İSTİKLAL MARŞI

12 Mart 1921 tarihinde Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafında istiklal marşı olarak kabul edilmiştir. Üstün bir mücadele ve kahramanlıklarla kazanılan Kurtuluş Savaşı sonrası, Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ‘Kahraman Ordumuza’ hitaben yazmış olduğu şiirdir.

Milli şairimiz ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin ilk milletvekilleri arasında yer alan Mehmet Akif Ersoy, yazdığı İstiklal Marşı nedeniyle verilen ödülü kabul etmeyip bir hayır kurumuna bağışlamıştır. İstiklal Marşı, bağımsızlık mücadelesi veren, kahraman ordumuzun gösterdiği inanç, cesaret, kararlılık ve bağımsızlık mücadelesini en coşkulu şekilde ifade etmektedir. İstiklal Marşımızın içerdiği duygu ve düşünceler Türk Milletinin bağımsızlık, ezan, bayrak, inanç, hak ve şahadet gibi değerler milletimizi var eden değerlerimizdir. İstiklal Marşı, halkımızın bağımsızlık savaşını ölümsüzleştiren, eşsiz bir eserdir. Mehmet Akif Ersoy, “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın” derken; verilen mücadelenin zorluğunu ifade etmiştir. İstiklal Marşımız milletimizin Atatürk önderliğinde, tarihin akışını değiştiren bir kahramanlık destanının anlatımıdır.

İstiklal, tarih boyunca meftunu olduğumuz ve uğruna pek çok acılara katlandığımı, hiçbir zaman ödün vermediğimiz değerimizdir. İstiklal Marşımız bütünüyle aziz milletimizin karakterini yansıtmaktadır. İstiklal Marşımızı barındıran duygular milletimizin öz benliğinin yansımasıdır. Milletimize istiklal azmini veren gazilik ve şehitlik gibi manevi mertebelerdir. İstiklal mücadelesinde değerlerinin ayaklar altına aldırmamanın mücadelesini veren milletimizin coşkusunu anlatan İstiklal Marşımız, milletimiz var oldukça bizi tanımlayan bir eser olarak daim olacaktır.

İstiklal Marşı değişik bestelerle çalınıyordu. 1930’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestrası şefi Osman Zeki Üngör, “İstiklal Marşını bestelerken, Kocatepe’den İzmir’e koşan; kaçan düşmanı kovalayan Türk süvarilerinin coşkusunu ve atlarının nal seslerini ruhumda duydum” diyerek besteleme aşamasındaki duygularını dile getirmiştir.

İstiklal Marşı, okulların açılış ve kapanışlarında, çeşitli törenlerde, ulusal ve uluslararası törenlerin başlangıç ve sporculara madalya sunumlarında okunur. Marş okunması sırasında yüzümüzü bayrağa doğru çevirerek kımıldamadan saygı duruşunda bulunulması bir vatandaşlık görevidir.

Mehmet AKİF Ersoy 1873- 1936 yılları arasında yaşamış ünlü bir şairimizdir. Safahat adlı bir yapıtı vardır. İstiklal Marşı’nı hiçbir yapıtına almamıştır. Nedeni sorulduğunda “O benim değil, ulusumun eseridir” demiştir. Mehmet Akif Ersoy bu toprakların yetiştirdiği en vatansever ve en dindar insanlarından biriydi. Vatan evlatları cephede canları ile savaşırken o da halkın bu savaşta manevi duygularını coşturan, milleti bu mücadeleye sahip çıkmaya çağıran manevi önderlerden biriydi.

Asıl mesleği veteriner olan şair öğretmenlik de yapmıştır. 1908 yılında edebiyat fakültesinde ‘Osmanlı Edebiyatı’ hocalığı yapmıştır. Ziya Paşa, Muallim Naci ve Namık Kemal gibi ustalardan etkilenerek şiir yazarken, daha sonra kendi üslubunu bularak şiirler yazmıştır. Düşünceleri gereği vekillikten istifa eden Mehmet Akif Ersoy Mısır’a yerleşti. Burada siroza yakalanan şair tedavi için İstanbul’a geldi. Hastalık ilerlediği için tedavi sonuç vermeyince, 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etti. Cenazesi Edirnekapı mezarlığında, arkadaşları Süleyman Nazif ve Ahmet Naim Bey’in yanına defnedildi.

mekanı cennet olsun Ulusal şairimizin dediği gibi, “Allah bir daha bu millete İstiklal marşı yazdırmasın.”

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.