Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Enver Deniz

SİYASETTE ÜSLUP

 

Siyasette üslup karşındakini etkilemek adına, önemli bir iletişim aracıdır. Bu yönü güçlü olan siyasiler kendilerini daha kolay, ifade ediyorlar. Kendini ifade edebilenler, topluma mesajlarını daha kolay aktarırılar.

Siyasette farklı görüşlerin savunulması, siyasi partilerin ve liderlerinin birbirini eleştirmesi siyasetin gereğidir. Görüş ve eleştirilerin karşılıklı saygı ve nezaket kuralları içinde ifade edilmesi, hakarete dönüşmemesi gerekir. Aksine da vranış, siyasi tartışmanın düzeyini düşürdüğü gibi, ülkedeki siyasi ortamı da gerginleştirir. Hakaret tarzlı bir üslup, onu kullanana hiçbir yarar sağlamayacağı gibi, kişiliği hakkında yaratacağı kanaatle kendisine zarar da verir. Çünkü anlatım üslubu insanın aynasıdır.

Siyaset dili 1950 li yıllarda sertleşmeye başladı. Siyasetçi vatandaşın ayağına gidince, görüşlerini vatandaşa anlatabiliyordu. Bu nedenle toplumun özelliğini de bilerek, hakaret içeren konuşmalar yapıyor ve toplumu ayrıştırmaya çalışıyorlardı. Gazete hariç ( gazetede belli kesimlere ulaşıyordu.) İletişim araçlarının yokluğu, bu konuda toplumun etkileşimini asgariye indiriyordu. 1960 ve 1970 li yıllar milliyetçi ve sosyalist akımların siyasette varlığını göstermeye başladığı yıllardır. Bundan sonra, siyasette üslup hakaret ve fiziki engellemelere kadar gitmiştir. Bu yıllarda siyasi hakaretler ve cinayetler toplum tarafından da kabul edilir hale gelmiştir.

1970 yıllarda iktidar olabilmek için ortanın solu ve sağı radikal siyasi görüşlere sahip çıkmaya başladılar. Hükümet kurabilmek için ortanın sağı MHP ile ortanın solu sosyalist ve komünist parti ve örgütlerle beraber hareket ediyordu. Bu kamplaşma, siyasette hakaretin yanında siyasi cinayetlere de yol açmıştır. 1980 darbesinden sonra, siyasette yaşanan durağanlık siyasetin diline de yansıdı. Partiler yeni ve henüz kamplaşacak kadar radikal değildiler. Liderlerin siyasi yasaklarına af geldikten sonra, eski partiler yeniden kuruldu ve hakaret içeren söylemlerine yeniden dönmeye başladılar. Kürt milliyetçisi bölücü parti ve bölücü illegal terör örgütü kurulduktan sonra, siyasetin dili daha da sertleşmeye başladı. Siyasi cinayetler kamu personeline yönelince toplumda ayrışma derinleşmeye başladı. 1990 yıllarda etnik siyasi söylemler ön plana çıkınca etnik ayrışma toplumda oluşmaya başladı. Buda nefret söylemini ortaya çıkardı.         2002 seçimlerde etnik nefret söylemlerini kullanmayan parti iktidara geldi. Daha sonraki seçimlerde etnik nefret yerine, laik ve anti laik guruplaşma ve hakaret söylemleri yer almaya başladı. 2010 yılında yapılan referandumdan sonra iktidarın Kürtçü görüşlere hoş görü ile yaklaşması etnik söylemleri yeniden gündeme getirdi. Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına almayı düşünenler bile ortaya çıkmaya başladı. Siyasetin dili her geçen gün sertleşmeye, siyasi partilerin karşılıklı yaptığı açıklamalar ise gittikçe ayrıştırıcı olmaya devam etmektedir. Hakaret dili artıkça toplumda da kamplaşmalar artmıştır.

2016 yılında ki fetö kalkışmasından sonra, Cumhurbaşkanına karşı bir kaplaşma oluşmuştur. Bu kamplaşma o kadar güçlendi ki, geçmişte birbirine düşman olan siyasi görüşleri bir araya getirmiştir. Günümüzde hakaret dili artarak devam etmektedir.

Siyasette tartışma düzeyini yükseltme, konuşma üslubuna dikkat etmekle olur. Demokrasiler, farklı siyasi görüşlerin karşılıklı saygı kuralları çerçevesinde ifade edildiği yönetimlerdir. Ülke ve dünya sorunları hakkındaki düşünce ve önerilerimizi kimseye hakaret etmeden anlatabilmeli ve karşı görüşleri eleştirebilmeliyiz. Saygılı bir üslup, açıkladığımız düşünce ve öneriler, yaptığımız eleştiriler kadar önemlidir.

Siyasette saygı ve nezaketin ön plana çıktığı, kamplaşmaların değil saygılı tartışmaların olduğu siyasi bir yapının oluşması dileğiyle,

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER