Nasıl bir dünya böyle?
Ne sevgisi aşkı var
Bakar, görür duyarız
İnsanlık bulmaz ayar
Gönül şekilsiz, dilsiz
Dertle geçer hep yıllar
Hep şeytana uyarız
İnsanlık bulmaz ayar
Kibir elbise giymiş
Kula kul olmuş kullar
Sevgisiz açar güller
İnsanlık bulmaz ayar
Hayatın düzündeyiz
Çıkmaza gider yollar
Tersine eser yeller
İnsanlık bulmaz ayar
Kader deyip geçeriz
Başa gelir çok haller
Nedamet çalar teller
İnsanlık bulmaz ayar
HEP GÖLGELİ GÖZÜ YAŞLI HAYATIM
Çıldırtıyor sensiz her Eylül beni
Geçmiyor hiç zamanım bu feryadım
Paramparça umutlarım, yüreğim
Hep gölgeli gözü yaşlı hayatım
Susa küse gidiyorum yolumu
Hayalinin yokuşunda her adım
Gece gündüz yollarına bakarım
Hep gölgeli gözü yaşlı hayatım
Kırılmış kadehler misali gönlüm
Hüsran dağlarında o eski tadım
Selam sensiz hazin gecelerime
Hep gölgeli gözü yaşlı hayatım
Sevdasına sığamayan biz miydik?
Hangi vefasıza uğradı bahtım?
Yavaş yavaş öldür beni zehrinle
Hep gölgeli gözü yaşlı hayatım
ÇİLELİ DÜNYANDA ŞAŞKINA DÖNDÜM
Çileli dünyanda şaşkına döndüm
Bahtıma yazdırdın kötü kaderi
Güneş ışığında gölgende söndüm
Mutsuzluk doldurdun sevdiğin yeri
Öyle düğüm attın ki sen ömrüme
Geceler konuştu, sustu gözleri
Hicran yağmurunda sevgisiz dindim
Mutsuzluk doldurdun sevdiğin yeri
Varlığından gizli bir hayat sürdüm
Neden de, niçin de buldum közleri
Cennet bahçesinden mahşere indim
Mutsuzluk doldurdun sevdiğin yeri
Yarını belirsiz bir kula benzedim
Yalnızlık bekleyen şehre seslendim
Acıyla, dertlerle, ahla süslendim
Mutsuzluk doldurdun sevdiğin yeri
YORUMLAR