Bir yalnızlık senfonisi hayatım
Dökülüyor denizine gözyaşım
Vuslat dolu sabahlara hasretim
Mutsuzluğu anlatıyor her şarkım
Hatıralar şehrindeyim ben sensiz
Hep geceye yaslı dertli bu başım
Can çekişir hasret dolu nöbetim
Mutsuzluğu anlatıyor her şarkım
Sevinçten öldür beni müjdenle
Sona ersin sensiz ah kara kışım
Dilsiz dağlar gibi sanki matemim
Mutsuzluğu anlatıyor her şarkım.
İNSAN MI DEĞİŞTİ YOKSA DÜNYA MI?
İnsan mı değişti yoksa dünya mı?
Kimin eli söyle kimin cebinde?
Tuzak bana, uzak bana gelemem
Sahipsiz bu zaman durmaz yerinde
Kapandı yollarım, görmez hiç gözüm
Herkes yaşam, hayat derdinde
Aradığım nerde, arar bulamam
Sahipsiz bu zaman durmaz yerinde
Sürüm sürüm sürünüyor insanlık
Boş telaşlar her gün keyif, zevkinde
Anlar mı halini kimse bilemem
Sahipsiz bu zaman durmaz yerinde
KUYUDAKİ TAŞIN AKLI DELİDE
Hakikat yolunun neresindeyiz?
Ne zamandır bu ruhumuz ölüde
Gerçek ötesini bir gören var mı?
Kuyudaki taşın aklı delide
Hem hayalde, hem düşteyiz biz harda
Kim kardeştir kim değildir sevgide?
Dost olmayan sana bir gün yar mı?
Kuyudaki taşın aklı delide
Garibanı koru, budur tek doğru
Boynu büküleni gör sen yerinde
Haksıza isyanım sana uyar mı?
Kuyudaki taşın aklı delide
Depremler yıkmasın gönül evini
Mutluluk kalmasın meçhul, derinde
İnsanlık bilmeyen zulme doyar mı?
Kuyudaki taşın aklı delide .
BİR HOŞ ÇAKALA YENİK DÜŞTÜ AŞKIMIZ
Bir hoş çakala yenik düştü aşkımız
Sana koşup durmaktan ben yoruldum
Dipsiz kuyularda boğulduk, öldük
Ayrılığın kurşunuyla vurulduk
Her kederde yandı, gitti ömrümüz
Efkârımdan, dertlerimden soruldum
Kar çiçeği gibi yalnız yıllarda
Ayrılığın kurşunuyla vurulduk
Ses vermedi bu gökyüzü feryada
Mutsuzluğun sofrasına kuruldum
Sustuğuma şahit gözde yaşlarım
Ayrılığın kurşunuyla vurulduk.
DÜŞLER YUNUS GİBİ SÖYLEŞMEK İSTER
Düşler Yunus gibi söyleşmek ister
Öfkeyi, nefreti koy bir kenara
Kâinatın sesi var aşk bestesinde
Sevip sevilmeyi işler çağlara
Bela bal olur ah! Kaybolur gider
Hakkın şol selamı gider dağlara
Mutlu demler olur dost listesinde
Sevip sevilmeyi işler çağlara
Nefesler kesilir, coşar hep gönül
Manevi servetin düşer yollara
Dalgalanan bayrak can kafesinde
Sevip sevilmeyi işler çağlara
GARİPLER YURDUNDA GEZER, AĞLARIM
Çağırsam feleği beni duyar mı?
Gurbetten sılaya alıp koyar mı?
Mihnete, dertlere yârim doyar mı?
Garipler yurda gezer, ağlarım
Yanarım, giderim geçen ömrüme
Kim çare olur bu erken ölüme?
Kırk parçaya bölün, yazık gülüme
Garipler yurdunda gezer, ağlarım
Karlar yağar kayıp olan izime
Düzen vermez hayat, mihnet sazıma
Dağlar, yollar engel benim yazıma
Garipler yurdunda gezer, ağlarım.
YORUMLAR