Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Semih Tulay

MİTOLOJİK AKARSU BÜYÜK MENDERES

Antik Çağ’da insanlar geçtikleri yerlere hayat veren, uygarlık götüren her akarsuyun bir tanrısı olduğunu kabul edip, onları insan biçiminde düşünmüşlerdir. Yontu sanatında, duvar resimlerinde ve madeni paralar üzerinde küçük akarsuların-çayların tanrıları genç erkek biçiminde, büyük ve uzun akarsuların-nehirlerin tanrıları ise yaşlıca uzun saç ve sakallı erkek olarak gösterilmiştir. Bu tanrılar yan yatmış durumda ve genellikle ellerinde içinden çeşitli meyvelerin taştığı “bereket boynuzu” tutar durumda tanımlanmışlardır. Akarsu tanrılarının kimi zaman ellerinde tuttukları testiler (amfora) suyun akış hızını tanımlar. Örneğin, amfora eğik ise suyun hızlı, yukarı doğru ise normal, dik durumda ise yavaş aktığını gösterir.

Büyük Menderes Nehri’nin antik adı Maiandros olup, aynı zamanda onu temsil eden tanrıya verilen addır. Büyük Menderes’in ilk zamanlardaki adı “dolaşıp önceki yere gelen” anlamında olan Anabaenon idi. Eski Dinar yani Kelainai’de Kerkaphos ile Anaksibie’nin oğlu olan Kral Meandre kendini bu nehre atıp yaşamına son verince akarsuyun adı onun anısına Maiandros olarak değiştirilmiştir.

Büyük Menderes ya da antik adıyla Maiandros Nehri, Kelainai’de Suçıkan Mevkii’nde yeraltından çıkıp gün ışığına kavuştuktan sonra, aşağılara doğru inerken ona katılan çaylarla büyür ve kocaman bir nehir haline gelir. Ağırbaşlılıkla geçtiği her yere bolluk-bereket, uygarlık götürerek sonunda Aydın-Söke yakınlarında sevgilisine hasret bir aşık gibi özlemle Ege Denizi’nin mavi sularına kavuşur.

  1. Menderes, Dinar’dan başlayan 548 kilometreyi aşan uzun yolculuğunda Ege’deki Frigya, Karya ve İyonya gibi antik bölgelerden geçerken kenarında, yakınlarında ya da onu besleyen akarsuların yanı başlarında yer alan Laodikeia, Hierapolis, Antiochia, Aphrodisias, Nysa, Tralles, Magnesia, Milet, Myus, Naulochos ve Priene gibi onlarca antik kente yaşam sağlamıştır. Ancak zamanla kimi kentleri ya milleriyle toprağa gömmüş, ya da Milet gibi kimi deniz kıyısındaki liman kentlerini denizden yaklaşık on kilometre uzaklaştırmış, onunla da yetinmemiş, kimi koyları göl biçimine (Bafa Gölü) dönüştürmüştür. Antik Çağ’da kendinden çokça söz edilen bu akarsuyun akış biçimi bile bir simge olarak günümüz dahil tüm zamanlarda sevilerek kullanılan “meandr motifi”ne esin kaynağı olmuştur.

Bu denli önemli akarsu olan Büyük Menderes mitolojide önemli bir yere sahip olup, onunla ilgili çok sayıda mitolojik öykü vardır. B. Menderes Dinar’da mitolojik birkaç öyküyle doğar, geçtiği yerlerde mitolojik öykülere karışarak Ege Denizi’ne mitolojik bir öyküyle kavuşur. İşte onunla ilgili olan mitolojik öykülerin kimileri: Göl Perisi Syrinks ve Pan, Marsyas ile Apolon’un Müzik Yarışı, Belalı Hasatçı Lithyerses, Miletos ve Milet Kenti’nin Kuruluşu, Kaunos Aşkı ve Kaunos Kenti’nin Kuruluşu, B. Menderes’in Maiandros Adını Alması, Menderes Tilkisi, Maiandros’un Dava Edilmesi, Kalamos ile Karpos.

Şimdi bunlardan biri olan Kalamos ve Karpos yani karpuzla kamış öyküsünden kısaca söz edelim. Kalamos, nehir tanrısı Maiandros’un; Karpos ise rüzgar tanrısı Zephyros’un oğlu idiler. Canciğer iki arkadaş birbirlerinden hiç ayrılmazlar, yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş. Günün birinde B. Menderes Nehri’nde birlikte yüzüp şakalaşırken birden aralarında kıyasıya bir yarış başlayınca saatlerce yüzerler. Ancak bu yarışmada bitkin düşen Karpos boğularak ölür. Kalamos çok üzülür, arkadaşının cansız bedeninin yanından ayrılamaz, günlerce yas tutar. Ona acıyan tanrılar Kalamos’u su kıyılarındaki kamışa dönüştürürler. O günden sonra da ondan yapılan kaval, ney ve flütlerden çıkan yanık seslerle inler durur. 3000 yıldır adı değişmeden günümüze değin gelen Karpos ise tanrılar tarafından yaz sıcaklarında büyük bir keyifle yediğimiz sulu bir meyve olan karpuza çevrilir. Bu öykü bile tek başına Anadolu topraklarının kültürel zenginliğine bir örnektir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER