Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Enver Deniz

MİLAT GÖYÇE-ZENGEZUR

 

 

Sessiz sedasız bir ülke kuruldu. Azerbaycan’ın batısında, Kars-Iğdır-Nahçıvan, İran ve doğusunda Azerbaycan’a komşu, Ermenistan sınırı boyunca yeni ülke kuruldu. Bu ülkenin adı, Göyçe-Zengezur Türk Cumhuriyeti.

Bayrağı, Azerbaycan bayrağına ek olarak, eli kılıçlı bir aslan ve arkasından doğan bir güneş figürü taşımaktadır. Güney Azerbaycan da yaşayan Türklerin, Kaçar boyundan olan Kovanlı kolu burada yaşamaktadır. Güney Azerbaycan İran’ın kuzeyinde yer alan ve Azeri Türklerinin yaşadığı bölgedir. Bu bölge, Kaçar hanedanın, 1794-1925 yıllarında hüküm sürdüğü topraklardır. Bolşevik devriminden sonra Ruslar burada uyguladıkları politikalar ile Nahçıvan ile Azerbaycan’ın arasını toprak olarak ayırmışlardır.

Bu devletin kurulması da Hatay’ın geri kazanılması gibi doğru zamanda ve doğru şekilde olmuştur. Bu hamle ile Türkiye Nahçıvan ve Azerbaycan kara yolu ile birbirine bağlanmış oldu. Güney Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile birlikte üç yüz milyon Türk nüfusu bir araya coğrafi olarak gelmiş oldu. Türk konseyi ya da Türk halkları birliği son yıllarda atılmış en somut adımdır, Bu birlik daha da büyüyecektir. Karabağ savaşında yapılanlar birliğin büyümesini sağlamıştır. Türkmenistan ve Macaristan gözlemci olarak birliğe katılmıştır.

Bulundukları coğrafyalarda çeşitli tehditler altında olan ülkeler, bu birlik sayesinde ayakta kalacaklardı. Kültürel, ekonomik ve askeri işbirlikleri bu devleri güçlü hale getirecektir. Geçmişte Türkiye, Amerika Birleşik Devletinin etkisi altındayken, Sovyet Sosyalist cumhuriyeti de Türk Cumhuriyetlerinin dillerini asimile etmekle meşguldü, ayrıca coğrafi olarak boyların bir kısmının yerleşimlerini değiştirerek birlikteliklerini bozmuştur. Sovyetler birliği Türk Cumhuriyetlerinin Türkiye’ye yakınlaşmasını engellemiştir. 90’lı yıllarda Türkiye’nin, Karabağ ve Türk toplulukların arasındaki sorunlara etkisiz kalması birliğin ve güçlü olmanın yolunu kapamıştır.

Türk dış politikasında, Türk dünyası öncelikli sorunların başında değildi. Ebulfez Elçibey’in girişimleri o zaman Türkiye’de Alpaslan Türkeş’in dışında karşılık bulmamıştır.

Daha sonra,  ABD’nin güdümündeki FETÖ’nün de buralarda birliği engellemede etkisi ve rolü olmuştur. Bu birlik başı sıkışanın son çaresi olmamalı. Birlik bu dünya oluşumunda güçlü olmak için ilk çare olmalı. Bunun Karabağ savaşı ile görülmesiyle birlik tüm Türk topluluklarının öncelikli gündemi olmuştur.

Bu birliğin bundan sonraki ilk adımı alfabe birliği olmalıdır. Dilin, insanları bir birini anlamasındaki rolü bilinmektedir. Bu sebeptendir ki alfabe birliği ile ilgili çalışmalar uzmanlar düzeyinde başlamalıdır.

Birliğin alfabe birliği dışında ki hedefleri, kültürel, ekonomik ve askeri birliği tesis etmek olmalıdır. Ülkeler arası yolculuklarda kimlik uygulamasına geçilerek kültürel ve ekonomik girişimlerin artırılmasının önü açılmalıdır. Böylece insanlarımız arasında kültürel ilişkiler gelişir ve ekonomik büyüme sağlanır.

Bir diğer birliktelikte askeri alanda olmalıdır. Dağlık Karabağ da görüldüğü gibi birliktelik sağlanırsa yıllardır çözülemeyen sorunlar çözülebiliyor. Askeri alanda oluşan birliktelik, ekonomik alanda oluşan birliktelikle birlikte, güçlü bir topluluk oluşmasını sağlayacaktır. Oluşacak Turan Ordusuyla, caydırıcılık özelliği artan topluluk dünyanın en güçlü toplulukları arasında yer alacaktır.

Güçlü bir Türk Halkları topluluğu, dünyanın yaşanılır bir yer olmasına ve dünya barışına büyük katkı sağlayacaktır. Temelleri iyi atılmış bir topluluk ve güçlü bir Türk dünyası olması dileğiyle.

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER