DARBE SONRASI MHP

12 Eylül 1980 müdahalesinin etkileri, ülkücü camiada sıkıntıları da beraberinde getirdi. Diğer partilerin genel başkanları ile birlikte Alparslan Türkeş de tutuklanmıştır.

Ülkücü gençler ceza evlerinde, suçlamaları üstlenmeleri için işkencelere maruz kalmıştır. Suçu ispatlanmamış ülkücü gençler idam cezasına çarptırılarak, idam edilmiştir. Bu davalar görülürken Alparslan Türkeş, benim çocuklarım (ülkücüler) ne ile suçlanıyorsa ben yaptım diyerek, liderliğini göstermiştir. Başbuğlarının arkalarında olduğunu bilen ülkücü gençler ceza evlerinde işkencelere daha çok direnç göstermişlerdir.

Partiler ve Genel başkanlar yasaklıda olsa yeni partiler kurulmaya başlamıştır. 7 Temmuz 1983’de Muhafazakar Partisi kurulmuş, ancak 6 Kasım 1983’de yapılan genel seçimlere girmesi, güvenlik konseyi kararı ile engellenmiştir. 30 Kasım 1985’te Muhafazakar Partinin 1. Kongresinde adı değiştirilerek ‘Milliyetçi Çalışma Partisi’ olmuştur. Kongrede tek aday olan Ali Koç genel başkan seçilmiştir.

19 Nisan 1987’te olağanüstü kongre yapılarak, genel başkanlığa AbdülkerimDoğru, genel sekreterliğe Devlet Bahçeli seçilmiştir.

6Eylül 1987 tarihinde liderlerin siyasi yasakları kalkmıştır. 4 Ekim 1987’de düzenlenen ikinci olağanüstü kongrede Alparslan Türkeş Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı seçilmiştir.

27 Kasım 1988 ‘de yapılan Milliyetçi Çalışma Partisi olağanüstü kongresinde Alparslan Türkeş yeniden Genel Başkanlığa seçilmiş, Devlet Bahçeli ise ikinci kez Genel Sekreterliğe getirilmiştir. Bu kongrede yeni parti programı kabul edilmiştir.  MÇP 29 Kasım 1987 genel seçimlerinde yüzde 2.9oy oranına ulaşmıştır. 1989 yılında yapılan mahalli seçimlerde yüzde 4.2 oy almıştır. Bu oy oranıyla Orta Anadolu da, MHP’nin 1980 öncesi oy oranına yaklaşılmıştır.

20 Ekim 1991 genel seçimlerinde Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ittifak yapılmıştır. Seçimlerde bu ittifak yüzde 16.9 oy almış, MHP 18 milletvekili çıkarmıştır. MÇP’nin 3. Olağan kongresinde Alparslan Türkeş dahil 18 milletvekili MÇP’ye katılmışlardır ve Alparslan Türkeş genel başkanlığa seçilmiştir. 7 Temmuz 1992’de Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 arkadaşı MÇP’den, Başbuğ Alparslan Türkeş ve doktrinini eleştirerek ayrıldılar. Bu dönemde 18 vekil çıkaran MÇP’nin diğer partilerden gelen 3 vekille grup kuracağı beklenirken, Muhsin ve 5 arkadaşı partiden ayrılarak MÇP’nin grup kurmasına engel olmuştur. Muhsin ve 5 arkadaşının partiden ayrılışını, iktidarda olan Anavatan Partisinin, MÇP’nin kurup kurmasını engellemek için teşvik ettiği ve BBP’nin kurulmasına maddi destek verdiği belirtilmiş ve Başbuğ Alparslan Türkeş ayrılanları davaya ihanetle suçlamıştır.

24 Ocak 1993 günü toplanan MÇP,  4. Olağanüstü Kongresinde, MÇP’nin İsminin MHP olarak değiştirilmesi ve amblem olarak Üç Hilal’in kullanılması kararlaştırılmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi ismine ikinci kez kavuşmuştur. Bölünmeyle grup kurması engellenen parti, 20 Aralık 1995 seçimlerine hazırlanırken, milletvekili adayı Nusret Demiral ezan Türkçe okunmalıdır diyerek, MHP ye muhafazakar çevrenin tepki göstermesini sağlamış ve parti yüzde 8.2 oy alabilmiştir. Yüzde 10 seçim barajını aşamadığı için milletvekili çıkaramamıştır.

Seçimden sonra meclis dışında çalışmalarına hız veren MHP, 4 Nisan 1997’de Başbuğ Alparslan Türkeş’in rahatsızlanıp vefat etmesiyle sarsıldı. Milyonlarca MHP’linin cenaze törenine katılması, Türk kamuoyunda takdir toplamıştır. Ülkücüler öksüz kalmış, ancak mücadeleye hız vermişlerdir.

MHP’nin yeni dönemini sonraki yazımızda ele alacağız.Sağlıklı ve Mutlu Kalın.