Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Enver Deniz

HER ŞEYİMİZ ENERJİ

 

 

Enerji doğrudan doğruya gözlemlenemeyen fakat kendi konumundan hesaplanabilen fiziksel sistemin geniş ve korunmuş bir özelliğidir.  Enerji kaynakları fosil yakıtlar, su, güneş, rüzgar ve gıdalardır. Enerji, sistemler aracılığıyla ısı, ışık ve harekete dönüşür.

Makineler ve teknik sistemler için fosil yakıtlar ile su, rüzgar ve güneş enerjileri kullanılırken, insanlarda gıdalarla beslenerek, vücudu için gerekli enerji ihtiyacını karşılarlar.

İnsan ihtiyacından fazla enerji alırsa şişmanlar, bu da hastalık demektir, Kilo vermek için perhiz yapar doktora gider, gerekirse ameliyat olurlar. Ülkeler enerjisi az olduğu zaman zayıflar mali yönden sıkıntıya girer, enerji kaynağının çokluğu ülkeleri şişmanlatır, buda zenginlik demektir. İnsanın enerjisinin çok oluşu zarar verebilir, ihtiyaca göre alınmalıdır.  Bu bize, İnsanın zayıfının, ülkenin şişmanın iyi olduğunu göstermektedir.

Ülkemiz 1950 yılına kadar çok fala enerji sıkıntısı çekmemiştir. Bu enerji kaynağımızın çokluğundan değil enerji ihtiyacının az oluşundandır. Enerji kullanan araçlar ile sanayinin nüfusa göre az oluşu tüketim de arzın az oluşuna sebep olmuştur. Enerji ihtiyacı, 1960 yılından sonra sanayi ve taşıt miktarının artışı ile kendini göstermeye başladı. 1970 yılından sonra ekonomi- nüfus ve enerji kaynakları arasındaki orantısız bir ilişki vardı. Bu orantısız ilişki, ekonomik sıkıntıyı ve enerjiye ulaşım da sıkıntılara sebep olmuştur.

Yıllarca ülkemizin değişik bölgelerinde sondajlar yapıldı. Vatandaş yabancılar tarafından yapılan sondajın ne için yapıldığını bilmiyordu. Sondajlar daha sonra beton ile kapatılınca şehir efsaneleri başladı. Petrol ya da madenler bulunuyor ancak yabancı şirketler yok diye beton döküyor, sözleri dilden dile yayılmaya başladı. Bazı çevrelerde, Lozan Antlaşmasının imzalanmasından yüz yıl geçmeden maden çıkarılamayacağını beyan etmeye başladılar. Bunu da mantıksızca gizli maddelere bağladılar. Madenlerle ilgili bu teslimiyet, Sevr Antlaşması’nda vardı. Sevr Antlaşması da kurtuluş savaşı ile son bulmuştur.

Devlet 2016 yılından bu yana maden ve petrol araştırmalarına önemi vermiştir. Bunun için öncelikle teknik yönden gerekli olan donanımın sağlanması için yatırımlar yapıldı. Sondaj makineleri ile denizde araştırma yapan gemiler alındı. Karadeniz ve Akdeniz de öncelikle kıta sahanlığı ile ilgili hamleler yapıldı. Kıbrıs ve Libya ile kıta sahanlığı antlaşmaları yapılarak, Akdeniz gibi sorunlu bir deniz de petrol arama sahasını genişletti. Kıta sahanlığı ile ilgili Mısır, İsrail ve Lübnan ile de görüşmeler yapılmaktadır.

Çalışmalar sonucu, Karadeniz’de doğalgaz, Gabar Dağı’nda petrol bulunmuştur. Bulunan petrol ve doğalgaz ülkemizin dış borç açığının kapanmasını sağlayacaktır.. Ülkeler enerji kaynakları kadar bağımsızlardır. Akdeniz’de ülkeler arasında ki satranç oyununun sebebi de bundandır.

Rusya- Ukrayna savaşı sonucu ortaya çıkan enerji sıkıntısının,  güçlü Avrupa ülkelerini bile nasıl zor durumda bıraktığını, bize göstermiştir.  Kış sezonu, enerji kaynaklarına ulaşmada yaşanan zorluklardan dolayı, ısınma, elektrik ve sanayide çekilen sıkıntılar yüzünden, tasarruf tedbirleri uygulanmaya başlamıştır.

Türkiye enerji kaynağı araştırmaları yanında, enerji ulaşım, dağıtım ve pazarlama merkezi olma yolunda çalışmalar yapmaktadır. Bununla ilgili olarak Rusya, İran, İsrail ve Körfez ülkeleri ile anlaşma yapılması için çalışmalar pozitif bir şekilde ilerlemektedir. Ülke olarak, enerji kaynaklarını çeşitlendirirken, vatandaş olarak bizler de tasarruf tedbirlerini uygulamamız gerekmektedir.

Enerji çeşitliliğini sağlamış, güçlü tam bağımsız bir ülke olma yolunda çalışmaların devam etmesi dileğiyle,

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER