Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Enver Deniz

MEHMET AKİF

Mehmet Ragif 20 Aralık 1873 yılında İstanbul Fatih’te dünyaya geldi. Babası, Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi Arnavutluk’tan İstanbul’a gelmiştir. Annesi Emine Cemile Hanım ise Samsun’da doğmuştur. Babasının ölümünden sonra adını Mehmet Akif Ersoy olarak değiştirmiştir.

1878 yılında, 4 yaşındayken Fatih’te Buharİ Mahalle Mektebi’ne başladı. İki yıllık eğitimin sonunda, Fatih İbtidaisi’negeçti. Rüştiye’yi (ortaokulu) bitirdikten sonra Mekteb-i Mülkiyede (siyasal bilgiler) bir müddet okuduktan sonra BaytarMekteb-i Ali (veterinerlik Fakültesi) ne girdi ve okulu birincilikle bitirdi.

1893 yılında Ziraat bakanlığı veteriner işlerinde göreve başladı. 1898 yılında 25 yaşında iken İsmet Hanımla evlendi. Veterinerlik görevini yürütürken, Maarif Dergisi’nde şiirleri yayınlandı. 1906 yılında Ziraat Bakanlığındaki görevinden ayrılıp, resmi yazışma usulü dersi öğretmenliğine başladı. 1908 yılında da Edebiyat Fakültesinde ‘Osmanlı Edebiyatı’ hocalığında bulundu.

Mehmet Akif Ersoy, günün birinde ihtiyaç halinde cihad etmek için de hazır bulunmayı bir ibadet sayar ve bunun için gayret göstermenin gerekliliğine inanırdı. Bunun için 16-18 yaşlarında yağlı güreş yapmaya başladı. Ayrıca gülle atar, ata biner ve çok iyi de yüzerdi.

Mehmet Akif Ersoy, 1913’te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. 1. Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya’daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin’e gönderildi. Daha sonra Arabistan ve Lübnan’a gitmiş ve burada Batı-Doğu ayrımına şahit olmuştur. Milli Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir’de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul’daki görevinden alındı.

Mehmet Akif, şiirle lise yıllarında meşgul olmaya başlamıştır. Baytar Mektebi’nin son senelerinde bu kabiliyetini ilerletti. Şiirlerinde Türkçeye ve aruz veznine hakim olmuştu. Arkadaşlarına uzun manzum mektuplar yazıyordu. Ziya Paşa, Muallim Naci ve Namık Kemal gibi üstatlardan etkilenerek şiir yazarken, daha sonra kendi üslubunu bularak şiirler yazmıştır. Şairliğinin ilk devresinde yazdığı ve yayınlanmamış binlerce mısralık şiirlerini yok etmiştir. Bunlardan sadece, bazı dostlarının defterlerinde bulunan veya çeşitli dergilerde daha önce yayınlanmış olan iki bin mısra kadarı kalmıştır. Bu eski şiirlerini ’Safahat’ kitabına da almamıştır. Yayınlanan ilk şiirleri Sebilürreşad dergisinde yayınlamıştır.

İstanbul’un işgalinden sonra rahat hareket imkanı kalmayan Mehmet Akif, görevinden azledilmeden önce oğlu Emin’i yanına alarak Anadolu’ya geçti. Sebîlürreşâd’ı Ankara’da çıkarması için Mustafa Kemal Paşa’dan davet gelmişti. 24 Nisan 1920 günü Ankara’ya geldi. Milli Mücadele’ye şair, hatip, seyyah, gazeteci, siyasetçi olarak katıldı. Ailesini de Ankara’ya aldıran Mehmet Akif, Mustafa Kemal’in Konya Vali Vekiline talimatı üzerine, Burdur milletvekili seçilmesi sağlanmıştır. 1920-1922 yılları arasında vekil olarak TBMM’ de yer aldı. 1921’de TaceddinDergâhına yerleşti. Ankara’ya varır varmaz Konya ayaklanmasını önlemek için Konya’ya geçti. Tüm çabalarına rağmen sonuca ulaşamadı ve Kastamonu’ya geçti. Kastamonu’daki Nasrullah Camii’nde verdiği vaaz metni Diyarbakır’da basıldı ve tüm vilayetlere dağıtıldı.

1921 yılında, TBMM tarafından ulusal marş yazılması için 500 lira ödüllü yarışma açıldı. Mehmet Akif bu yarışmaya, ödüllü olmasından dolayı katılmayı düşünmemişti. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricası üzerine arkadaşı Hasan Basri Bey kendisini ulusal marş yarışmasına katılmaya ikna etti.  Mehmet Akif’in yarışmaya katılmayı kabul etmesi üzerine, bazı şairler şiirlerini yarışmadan çektiler. Şairin orduya ithaf ettiği İstiklal Marşı’nı, 12 Mart 1921 Cumartesi günü Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okundu. Ayakta alkışlandıktan sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17.45’te ulusal marş olarak kabul edildi. Mehmet Akif, ödülolarak verilen 500 lirayı Hilal-ı Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Dar’ül Mesai vakfına bağişladı.

1922 yılında vekillikten istifa eden Akif Mısıra yerleşti. Burada siroza yakalanan Akif, hava değişikliği iyi gelir düşüncesiyle Lübnan’a, daha sonra Antakya’ya gitti. Mısır’a iyileşmemiş olarak döndü. 1936 yılında tedavi için İstanbul’a gitti. Tedavi olumlu sonuç vermemişti. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat etti. Cenazesi, Edirnekapı mezarlığında, arkadaşları Süleyman Nazif ve Ahmet Naim Bey’in mezarlarının yanına defnedildi. Allah, bu ülkeye yeniden İstiklal Marşı yazdırmayı nasip etmesin. Ulusal şairimizin, Mekanı cennet olsun inşallah.

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER