Kentsel ve kırsal altyapının sistematiği

Altyapı sistemleri çok yönlü varlıklardır ve doğası gereği karmaşıktır.  Altyapı yalnızca mühendislik sistemleriyle sınırlı değildir. Aynı zamanda yönetişim, hizmet sunumu, insan ve sosyal etkileşimler ve varlık yönetimi gibi çok sayıda başka boyutu da kapsar. Sözgelimi, Afyonkarahisar Belediyesi başta olmak üzere, İl genel Meclisi ve ilçe belediyelerinin alt yapı için harcadıkları emek ve para tüm boyutlarda en iyi hizmeti vermek içindir. Son kertede bu kent ve kırsaldaki insanların konforuyla ilgilidir.

Bu maksatla, altyapı sistemlerinin sürdürülebilirlik odaklı kentsel ve kırsal su sistemleri, enerji, ulaşım, telekomünikasyon, sanitasyon ve kentsel yapılı çevre içerdiği unutulmamalıdır. Bununla birlikte, birçoğu iklim değişikliği kaynaklı olan artan karmaşıklıkların mevcut doğası göz önüne alındığında, düşünce sürecinin sürdürülebilirlik ve/veya dayanıklılık pratiğinin ötesinde ele alınması gerekmektedir. Bu durumda, altyapı planlaması ve yönetimi konusundaki düşünce kuruluşları ve politika uzmanları yol ayrımındadır – çağdaş araştırma direktifleri dinamiktir ve şehirleşmenin artan baskısı ve iklim gibi düzenli ancak belirsiz yıkıcı güçler nedeniyle yönetim uygulamaları sürekli dönüşüm altındadır. Doğal afetler, insan kaynaklı tehditler ve küresel salgınlar, diğerleri arasında. 2008’deki Büyük Durgunluk bize sağlam altyapıya sahip olmanın faydalarını öğretirken, mevcut COVID-19 benimsemeye hazır yeşil ve temiz teknolojilerin kapsayıcı ve gelecekteki değişikliklere duyarlı olacak ihtiyatlı altyapı temelini nasıl destekleyebileceğini ortaya koyuyor.

Modern, iyi tasarlanmış altyapı sistemleri, trafik sıkışıklığı ve enerji verimsiz binalar gibi faktörler sosyal eşitsizlik ve yoksulluk seviyesini güçlü bir şekilde belirlediğinden, nüfusun sosyo-ekonomik refahında önemli bir rol oynamaktadır. Bu zorlukların üstesinden gelmek, şehirlerin daha sürdürülebilir olmasını sağlayan yenilikçi kentsel planlama, teknoloji uyarlaması ve yönetişim modelleri gerektirir. Yoğunlaştırılmış kentleşme eğiliminin kentsel peyzajın kalitesini etkilemesine rağmen, ekonomik büyüme ve daha iyi yaşam kalitesi için daha büyük fırsatlar sağlarken, entegre altyapı yönetiminin şehirleri gerçekten sürdürülebilir ve dayanıklı kılmak için bir itici güç olarak hizmet ettiği açıktır.

Sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması çok önemli olmakla birlikte, altyapıya devam eden ve ek yatırımların, önümüzdeki zorluklarla savaşmanın stratejik yolu olduğu anlaşılmaktadır. Çeşitli altyapı türlerinin yatırım yelpazesine nelerin dahil edilebileceğine ilişkin kriterler coğrafyaya göre değişiklik gösterebilir ve mevcut altyapıdaki farklılıklar, yapılı biçim, iklim zorluklarının yanı sıra yerel kaynakların ve/veya yerel kaynakların doğası ve mevcudiyeti gibi birçok faktöre bağlı olabilir.