Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Saka

Kentlerde altyapı tarihine bakış-2

 

Dünkü yazımın girişinde aynen şunları yazmıştım: İnsanların bir arada yaşamaya başladıkları neolitik çağdan bu tarafa toplum çok şeye ihtiyaç duymuştur. En başında güvenlik olmak üzere çeşitli sorunlara farklı farklı çözümler getirilmiştir.  Zaman içinde güvenli olmak yetmedi. Başka ihtiyaçlar da gündeme geldi. Misal, su. Gelin öyleyse kentlerde tarih içindeki altyapı ihtiyaçlarına yakından bakalım…

İLK MODERN ULAŞIM ALTYAPISI

İlk ‘demiryolu’, Yunanistan’daki Korint Kıstağı boyunca tekne ve/veya yük taşımak için döşeli bir yoldu. Kaldırımdaki oluklar, tekerlekli arabaların raydan çıkmasını engelledi. Bu erken demiryolu tasarımı, o zamanlar kesinlikle önemli bir altyapı olarak kabul edildi. Yine de raylı sistemleri ekonomik kalkınma için gerçekten önemli kılan buhar makinesiydi.

1857’de İngiltere, Derby’de çelik raylar döşendi; Bundan sonra, lokomotifin taşıma gücü, tedarik ağlarının genişlemesine ve büyümesine izin verdi. Trenler özel şirketler tarafından tutuluyorsa, kapsamlı bir hat inşa etmek için gereken arazi ağı pahalı olabileceğinden, demiryolları genellikle halka açıktır.

Demiryolu altyapısı, 19. ve 20. yüzyıllarda Kuzey Amerika ekonomisinin patlayıcı büyümesinin arkasındaki katalizördü.

Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırlarındaki ilk demiryolu 1860 yılında bir İngiliz şirketi tarafından kurulan İzmir-Aydın hattının bir bölümüdür. Sonra sırasıyla 1865’te İzmir-Kasaba, 1869-1877 yılları arasında Şark Demiryolları (Rumeli hattı) döşendi.

Türkiye’de dört demiryolunun kavşak noktası durumundaki Afyonkarahisar’daki gelişim ise şöyledir:

İlk demiryolu hattı İzmir-Uşak- Afyonkarahisar (Şimdiki Afyonkarahisar İzmir İstasyonu) 1906 yılında tamamlanmıştır. 1892 yılında Eskişehir-Kütahya- Afyonkarahisar arası, 1896 yılında Afyonkarahisar-Konya arasındaki demiryolu güzergâhı tamamlanmıştır.

Elektrik ızgaraları

Filozoflar ve bilim adamları, elektrik yılan balıkları veya statik elektrik olsun, doğada uzun süredir elektrik gözlemlediler. Elektrikle ilgili ciddi araştırmalar 1600’de başladı. Statik elektrik, manyetizma ve Leyden kavanozunun 1745’te bir elektrikli depolama aygıtı olarak icadı ile ilgili gözlemler. Ardından 1752’de Benjamin Franklin, yıldırımın elektriksel olduğunu göstermek için ünlü anahtar ve uçurtma deneyini yürüttü. . Pozitif ve negatif yükleri kullanarak gözlemlerini açıklamak için bir teori buldu. Bunu bir bilimsel araştırma telaşı izledi. Yakında elektron, enerjiyi aktarmanın bir yolu olarak yakalandı. İlk başta elektrik, güç vereceği cihazın hemen yanında üretildi.

1901’de İngiltere, Newcastle upon Tyne’da ilk elektrik santrali kuruldu. Elektrik üretimi ve iletiminin kamu sübvansiyonu çoğu toplum için değerli hale gelir. Elektrik, hemen hemen her sektörde daha fazla üretkenlik sağladı. Demiryolu hatları, yollar ve vapur iskelelerinde olduğu gibi elektrik altyapısı da tüm toplumu daha etkin hale getirdi. Elektrik direkleri ve hatları bir kamu endişesi haline geldi. Özel üretim yaygındır, ancak elektrik şebekeleri bazen halka açıktır. Değillerse, genellikle hükümete bunlara daha fazla erişim sağlayan yasal çerçeveler kapsamına girerler. Nasipse yarın da bu konuya devam edeceğim. Sağlıklı ve mutlu günler dilerim. Selam ve saygılarımla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER