SAVUNMA SANAYİ

SAVUNMA SANAYİ

Savunma sanayi, bir ülkenin ordusu için gerekli olan taktik, stratejik, savunma ve taarruz amacına yönelik silah sistemlerini tasarlayan , geliştiren ve üreten özel ve kamuya ait kuruluşlar ve işletmeler topluluğudur.

17. Yüzyılın sonlarına kadar savunma sanayinde önde olan Osmanlı,19, Yüzyılda Avrupa da başlayan teknolojik gelişmelerden sonra harp sanayinde Avrupa Devletleriyle mücadele edemeyecek duruma gelmiştir.

Ülkemizin bulunduğu konumun stratejik önemi, güçlü bir ordumuzun olmasını zorunlu kılıyor. Bundan dolayı savaş sistemlerimizin milli olması çok büyük bir önem arz ediyor. Son yıllarda bu konuda ciddi bir atılım yapan Türkiye milli savunma sanayi şirketleri ile çağı yakalamaya çalışıyor. Ancak Atatürk’ün döneminde açtığı fabrikalar ve yaptığı girişimler daha sonra takip edilebilseydi beklide bu gün Türk savaş sanyi çok farklı bir yerde olabilirdi.

Atatürk Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra uçak fabrikasından  top parçalarına kadar bir çok savaş sisteminin üretilmesi için çalışmalar başlattı ve bir çok fabrika kurdu. Daha sonra bu girişimler devam ettirilemediği için bir çok fabrika kapatıldı.

Boeing 1916 yılında ABD’de, Atlas 1883 yılında AEG adıyla Almanya’da kuruldu. Böyle bir zamanda Atatürk 1925 yılında Kayseri’de Türk uçak fabrikasını kurdu. Ülkelerin teknolojik gelişmelerine baktığımızda görülüyor ki eğer biz de bu uçak fabrikasını koruyup geliştirebilseydik dünyanın en büyük savunma sanayi firmalarından biriside Kayseri’de olabilirdi.

Cumhuriyet döneminde savunma sanayinde öyle atılımlar yapıldı ki bu gün bile o ufku ve heyecanı yakalayabilmiş değiliz. 1937 yılında Yunanistan, Mısır, Polonya ve Bulgaristan’a uçak bombası ihraç edilmiştir.  1934 yılında üretilen uçaklardan birisini İran’a hediye edildi. Tamamı yerli sermaye ile Haliç’te kurulan özel savunma sanayi fabrikası Şakir Zümre ilk deniz altı su bombaları, ilk yerli uçak bombaları gibi bir çok ilke imza attı ve bu silahları yurt dışına da satarak ekonominin gelişmesine de yardımcı oldu . Ancak Marshall yardımlarının gelmesi ile birlikte İnönü döneminde tam da yerli füze çalışmaları yapılırken savunma sanayi bölümü kapatıldı. Şakir Zümre sadece soba üretebilen bir fabrika halini aldı.

Atatürk aynı zamanda üç tarafı denilerle çevrili ülkemiz de deniz kuvvetlerinin önemini bildiği için cumhuriyetin kurulmasının ardından çalışmalara başladı.

Genç subaylara ‘’Donanmasız Anadolu olmaz. Donanmadan yana kuvvetli olmak Türkiye’nin savunması için şarttır. Donanmamız izlediğimiz politikanın da kuvvetli desteği olacaktır.’’ Diyerek kuvvetli bir donanma kurmuştur. Donanmanın ilk  dört denizaltısına isimlerini de kendisi vermiştir. Donanma tarafından  Saldıray, Batıray, Atılay ve Yıldıray isimleri hala yaşatılmaktadır.

Cumhuriyet kurulduktan sonra Kara Harp Sanayi ile ilgili 13 fabrika, Hava Harp sanayi ile ilgili ise 5 fabrika kurulmuştur. Deniz Harp Sanayi iie ilgili ise Osmanlı’dan kalan Haliç ve Camialtı  tersanelerinin yanında Gölcük tersanesini de açmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk devrinde bir harp sanayi meydana getirdi ve bu sayede askeri, siyasi ve ekonomik alanda başarılar sağladı. Bu Atatürk’ün tam istiklal anlayışının hayata geçirilişidir.

Savunma sanayinin milli teknolojilerle gelişmesi umuduyla.

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.