Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Turk

GECE YARISI…..

Millî mücadelenin yüzüncü yılı tüm ülkemizde büyük etkinliklerle kutlanmaya başladı bile. Büyük Taarruz Dünya Savaş Tarihinin eşi benzeri olmayan bir savaşıdır. Nasıl mı? buyurun hep birlikte görelim.

Bu savaş sonunda iki krallık yıkılıp iki cumhuriyet kurulan dünyada ki tek savaş olarak tarihte yerini alır. Bu ülkeler birisi Yunanistan olmuştur. Büyük Taarruz kağnının kamyona karşı zafer kazandığı tek savaştır.

Büyük imkansızlıklar içerisinde böylesine teknolojiye karşı kazanılan tek savaştır. Hani bugün ki deyimimiz ile tuşlu telefonla akıllı telefon farkı gibi bir durumdur. Büyük taarruz hepsinden daha önemli bir başka özelliğe sahiptir. Kısaca hız rekoru olarak damgasını vurmuştur. Türk ordusu Kocatepe’den başlayarak her gün yürüyerek kırk kilometre üzerinde mesafe kat etmiştir. Hatta bazı birliklerimiz bu yürüyüşlerini elli kilometreye yaklaştırmışlardır.

Askerlerimiz bu zaman içinde bir yanda düşman askerleri ile savaş ederken bir yanda da onların yakıp yıktığı yangınları söndürme işini başarı ile yapmıştır. Bir örnekle Türk ordusunun başarısını perçinlemek lazım. Örneğin Alman ordusunun altı hafta da zırhlı panzer birlikleriyle işgal ettiği zaman ulaşabildikleri hız günlük otuz kilometre civarındadır. Bu savaş Dünya literatürüne en hızlı savaş olarak girmiştir. Ayrıca Büyük Taarruz Dünya savaş tarihinin en büyük istihbarat zaferini gerçekleştirmiştir. İngilizlerin o dönemlerde çok gizli bir haber alma teşkilatı olmasına rağmen Büyük Taarruz öncesi bilgileri alamadığı gibi taarruz başladıktan sonra tam yedi gün savaş alanından bilgi alamamıştır. Büyük Taarruz 26 Ağustos sabahı başladı sanıyorsunuz değil mi? Hadi gelin size 25 Ağustos gecesine geri dönelim bakalım neler yaşanmış.

Düşman mevzilerinin istihkamları çok güçlü, bunun yanı sıra mevzilerinin daha ilerisinde tel örgüler vardır. O günlerde ki tel örgüler bu günküler gibi yuvarlak kesici sistemde değil. Hani tarla kenarlarına çekilen dikenli teller var ya işte onlardan. Dört sıra tel çekili, ancak tellere bombalar tuzaklanmış ve ziller, çıngıraklar takılmış, ayrıca dere yataklarında bir de köpekler var. Gece görünmeden tellere yaklaşmak imkânsız. Bildiğiniz gibi köpek bir insanın kokusunun en az sekiz yüz metre öteden alabilmektedir. Peki nasıl olmuşta o gece hiçbir düşman köpeği havlamamış.

İşte ordumuz bu problemi televizyonlarda yayınlanan köpeklere fısıldayan adam dizisinde olduğu gibi, bizim ‘’ köpek avcısı’’ olarak isimlendirdiğimiz kişilerle çözüyor. Birliklerden bu yeteneklere sahip olanlar toplanıyor ve taarruz öncesinde mevzi hatlarında köpeklerin yanlarına gidip geliyorlar, kendilerini alıştırıyorlar.

25 Ağustos gecesi gökyüzü açık ama ay hilal şeklinde. Gece yarısına doğru hilalin yanına bir yıldız yanaşıyor. Tarih de ancak yüz elli yılda bir gerçekleşen yakınlıkta ve parlaklıkta Türk Bayrağı oluşuyor. Herkes gökyüzünde ki bu muhteşem manzarayı seyretmeye başlıyor. Askerin içi titriyor, göğsü kabarıyor ve sabah yapılacak taarruzda kesin zaferin işareti olarak kabul ediyor.

Köpek avcısı Ürkütlü Ahmet, gökyüzündeki manzarayı seyretmeyi bırakıp karanlıkta düşman hatlarına doğru gidiyor. Önce köpeği alıp karargâha getiriyor. Sonra gece karanlığında tekrar gidiyor. Önceden tespit ettiği çıngırakları, tuzaklanmış bombaları söküyor. İşini bitirince derin bir oh çekiyor, kafasının kaldırıp gökyüzüne bakıyor bayrak çoktan batmış ufukta. Son bir kez görebilir miyim diye dere yatağından çıkınca düşmanın kahpe kurşunu ile son nefesini verirken ilk top sesinin gök gürlemesini andıran sesini duyuyor.

Ürkütlü Ahmet’in mezarı bugün Tınaztepe kasabası yakınlarında, Kocatepe’ye çıkan ara yol üzerindedir. Türk tarihi hayallere, yalan hikâyelere ihtiyaç duymayacak kadar çok destanlarla doludur. Böylesine önemli savaş ta büyük başarısı ile Türk ulusunun önünü açan Ürkütlü Ahmet’i kaç kişi biliyor bunu sorgulamak lazım. Ya da Ürkütlü Ahmet’in mezarı başında acaba herhangi bir tören yapılıyor mu bilmiyorum. Bu destanları yazan aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun. Ağustos ayı Türk ulusunun dünyaya kafa tuttuğu çok ama çok önemli bir tarihtir. Böylesine güzel bilgileri bir sohbet esnasında bir arkadaşım anlatmıştı onu sizlere anlatmak istedim.

Bu vatan hepimizin bunun için canlarını veren şehitlerimiz için sahip çıkalım.

Her şey gönlünüzce olsun.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER