DİJİTAL CİHAZ BAĞIMLILIĞI

Günümüzde çocuklar ve ergenler internete kolaylıkla erişebilmektedir. İnternet kullanımı günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İnternetin kolay erişilebilirliğinin, dünya çapındaki psikiyatristlerin son zamanlarda fark etmeye başladığı kendine has sorunları vardır.

Aşırı kullanımı küresel bir sorun haline gelen çocuk ve ergenlerin dijital cihazlar, öğrenmede önemli bir rol oynasalar da son araştırmalar internet bağımlılığının ruh sağlığı açısından ciddi bir sorun haline geldiğini ortaya koyuyor.

İçinde bulunduğumuz çağda internet şeklindeki elektronik medyanın kullanımı özellikle çocuklar arasında katlanarak artmış ve çocukların internete aşırı ilgi duymalarına yol açmıştır.

Dijital cihazların ve çevrimiçi öğrenmenin ortaya çıkışı, geleneksel ebeveyn-çocuk veya akran etkileşimlerinin yerini alırken, birçok ülkeyi kapsayan araştırmada küresel internet kullanım bozukluğu yaygınlığının 12-41 yaş arası kişiler arasında yüzde 6 olarak tahmin edildiğini ortaya çıkardı.

Ayrıca birçok araştırmadan elde edilen veriler internet kullanım bozukluğunun genç yaş gruplarında daha yaygın olduğunu göstermektedir.

Araştırmacılar öğrencilerin yüzde 20’sinin günde 5 saat veya daha fazlasını sosyal medyada geçirdiğini, yüzde 23’ünün neredeyse her gün video oyunu oynadığını ve yüzde 30’unun çeşitli elektronik cihazlar kullandığını belirlediler. Bu öğrencilerden yaklaşık yüzde 5’i bağımlılık belirtileri bildirmiştir.

Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de yakın zamanda yapılan bir araştırma, 1-3 yaş arası çocukları olan ailelerin sırasıyla yüzde 96,5’inin ve yüzde 89,4’ünün akıllı telefon ve tablete sahip olduğunu ve bunların neredeyse yarısının (yüzde 47,4) günde en az bir kez akıllı telefon kullandığını, yaklaşık üçte birinin ise (yüzde 36,8) akıllı telefon kullandığını bildirdi.

Araştırmalarda dijital bağımlılığın günlük yaşamda önemli sıkıntı ve fonksiyonel bozulmalara neden olabileceği gibi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, depresyon ve anksiyete gibi eşlik eden psikiyatrik bozukluklara da neden olabileceği yaygın olarak rapor edilmiştir.

Ayrıca, sık internet kullananların psikiyatrik özellikleri üzerine yapılan araştırmalara göre, sosyal kaygı, duygusal sorunlar ve bilişsel bozukluklar gibi semptomların görülme sıklığı yüksek olduğu kaydedildi.

Dijital bağımlılığın bir çocuğun veya ergenin gelişimine zarar verme riskinin daha yüksek olduğu bilinmektedir. Çünkü bu kişiler henüz kimliklerini tam olarak geliştirmemişlerdir ve yetişkinlere göre daha az baş etme mekanizmasına sahiptirler.

Bu risk, bağımlılık ne kadar genç yaşta başlarsa o kadar yüksektir. Çocuklar ve ergenler, özellikle sosyal medyada ve çevrimiçi oyunlarda yetişkinlere göre daha az öz kontrole sahiptir ve nispeten hızlı bir şekilde internet bağımlılığından muzdariptir.

Bu bağlamda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların bu bağımlılığa eğiliminin arttığı tespit edilmiştir.