi için üretimden çıkarken faturalandırılmalı ve kontrol altına alınmalıdır. Bugün satışı yapılan ürünlerden, giyim, halı, mobilya, altın ve ayakkabı vb. ürünlerden atölyelerde üretilenlerden bazıları faturasız satılmaktadır.

Siyasi iktidarın öncelikle götürü vergilendirmeyi kaldırması gerekmektedir. Bu tür vergiye tabi insanların çoğunluğu, asgari ücretten daha çok kazanmasına rağmen, asgari ücretli kadar vergi vermemektedir. Tüm esnafın, satışa göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.

Maliyenin, vergileri kontrol edip denetimleri yerinde yapmalıdır. Her hangi bir kuyumcuya gidip altın ya da pırlanta aldığınızda kredi kartı ile satış yapmadığı gibi IBAN’la para aktarmayı da kabul etmiyorlar, bu tür satışlarda fatura ya da fiş kesme zorunluluğu olduğu için vergi vermek zorunda kalıyorlar.

Maliye denetimleri yaparken hazırlıklı olmalıdır. Verdiği vergiyi, kira kontratını,  kullandığı aracı öğrenip, verdiği vergi ile kazandığı parayı karşılaştırmalı ve bu yaşantıyı nasıl karşılıyorsun diye sorabilmelidir.

Vatandaş olarak bizlerde, alış verişlerimizde fişimizi veya faturamızı almalıyız ki, satışların kayıt altına alınmasına yardımcı olmalıyız. Tüketici aldığı ürünleri belgeli olarak alırsa devletin gelirleri artacaktır. Bu gelirler bize hizmet olarak ve çalışanlara ücret olarak dönecektir. Özellikle çalışanlar, kamudan daha iyi maaş alabilmek için harcamalarında belge almaya dikkat etmelidirler.

Kredi kartı kullanma zorunluluğu, satışlarda belge verilmesini zorunlu hale getirecektir. Devlet, kredi kartı ile alış verişi özendirmeli, gerekirse zorunlu hale getirmelidir. Kredi kartı verilen bazı vatandaşlar, harcamalarını ödemiyorlarsa kart limitleri, gelire göre düzenlenmelidir.

Şimdi bir kuyumcunun verdiği vergiyle, kazancı orantılı mıdır?                        Mobilyacıların satışları ile verdikleri vergi orantılı mıdır?                                            Çalışmayan dini liderlerin zenginliğinin nereden geldiği belli midir?                                            Bir lastik tamircisi götürü vergiye tabi iken, birkaç tane ev ya da iş yeri alabiliyorsa, burada vergilendirme açısından bir yanlışlık var mıdır?                                 Devlet hangi şarta olursa olsun kara paranın aklanmasına fırsat vermemelidir. Vergisini vermeyen ya da kaçıranlara müsamaha ya da af getirilmemelidir.

Vergisini vermeyen insanların, yüksek kazançlar elde edip şaşalı yaşamaları, toplum da tepki çekmektedir. Devlet, yeni bir vergi sistemi getirerek kazanca göre vergi almalıdır. Vatandaş belgeli harcama yapmalı, üretici, gelirine göre vergisini dürüstçe ödemelidir.

Biz vatandaşlar devletten bir şey beklerken, sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz bunu sorgulamalıyız. Devleti yönetenler vergi toplamada yetersiz kalıyor ya da siyaseten sıkıntı çekmemek için vergilendirmede adaleti sağlayamıyorsa, vatandaş bunu seçimlerde değerlendirmelidir.

‘’Helal kazanç, vergilendirilmiş kazançtır’’ düşüncesiyle, vergilerimizin verildiği ve devletinde en iyi şekilde hizmet getirdiği, bir ülke olmak dileğiyle,

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.